-3-

462 57 38
                                    

Uyandığımda başımda filler tepiniyordu.Başka bir odadaydım dört duvar arasında en son kaçmaya çalışmıştım. Yerde yatıyordum boynum ağrıyordu,kolumda ufak bir acı vardı kim bilir ne enjekte etmişlerdir? Gözlerimi ovuşturup doğruldum ve ağzımdan küçük bir inleme döküldü. Çok geçmeden kapı açılıp adam yanıma geldi sanırım adı Araf'tı bayılmadan önce bir adam söylemişti. Yanıma gelerek
-"Nasılmış küçük sıçanımız?" alayla söylediği cümle sinirimi bozmuştu. Ona dönerek
-"İyi sen nasılsın?" dedim.
Araf'ın bana nasıl baktığını çözememiştim.
-"Bu yaşadıklarından sonra her gün öleceksin"dedi
İçimi bir korku kapladı. Kollarımdan tutup beni kaldırdı. Sesimi çıkarmıyordum,bodrum kata indiğimizde kapı açıldı ve gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Babam sandalyede hırpalanmış bir şekilde oturuyordu. Bana baygın bir şekilde bakarak
-"Kızım" dedi gözlerim yanmaya başlamıştı ilk defa babam bana kızım demişti.
Araf bağırarak:
-"Bak Murat kızın burada!"diyince yandaki adamlar gelip kolumu tuttu ve başıma silah dayadı bu sefer korkuyla gözlerim iki kat büyüdü. Babam bana bakarak
-"Öldürmeyin onu ne isterseniz yaparım"dedi Araf bana kısa bir bakış atıp
-"Öldürmemeye karşılık kızını istiyorum"dedi babam bana acıyan gözlerle bakıp
-"Tamam" diye fısıldadı. Benim artık gözlerimden yaşlar dökülüp Araf'ın eline damlıyordu. Resmen satılıyordum. Adamların boşluğuna gelip kolumu bıraktıkları için hızla elimi Araf'tan kurtarıp
-"Hayır!!" diye bağırdım. Ellerimi yumruk yapıp Araf'ın göğsüne vuruyordum. Bir süre sonra saçımdan tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdı
-"Bana bağırma" dedi kendisi kükreyerek. Ben mi benim ise sadece gözlerimden yaşlar boşalıyordu ve alt dudağım şiddetli bir şekilde titriyordu. Araf beni sırtına alarak odadan çıkardı ben her seferinde sırtına yumruk atarak "Senden nefret ediyorum" diye bağırıp ağlıyordum. Beni yere indirip odaya soktu kapıyı üzerime kitleyip aşağıya indi. Kapıyı yumruklayarak küfürler ediyordum. Yere çöküp sarsılarak ağlamaya başladım ufak bedenim bunu kaldıramıyordu. Pencereye tel örgü yaptırmıştı. İlk defa bu kadar çaresizdim. Böyle olmamalıydı bunu yaşamayı haketmiyordum. Hala yerde oturuyodum ve uzun süredir ağlamadığım için mavi gözlerim kızarmış olmalıydı. Yorgunluktan gözlerim kapanıyordu. Çok geçmeden gözlerim kapandı ve ait olduğum yere karanlığa ulaştım...

HABERSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin