9. BÖLÜM

386 24 3
                                    

*****

UFUK

Oysalar da kalmıştı aşk. Kalp kırıklığında, keşkeler de, imkânsızımlar da, umutsuzluklarda gizlenmişti aşk.

Öfkeliydim...

Herkese, kendime, Damla'ya, bitmek tükenmek bilmeyen aşkıma öfkeliydim. Aşkım o kadar büyüktü ki önüne ne geliyorsa yakmaya hazırdı içinde benle beraber. İlk ve son aşkım olmaya yemin etmiş bir kadındı karşımdaki. O kadar derin bir sevdası vardı ki bitmiyordu. Kendimi yollara vurdum. Hiç durmadan yürüdüm. Öfkem bana inanamayacağım şeyler yaptırıyordu. Bunlardan biri de "Düşmanına, dostundan daha yakın ol.'' Sözünden ortaya çıkan bir karardı.

DUMAN

"Lan arabamı kim bu hale getirdi?'' diye şaşkınlıkla haykırırken, bir yandan da Damla'yı kolundan tutuyordum. Gördü tanıdığı bulamazken, aklımda bir şüpheli vardı.

"Ulan Ufuk! Kesin bu senin işin. Yaktım çıranı!'' diye öfkeyle söylendim. Damla canım benim bir şey görmediği için "Duman ne oldu?'' dedi. Öfkeme mi güleyim yoksa kıza verdiğim cevaba mı bende bilemedim.

"Yok, bir şey canım. Arabamın üzerinden bir öküz geçmiş.'' Derken Damla "Öküz neyi ne olmuş?'' demesi ile kahkahama mani olamadım. Bu kız beni bir gün öldürecekti. Sağ elimle bir taksiyi durdururken, bir yandan da Damla'ya laf anlatma derdindeydim.

"Öküz diye bir hayvan vardı ya canım. O geçmiş arabamın üstünden.''

"Öküz diye bir hayvan mı vardı?''

Yok, bu cümle uzayıp gidecek. Damla bir öküzü de hatırlamıyor musun canım ya? Kendi kendime söylenirken çoktan taksiye binmiştik.

"Şimdi Duman benim körlüğüm geçici miymiş? Ben anlamadım.'' Gülümsemeden duramadım.

"Evet hayatım. Geçici bir şey...''

"Hımmm... Çok anlamadım ama neyse.'' Dediğinde masum yüzüne bakıp gülümsedim. Güzel saçlarını okşarken çoktan başını sol göğsüme yaslamıştım. Damla'nın evine geldiğimizde yan tarafına birilerinin taşındığını gördüm. Koca bir kamyon evin önüne durmuş, eşya taşıyorlardı. Damla ile araçtan indiğimizde eve merakla bakındım. Ama dışarı çıkan simayı gördüğümde şok geçirmiştim.

"Ufuk?'' dediğimde ukalaca sırıtıp tam önüme geldi.

"Efendim kardeş?'' dediğinde öfkeyle "Sen buraya mı taşınıyorsun?'' dedim.

"Evet.''

O sırada bizim konuşmamızı bölen Damla'ydı.

"Ne oldu Duman? Ufuk nereye taşınıyormuş?'' dediğinde Ufuk ile gülümsemeden duramadık.

"Canım senin sadece gözlere değil, kulağa da bir şey olmuş olmalı.'' Dediğimde Ufuk ile gülümsememiz kahkahaya dönüşmüştü.

"Ne diye dalga geçiyorsun? Görmüyorum işte. Önüm karanlık."

"Tamam tamam... Dalga geçmiyorum. Bak sustum.''

"Hala susmadın Duman! Şeytan diyor ki elinin tersiyle vur ağzının üstüne. Ağzın nerde Duman? Onu da görmüyorum.'' Dediğinde Ufuk'un karnına vurmuştu. Ufuk iki büklüm olurken "Yanlış adres canım. Ufuk'a vurdun.'' Dedim. Damla endişe ile elini uzatmış "Ufuk! Nerde? Nerene vurdum? Ay çok özür dilerim. Hep senin suçun Duman!'' derken ben hala gülüyordum. Ufuk karnını tutarken bir an Damla'nın eliyle elleri birbirine kavuştu. İşte o an gülümsemem solarken Damla'yı kendime çekeleyip, öfke ile Ufuk'a bakmam bir oldu.

FIRTINA-2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin