16. Bölüm

353 26 6
                                    


****

Ufuk'u arayan Batu'ydu.

"Efendim Batu?"

"Yarın gece ödül törenine hazırsın değil mi? Duman'da gelecek."

"Bak Halil amcam gelmezsen çok üzülür."

"Tamam tamam. Geleceğim."

"Tamam abi. Hoşça kal."

Ufuk acı dolu gözlerini odasındaki fotoğrafa kenetlemişti. Sevdiği kadının gülen yüzüne odaklandığında kendini yatağa bıraktı. Çerçeveyi de eline alıp, gülen yüze özlemle dokundu.

"Çok özledim seni. Çok özledim fırtınam." diye fısıldadı. Gözyaşları yanağını yakarken çerçeveyi kalbine bastırdı. Gözlerini acıyla kapadı. Genç adam bir yıldır kendini suçluyordu. Kaybettiği kadının ölümüne sebep olduğu gibi o günü bir an olsun unutamıyordu.

****

BİR YIL ÖNCESİ

UFUK

Denizin en dibindeydim. Tamamen kendimi kaybetmiştim. Ölüme gözlerimi kapadığımda, kolumdan yüzeye çekildim. Hala inatla gözlerimi açmıyordum. Ama beni sarsan kolların etkisi ile uyandım.

"Lan sen ne yapıyorsun?" diye haykıran Batu'ydu. Umutsuzca baktım.

"Damla ölmedi. Ölemez... "

"Üzgünüm kardeşim. Çok üzgünüm." derken sımsıkı bana sarıldı. Polis memurları aramayı bırakırken sevdiğim kadının eşyalarını yanı başıma bıraktı.

"Başınız sağ olsun."

Kalbim yanıyordu. Kaybetmiştim. Kaybetmiştim...

"Hayırrrrrrrrr!" diye haykırdığımda tamamen kendimi kaybettim. Çığlığım herkesi ağlatırken, Batu korkuyla bana sarılıyordu.

"Tamam, sakin ol. Ufuk sakin ol! Ufuk! Ufuk! Dur yapma!"

*****

ŞİMDİKİ ZAMAN

Gözlerimi hızla açtım. Sabah olmuştu. Güçlükle yatakta doğrulup, başımı kaşıdım. Hayat o kadar boş geliyordu ki. Yaşamamın bir anlamı yokmuş gibiydi. Düşüncelerim arasında kalkıp banyoya girdim. Soğuk suyu defalarca yüzüme çarpıp, aynadaki tanıyamadığım adama baktım. Sakallarım çıkmıştı. Saçlarım dağılmış, üstüm başım paspal bir haldeydim. Bir an önce kendime çeki düzen vermem lazımdı. Yoksa çok daha kötü şeyler olacaktı. Elime tıraş köpüğünü alıp yüzüme sürdüm. Ardından aklıma yine bir anım geldi.

***

Hatay'daydık. Sevdiğim kadın uyanmış banyonun kapısından bana uykulu gözleriyle bakıyordu. Gülümsedim. Elimde tıraş bıçağıyla sakallarımı keserken "Günaydın fırtınam." Dedim. 

Gülümsedi.

"Gün aydın değildi ama seni görünce güneşim doğdu."

"Hımmm..."

"Gülmesene ukala ukala... Ha bu arada hemen dişlerimi fırçalayıp, giyinmem gerek. Allah başıma bir hoca vermiş çok fena."

Cadı...

Bugün dersi banaydı. Gülümsememi durduramazken "Ne olmuş hocana?" dedim. O arada da yüzümü yıkayıp, havluyla kuruluyordum. Damla yüzünü yıkarken "Adam aklını tasarımla bozmuş. Ne yapsam beğenmiyor." dediğinde beline sarıldım.

FIRTINA-2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin