Yazarken elime bulaşan mürekkebi farketmiyorum, bazen onlarca sayfayı heba ediyorum. İlhamım senken onlarca sayfa da ne ki? Ben yine yazıyorum, okumayacağını bilsemde. Bir ümit yine alıyorum elime kalemi. Bir saman kağıdı.. Ne ile doldurabilirim bu sayfaları bilmeden başlıyorum. 'Sen' diye başlıyorum. 'Evet, öyle bi sen ki baştan aşağı aşk!' Öylece dona kalıyorum. Mürekkep kağıda akmaya devam ediyor fakat ben orda değilim. Ben 'sen'deyim. Gözlerine bakıyorum o an, kül oluyorum. Gülümsemenle yeniden doğuyorum. Ama fazla dayanamıyorum yine. Ben uzaklara değil, sana dalıp gidiyorum işte. Her gün istasyona gidip seni bekliyorum 19.00 trenindeymişsin gibi. O takımı da sadece senin için giyiyorum her gün. Bekliyorum gece yarısına kadar. Sonra geri dönüyorum. Her gün aynı heyecanı ve aynı kederi yaşıyorum. Yarın yine beklicem. Artık yaşlandım, beni daha fazla bekletmeyeceğini umuyorum. İyi geceler pembe vagon.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meczup'un Not Defteri
RandomFarklı yazılar farklı bölümler.. Bu kitapta yazılarımı derledim. Deli olarak tasvirlediğim kendimden, sevdalısı olana kadar yazdığım yazıları, hayal kurarak okumanızı ve yaşamanızı istiyorum. Bir olay örgüsü yok ama mekan belli bu kitapta; Gönül. ...