Arkadaşlar öncelikle 400 okunma olmanın verdiği sevinç ve gururla yazdım bu bölümü ben bi iki hafta kadar bölüm atamayabilirim çünkü sınav haftasına girdik onun için bu bölümü biraz uzun tutmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz sizi çok ama çok seviyorum....
Medya; Şeva nın günlük ve her zaman ki giyiniş tarzı *_*
Ihımmm, ıhıımmm evet nerden başlasam bilmiyorum. Sevgili günlük mü yoksa heey günlük mü off tamam yeter. Başlıyorum Bugün babamdan kaçtığım günlerden 400. sü biliyorum seni yazmaya şimdi değil babamdan kaçtığım o gün başlamalıydım ama ne yapabilirim yaşadığım şu son üç hafta seni yazmaya karar verdim.
Biri var hayatımı kurtaran saysam sayamam belki ama onun da eminim bi sürü derdi vardır. İsmini merak ettin mi? ismi Şeva, Şe-va gece kadar karanlık birisi nasıl bi hayatı olduğunu hala çözemedin ama bir gün çözücem gizem dolu. Renkli mi yoksa kara bi külden farksız mı inan hiç bilmiyorum.. Neyse saat kaç saat e geç değil ki maalesef günlük bu günlük bu kadar yeter ben Şeva'nın yanına gidiyorum hadi görüşürüz....
***
"Naber lan sayko" dedim. Ses gelmedi duyduğum tek şey bağırma sesleri. Anlamadım ki.
"Şeva şeva nerdesin " biraz sonra Şeva'nın mekanında yattığı yere girdim. Girmemle nefesimin kesilmesi aynı saniyeler içinde gerçekleşti. Şeva kanlar içinde yerde yatmış isyan eder gibi bağırıyordu.
"Şeva şeva sen ne yaptın kendine iyi misin ha iyi misin bi şeyin var mı Şeva bi cevap ver " her kelimeyi yutkuna yutkuna heyecanlı bi şekilde söyledim sonra yüzünü bana döndü yüzü bembeyaz olmuştu
"Hepinizden tiksiniyorum anladın mı beni hepinizden nefret ediyorum iğrençsiniz hepiniz - hepiniz iğrençsiniz" bu sözleri mavi gözleri bana baka baka acı içinde söyledi her sözünü yüreğimde hissettim sonra ağlamamak için kendimi zor tuttum.
"Saçmalama Şeva ölmek mi istiyosun bunu mu istiyosun hadi kalkta yaralarını temizliyelim hadi kalk dedim sana kalk. Tamam sen kalkmassan ben seni taşırım ne de olsa kaç yıl halter yaptım ben" dedim elimi uzattım ona. Sonra yüzünü yalancı bi tebessümle doldurup
"Sen misin halterci. Sen haltercisin. Prensesler gibi el bebek gül bebek büyümüşsün kızım çekil ben kendim sararım yaralarımı " dedi. Sanki kendinden başka kimsenin derdi yokmuş gibi dünyada gerizekalı işte.
Kanlı elleriyle beni itip lavaboda suya tuttu elini. Hiç farketmeden yüzümden çeneme akan gözyaşını elimin tersiyle sildim sonra hızlı adımlarla Şeva'nın yanına gidip
"Yaa oğlum bırakta ben yapıyım şu işi şimdi enfeksiyon falan kapar elin hiç uğraşamam senle" usanmış gibi yapıp kanlı elini bana uzattı
"Hah şöyle yola gel"
"Çok konuşmada yap şunu zaten korkuyorum"
"Neyden? Enfeksiyondan mı?"
"Yok senden korkuyorum ama birazcıkta enfeksiyondan sonuçta gitar çalıyorum onlara bişey olmasını istemem "
Yarım ağız bi gülüş yaptım ve elini sarmaya başladım."Ya enfeksiyonu anlarımda benden niye korkuyosun onu anlamadım"
"Başın dertten kurtulmuyo kızım şimdi buraya geldin ama her an herşey olabilir yani güvenemiyorum" dedi sonra bilerek sargıyı azıcık sıktım salak hemen bağırdı.
"Kızım napiyosun yapamıyosan bırak ben yaparım" deyip ters ters bana baktı bende ona ciddi bi bakış atıp
"Iyyyy. Canında ne tatlıymış be senin madem bu kadar mızmızlanıcaktın o zaman hiç vurmasaydın elini cama" dedim. O da yandan yandan bana bakarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
ChickLitKARANLIKK!!! Yüzüm acıyor. Sanki biri tokat atıyor. "Heyyy! Heyyy! İyi misin ?" Evet bu bir erkek sesi. Kim ki acaba? En iyisi gözümü açmak. Gözümü yavaşça açtım. Şimdilik bulanık, ama bi şey görüyorum. Bi erkek. Offf her yerim acıyor ayrıca üstümde...