"Peki sen istedin şimdi arkadaş olarak ilk işimiz tanışmak"yüzüm istemsiz olarak tebessümle doldu. Çok sürmeden bana karşı ciddi bakışlarını kısık bir gülüşü doldurdu. Bir insan nasıl bu kadar güzel gülebilir anlamıyorum. Gülüşünden hayatının özetini çıkarabilirim biraz kaygı biraz bezmiş biraz da utançla geçmiş gibi görünüyor hayatı. Tabi buradan bakınca bakalım gerçek hayatı nasılmış.
" Tanışalım o zaman"
Yüzümü gere gere gülümsedim. Dolu dolu bir gülücük. O da karşılığını dünyalar güzeli gülümsemesiyle verdi, inanılmaz güzel sanırım bu zamana kadar onun kadar güzel gülen birini görmemiştim.
"Benimle karanlık çöplüğüme girmeye hazır mısın?" çılgınlığa bayılırım ama o köpekten hala korkuyorum ve bu benim umrumda değil.
Deli gibi zıplayıp,
"EVEEEETTT. (Ihı ıhııı) yani evet."
*Salak Rojj neden sanki bu anı beklermiş gibi bağırdım ki* iç sesim haklı neden bu kadar bağırdım ki.
"Hazırsın demek ama sonradan pişman olma köpeklerimin gazabına uğrayabilirsin ben şimdiden söyliyim."
Haaahaahaha. Korkmuyorum ki bu çocuk çok komik be.
"Umrumda değil hadi gidelim" dedim mutlu gülücüklerle
"Tamam ama iki dakika biriyle konuşup geliyorum" ever anlamındaki kafa sallama hareketini yaptım. Beş altı adım atıp telefonla birini aradı. Konuşması bittiğinde güler yüzüyle gelip
"Hadi gidelim." dedi..
***
Burası sandığımdan da korkunç görünüyor tabi bu daha başlangıç. Daha içeri girmedik bile.
"Beğendin mi?"
"Hııı hı muazzam ötesi... Harika." Avuçlarını ovuşturarak,
"Güzeeell... Ama bu daha hiç bir şey daha içeri girmedik. Biliyorsun dimi" dedi.Suratım şu anda bir buldogdan farksız ama sanırım benim beğendiğime sevindi. Deponun iç tarafında büyük bir kapı vardı. Ben asıl orayı merak ediyordum. Yavaş adımlarla kapıyı açmaya gittim, tam kapıyı açıcaktım ki bir anda gelen
"DUUUUUURRR" sesinden irkildim.
"Ne bağırıyon be"
"O kapıyı sakın açma...SAKIN!"
Niye? Neden bu kadar heyecanla söyledi ki.. Bunun kesinlikle bir nedeni olmalı."Neden? Niye açmıyomuşum" yavaşça bana doğru geldi gülümseyerek. Sağ kolunu omzumun üstüne atıp bana baktı bende ona bakıyordum. Gözlerimiz birbirine hafifçe temas etti ama o hemen gözünü üzerimden çekti. Sanki...ne ise ya umrumda değil.
"Sen o kapıyı bırakta gel benle, benim sana bir sürprizim var"
heyecanla"Neymiş o?" diye sordum.
"Şimdi değil birazdan göstericem, çok ama çok beğeneceksin"***
Bana deponun içinide gezdirdi ama ben iyice sıkıldım.
"Şu sürprizi ne zaman göstereceksin acaba?" meraklı bakışımla ve her zamanki dolu dolu gülümsememle sordum.
"Tamam madem çok merak ediyorsun hani az önce merak ettiğin kapı varya oraya girecez" kafamı hadi gidelim anlamında salladım.
Tek kolunu omzuma attı. Kapıyı yavaş yavaş ve sinsi bir gülüşle açıyordu. Bu neydi şimdi böyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
ChickLitKARANLIKK!!! Yüzüm acıyor. Sanki biri tokat atıyor. "Heyyy! Heyyy! İyi misin ?" Evet bu bir erkek sesi. Kim ki acaba? En iyisi gözümü açmak. Gözümü yavaşça açtım. Şimdilik bulanık, ama bi şey görüyorum. Bi erkek. Offf her yerim acıyor ayrıca üstümde...