Selam millet! Nasılsınız bakalım? Uzun süreden sonra anca bölüm atabildim tabi ben. Bu bekletme için üzgünüm ama bir türlü toparlayamadım. Neyse. Diğer bölüm daha erken gelecek muhtemelen çünkü ne yazacağımı kafamda tasarladım bile.
Bir de oylar biraz düşük. Lütfen oylarınızı eksik etmeyin. Yorumlarınızı da. Neyse sizi seviyorum!
Sizi daha fazla uğraştırmadan bölüme geçelim. Umarım beklentilerinizi karşılar civcivlerim!
-Yazarınız
GÖKSU
Bu sabah gülümseyerek uyandım. Çünkü gece Buğra aradı ve aramızı düzelttik. Sanırım biraz anlayışlı davranmam gerekiyor. Ortak tanıdıkları var ve bu ortak tanıdıkları aileler. Bu yüzden görüşürken mecbur kalıyorlar. Yani en azından Buğra. Didem'i bilmem. Gerçi hala Buğra'yı seviyor gibi görünüyor ama Buğra benim.
Saçlarımı örmeyi bıraktım ve aşağıya indim. Güzel bir kahvaltı yapmayı hak ediyorum bence ben.
"Günaydın benim aşkımlarım!" diye bağırarak masaya oturdum. Daha sonra kahvaltılıkları tabağıma doldurdum. Belki biraz fazla doldurdum ama iyi oldu bence.
"Akşam misafir gelecek," dedi annem. Suratına baktım. Ben evden kaçayım lütfen.
"Kim? Ben Gecelere kaçarım," dedim. Annem 'öyle bir şey yaparsan seni deşerim' bakışı attı. Masumca sırıttım. Sabah ki mutluluğumdan eser kalmadı şu an açıkçası.
"Anneannen, deden ve dayın," dedi. He onlar mı geliyor? Peki gelsinler.
"Ve Geceler de bize gelecek," dedi ve sırıttı annem. Dayımı sevmiştim neyse. Teyzemle amcamı da uzun süredir görmedim zaten. Bak bir mutlu oldum şimdi.
"Bugün dışarı çıkacağım ama," dedim. Kafasını salladı annem.
"Gökçe de çıkacakmış. İyi çıkın siz bu evde kimse bana yardım etmesin, yaparım ben tek başıma, oğullarım da zaten akşam çıkacaklarmış dışarıya onlar da yok," diye söylenmeyi başladı. Babam,
"Dokunma benim kızlarıma. Birkaç güne kalmadan okulları başlıyor zaten," dedi. Babama öpücük attım ve anneme sinsirella sırıtışımı attım. Kahvaltıdan sonra babamlar işe giderken biz de annemin masayı toplamasına yardım ettik. Bugün Buğra'yı görmem lazım benim. Kesinlikle.
"Sen Müge'yle buluşacaksın değil mi?" dedim Gökçe'ye. Kafasını salladı.
"Ben de geleyim," dedim. Kafasını sallayıp onayladı. Daha sonra mutfağı toparladıktan sonra yukarıya çıkıp hazırlandık. Siyah dar pantolonumu giydim ve üstüne siyah atlet ve renkli yelek giydim. Saçlarımı da mısır örgüsü yaptım ve hafif bir makyaj yaptım.
Aşağıya indiğimden bir iki dakika sonra Gökçe de indi. Beraber evden çıktıktan sonra bir kafeye gittik. Duyduğuma göre Gece de oraya gelecekmiş. Bak neredeyse bensiz gidiyorlardı. Sonunda kafeye vardığımız da Müge'yle tanıştık falan.
"Valla Buğra Abim yüzünden seni gayet iyi tanıyordum ben," dedi gülerken. Ben de güldüm. Gökçe'yi ifşalamak istemediğim için sadece güldüm
"Seni de Tunç sayesinde Gece," dedi. Ama Gece benim ifşalamak istemediğim şeyi ifşalayarak,
"Valla biz de seni Gökçe'nin anlatımından biliyoruz," dedi. Müge de gülerek Gökçe'ye sarıldı ve,
"Çünkü o benim canım yengem," dedi. Evet, bence ayrılsalar ikisinden çok Müge üzülecek gibime geliyor. Bu düşünceme gülmeden edemedim ki kafamı çevirdiğim de içeriye Aras'ın, Fuat'ın ve Yiğit'in girdiğini gördüm. Bu salak niye bunlarla takılıyor ya?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3G
HumorBirbirine bağlı iki kardeş ve bir kuzen. Gökçe, Göksu ve Gece. Göksu'nun kıskanç pandaları, Gökçe'nin en kıymetlileri ve Gece'nin yakışıklı followerları Gökhan, Gökcan ve Giray. Gökçe'nin yakışıklı muavini Murat. Gece'nin Tumblr boy'u Tunç. Göksu'nu...