Medya:Dilan/Miranda Kerr
Bölüm şarkısı: Avril Lavigne/Give you what you like
İthaf;Zeynep_Dylan
İyi Okumalar.
******************************
Pınar'dan;Gözümü birisinin kolumu dürtmesiyle açtım. Dilan kolumu deşecek şekilde dürtüyordu. Mızmızlanarak yüzümü yastığa koydum ve "Git buradan Dilan,uykum var benim" dedim.
Dilan hala durmayarak yastığımı çekmeye çalıştı ama başarılı olamamıştı çok sıkı bir şekilde yastığa sarılmıştım. Bir gözüm açık bir gözüm kapalı bir şekilde Dilan'a bakarak "Lütfen çık dışarı" dedim. Dilan bana kısa bir bakış atarak "Tamam abimi çağırmaya gidiyorum" dedi. Ben -abi- lafını duyar duymaz ayağa fırladım. Ani bir şekilde kalktığım için dengemi kaybedip yatağa düştüm. Dilan sesli bir şekilde kahkaha attı. Kahkaha atar atmaz kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Araf içeriye meraklı bakışlar atıyordu. Gözlerini ikimizin üzerinde gezdirirken bende takılı kaldı yanıma gelerek saçlarımı karıştırdı sırıtarak;
-"Böyle daha çirkin oldun Pınar" dedi.
Bu adam ne kadar çok sırıtıyordu böyle gözlerimi kısarak
-"Kusura bakma ama beni jiletleyen bir adamla konuşmak istemiyorum" dedim kollarımı birbirine bağlayarak. Araf bir şey demeyerek odamdan çıktı. Dilan tırnaklarıyla oynamayı keserek
-"Üstünü değiştir ve aşağı in" dedi. Abi kardeş aynılardı emir vermeyi seviyorlardı. Dolabın karşısına geçip siyah tayt ve sarı badi seçip giyindim,saçlarımı örgü yapıp aşağı indim.Kahvaltı masası dikkatimi çekmişti nedeni ise benim yediğim ama yiyince de alerjik reaksiyona neden olan yiyecekler vardı. Masada sadece Araf oturuyordu. Sandalyeye yerleşerek çatalımı elime aldım. Bakışlarımı Araf'a çevirerek;
-"Dilan nerde?" dedim. Çayını masaya koyup yeşil gözlerini bana çevirdi
-"Arkadaşıyla buluşmaya gitti"dedi. Ah be Dilan beni bu sadistle baş başa bıraktın kim bilir ne yapacak bana? Araf gerginliğimi hissetmiş olacak ki:
-"Merak etme bugün işkence havamda değilim ayrıca kahvaltını yap" dedi ama ben hâla çatalımla tabağımdakilerle oynuyordum. Denemekten zarar gelmez diye çatalımı zeytine batırdım ve ağzıma attım. Çiğner çiğnemez suratımı buruşturdum. Araf ayağa kalkacakken
-"Yemesem olmaz mı? Sabahları kahvaltı yapmayı sevmiyorum" dedim. Araf karşılık olarak omuz silkti. Sandalyeden kalkıp salona geçecekken kapı çaldı açmaya gidecekken Araf benden önce davranıp kapıyı açtı. Dilan sinirle içeri girip bağırmaya başladı;
-"Benimle buluşmaya gelmedi. Neymiş efendim işi varmış haber verseydin bari"diye söylenmeye başladı.
Yanıma gelip "Kalk kız Pınar seni bara götüreceğim" dedi. Araf konuşulanları duymuş olmalı ki çalışma odasından çıkıp aşağı indi.
-"Ne barı Dilan?Sen küçüksün daha,almazlar seni"dedi.Dilan abisine yalvaran bakışlar atıp
-"Ne küçüğü abi daha on yedi yaşındayım ben. Hem Gökhan abinin barına gideriz olur mu?"
Araf bakışlarını bana çevirdi ardından telefonunu çıkardı, Gökhan diye tabir ettiğimiz adamı aramaya başladı kısa bir konuşmadan sonra;
-"Size uygun yer ayırdı aksilik olursa ara Dilan,benim dışarda işlerim var" dedi ceketini alıp dışarı çıktı. Dilan bana dönüp sevinçle ellerini çırptı.
-"Akşama seni hazırlayacağım"dedi
-"Akşama çok var Dilan"dedim oflayarak. Bana göz kırparak
-"Film izleriz o zaman bebek" dedi. Filmi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Dilan beni odama sürüklemeye başladı. Beni yatağa oturtup kıyafetlerimi dökmeye başladı. Yarım saat sonra "Buldum" diye cırladı. Elinde lacivert bir elbise vardı elime verip odadan çıktı. Üzerimi çıkarıp giyindim. Dilan içeri girip saçlarımı at kuyruğu yaptı,sabah ördüğüm için dalgalanmıştı. Dilan elini makyaj malzemelerine uzatıcakken durdurdum.
-"Makyaj yapmasak" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Tamam" deyip kendi odasına giyinmek için gitti. Aşağı indim yaklaşık beş dakika sonra Dilan aşağı indi. Mor bir elbise giymişti. Ayakkabılarımızı giyinip evden çıktık. Kapıda bir araba bizi bekliyordu. Arabaya binip bara doğru yola koyulduk. Araba durunca öndeki şoför "Geldik bayanlar" dedi ve kısaca teşekkür edip aşağı indik. Bara adım atar atmaz gördüğüm görüntüyle yüzümü buruşturdum. İnsanlar dip dibeydi. İçkiyle laşkalaşmış bir ortam vardı. Yanımıza bir adam yaklaştı. Dilan kulağıma fısıldayarak "Gökhan abide geliyor" dedi. Tamam anlamında başımı salladım ama jilet yarası ağrımaya başlamıştı. Gökhan yanımıza gelip bizi locaya yönlendirdi. Yavaş adımlarla ilerliyordum ki hiçbir yerini kapatmayan elbiseli kadın bana çarptı Ağzını yaya yaya konuşarak
-"Pardon canım" deyip sakızını patlattı.
Yavaş bir şekilde nefes alıyordum. Dilan yanıma gelerek
-"İyi misin?" dedi
Olumlu anlamda başımı salladım. Koltuğa oturdum ve Dilan "ne içersin?" dedi.
-"Hafif bir şey" dedim Dilan siparişleri verdi.
Siparişler gelince bardağı elime aldım ve etrafı seyretmeye başladım. Karşıda oturan bir adam bana karşı bardağını kaldırdı. Dilan'a döndüm ama koltukta yoktu. Etrafıma bakınmaya başladım. Dilan'ı göremiyordum. Paniğe kapıldım çantamı aldım ve ayağa kalktım. Koşar adımlarla dışarı çıkmaya hazırlanıyordum ki bir çığlık sesi geldi o çığlık sesi müziği bastırdı ve ortamda sessizlik oldu. O sessizliğe ard arda çığlıklar eklenince koşarak sesi takip ettim. Koridora girdim. Koridor sonunda Dilan'ı gördüm hem ağlayıp hem koşarak "Dilan!" diye bağırdım. Yanına çömelerek yüzünü avuçladım. Fısıldayarak "Dilan aç gözlerini lütfen" dedim. Gözlerini aralayarak "Pınar,tuvalete gidi-" cümlesini bitiremeden hıçkırıklara boğuldu. "Kim yaptı? Sana zarar verdiler mi Dilan?" dedim. Dilan mırıldanarak "Hayır ama senin geldiğini görünce uzaklaştı" dedi derin bir oh çektim. "Hadi kalk gidelim Dilan" dedim yavaşça kaldırdım sendeleyerek omzuma tutundu. Arka kapıdan çıktık. Dilan kendini az olsa da toparlamıştı. Bana tutunmadan yürüyordu. Arka taraf daha sakindi ama tenhaydı. Dilan telefonunu çıkarıp bizi bırakan adamın numarasını çevirdi. Kısa bir şekilde konuşup telefonu kapattı mutsuz surat ifadesiyle
-"Ahmet abi gelemiyor Pınar işi çıkmış" uzun bir şekilde ofladım.
-"Peki Dilan neyle gideceğiz" dedim elimi belime koyarak.
Arkadan kahkaha sesleri geldi ve iğrenç bir sesle
-"Biz sizi bırakırız güzeller" dedi erkek grubu.
Dilan'ın gözlerinin içine baktım tek bir şey gördüm Korku
Dilan'ın yanına iyice giderek
-"Koş Dilan"dedim ve ikimiz birlikte koşmaya başladık. Arkadan kahkaha atarak koşuyorlardı. Dilan'a bağırarak "Abini ara Dilan" dedim Araf'a ihtiyaç duyuyordum şu anda. Dilan telefonu çıkararak "çekmiyor" dedi. Bacaklarım sızlamaya başlamıştı. Ara sokaklara girmeye başladık hay aklıma sıçayım Dilan'a bakarak "Burası çıkmaz sokak Dilan" dedim. Arkadaki çocukların nefesini boynumda hissettim Dilan'a bakmak için boynumu çevirdim ama iki adam Dilan'ın elbisesini çıkarmaya hazırlanırken bağırıp
-"Bırakın onu siktirin gidin buradan"dedim ama beni dinlemediler.Dilan hıçkırarak ağlıyordu. Arkamdaki sarışın çocuk belimden tuttu çırpınıyordum en sonunda karnına tekme attım yere düştü ama durmayarak yanındaki esmer çocuk;
-"Sen çok oldun ama" deyip tokat attı yere düşerken gözüm Dilan'a takıldı adamlar Elbisesinin fermuarını sarhoş oldukları için hâla açamamışlardı Dilan yerde baygındı.Bağırarak ve ağlıyarak
-"Kalk Dilan!"dedim.Sarışın çocuk Dilan'ın yanına giderek yüzünü avuçladı bana gösterek "Eğer rahat durmazsan bu güzel parçaya yazık olur" dedi ve kahkaha attı. Ağlayarak;
-"Hayır nolur bırakın bizi" dedim ve çığlık attım esmer çocuk elbisemin fermuarını açmıştı. Bağırarak;
-"Tamam bırakın Dilan'ı" dedim sarışın çocuk adamlara "Bırakın ve buradan gidin" dedi adamlar "Tamam abi" deyip uzaklaştılar.
Sarışın çocuk yanıma gelerek
-"Aferin"dedi hala ağlıyordum.
Gücümün son kırıntılarını kullanarak;
-"Lütfen bırakın nolursunuz" dedim
Esmer çocuk;
-"Artık çok geç güzel maviş"dedi.
İkiside elbisemi çıkarıp yana fırlattı "yapmayın" dedim bağırarak sarışın çocuk beni ayağa kaldırdı saçımdan tutarak enseme bir şey enjekte etti ve bedenim gecenin soğukluğunu emmiş olan kaldırımlara devrildi şu saatten sonra kendi bedenimi kabulenemeyecektim.******************************
~Bölüm sonu~
1088 kelime hadi öpün beni :)
Yazım yanlışı varsa özür dilerim vote vermeyi unutmayın seviliyorsunuz :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HABERSİZ
ChickLitKanlı ellerini siyah badisine sürerek Pınar'a doğru bir adım attı. Adamın o adımları içerisinde Nefret,acı ve üzüntü vardı. Pınar hala yerinde olayın şokunu atlatamamış bir şekilde Araf'a bakıyordu. Araf, Pınar'ın yanına yavaşça eğilerek kulağına fı...