Merhaba. Nasılsınız? Eheheh ^^ ben iyiyim.
Medya; Gece/Avril Lavigne
İthaf; Okuyan Herkese gelsin.
Bölüm şarkısı; Selena Gomez/ The Heart Wants What It Wants
******************************
Pınar'dan
Gözlerimi iğrenç bir güne açmak istemiyordum. Gözlerimin içi sızlıyordu. Vücudumda başım hariç hiçbir yerimi oynatamıyordum. Kapı gürültülü bir kilit sesiyle açıldığını duydum. Yavaş ve sakin Adım sesleri kulağıma doluştu. Araf'ın geldiğini anlamıştım. Koltuk altlarımdan tutup kendimi gömdüğüm yataktan doğrulmamı sağladı. Araf'ın şu anda omuzlarını görüyordum. Dün yaşadığım aklıma gelince gözümden bir damla yaş geldi. Hıçkırıklara boğulmak istemiyordum. Baş parmağını kaldırıp gözümdeki yaşı sildi. Konuşamıyordum veya konuşmak istemiyordum. Çenemden tutup başımı dikleştirdiğinde gözlerimi Araf'a değil arkasında ki dolaba sabitledim. Konuşmaya çalışmak istediğini biliyordum ama cesaret edemiyordu. Sıkkın bir nefes verdi ve;
-"Nasıl hissediyorsun Pınar?" dedi ses tonu ...Mutlu... çıkmıştı. Her ne kadar bok gibi demek istesemde konuşmak istemedim.
-"Cevap ver Pınar" dedi. Tekrardan sustum.
-"Kalk ve duşa gir" dedi sesi bu sefer sert çıkmıştı. Kapıyı çarpıp çıktı. Kapıdan çıkan ses ile ürktüm ve çarşafı etrafıma dolayarak ayağa kalktım. Duşakabine girip suyu açtım ve çarşafı kirliye attım. Suyun altına girdim. Kolumu zar zor yukarı kaldırarak lifi aldım ve duş jelini döküp vücudum kızarana kadar kendimi sertçe lifledim. Soğuk su gelince duştan çıktım. Dolabın karşısına geçtim ve kıyafetlerimi çıkardım. Üstümü giyindim,saçımı taradım ve ördüm. Cam kenarında ki tekli koltuğa oturdum ve bacaklarımı yukarı kaldırıp başımı yasladım. Dışarıdan kamyon sesleri gelmeye başladı. Başımı kaldırıp baktım ve kırmızı parlak bir araba yan taraftaki eve yanaştı. Sürücü koltuğunun kapısı açıldı ve sarı saçları ile oldukça dikkat çeken bir kız çıktı. Yan taraftan da sevgilisi herhalde dediğim bir adam çıktı. Onları dikkatle incelerken odamın kapısı açıldı. Araf elinde ki tepsi ile yanıma yaklaştı. Karşımda ki koltuğa oturacakken;
-"Aç değilim götür o tepsiyi" dedim. Tepsiyi yan komodine sertçe koyup yanıma geldi ve çenemi elleri arasına alıp sıkmaya başladı. Çenem o kadar acıyordu ki gözüm doldurmaya yetmişti.
-"Canımı yakıyorsun" dedim fısıldayarak. Araf sonradan ne yaptığının farkına varmış gibi çenemden elini bir anda çekti. Sanki bir şey hatırlamıştı ve gözlerinde acı çeker gibi bir ifade belirdi. Gözlerime son kez bakıp dışarı çıktı. Çeneme bakmak için banyoya girdim. Aynanın karşısında ben olduğuma emin olamadığım bir kız vardı. Elimi çeneme götürdüm ama çeneme götürmeden önce boynumda ki morluk dikkatimi çekti. Elim çenemden sağ tarafıma bir anda düştü. Ben bu dün ki anı neden yaşadığıma dair soru beynimin içine doluşmuştu. Babamdan kaçtığım için mi tüm bunları yaşamıştım? Sağ taraftaki dolabı açtım. Jilet kutusu dikkatimi çekmişti. Elime alıp kapağını açtım. İntihar etmek o kadar kolay değildi ne yaptığımın farkına varınca jilet kutusu elimden kayarak yere düştü ve jiletler etrafa saçıldı. Çıkan sesi duymuş olmalı ki odanın kapısı açıldı. Beni banyoda görünce yanıma geldi ve yere baktı jiletleri görüp bağırmaya başladı;
-"Ne yapıyorsun banyoda?!" dedi.
-"Sanane" dedim kısık sesimle. Dün o kadar bağırmıştım ki sesim kısılmıştı.
-"Çık dışarı ve o jiletleri bırak Pınar" dedi. Aklımdan jileti alıp bileğime bastırmak geldi ama sadece geldi. Elimdekileri yere atıp koşar adımlarla aşağı kata indim. Mutfağa girip tost makinesini aşağı indirdim. Kahvaltımı yaptım ve mutfağı toparladım. Arkam dönük tezgahı silerken belime kollar dolandı. Çırpınmaya başladım
-"Bırak beni" dedim yalvaran bir ses tonu ile. Ellerini çekip teslim olmuş hareketi yaptı.
-"Tamam çektim ellerimi" dedi.
Gözümden düşen yaşları ıslak ellerimle silmeye başladım. Arkamı dönüp dış kapıya ilerledim. Araf arkamdan sesleniyordu;
-"Nereye gidiyorsun?" dedi.
-"Sanane" dedim ve kapıyı çektim. Koşarak alt yolda ki sahile ilerledim. Boş bulduğum bir taşa oturdum ve gözlerimi kapatıp dalga seslerini dinledim. Zihnimi boşaltacakken aklıma tekrardan sorular doluşuyordu. Annemin ölümü en fazla yoğun olan soruydu. Neden ölmüştü? Kim öldürmüştü? Nasıl ölmüştü?
Aklındaki soruları denizin dalgalarına bırakmak istiyordum. Yanımda hareketlilik hissedince gözlerimi açtım ve ıslanmış yanaklarımı sildim. Sabah gördüğüm sarı saçlı kız yanıma oturmuştu.
-"İyi misin?" dedi elinde ki suyu bana uzatırken. Elindeki suyu almak istemiyordum. Dün içtiğim suyun içinde uyuşturucu vardı. Bunun içinde de olabilirdi. Tedbirli davranmak gerekiyordu.
-"Merak etme içinde bir şey yok. Farkında değildin ama nefes almadan ağlıyordun" dedi. Elindeki suyu aldım ve içmeye başladım.
-"Teşekkür ederim" dedim. Omuz silkerek karşılık verdi. Elini uzatarak
-"Ben Gece" dedi.
-"Ben de Pınar" dedim elini sıkarak. Yanıma oturdu ve;
-"Ne için ağlıyordun?"dedi
-"Uzun hikâye" diye karşılık verdim.
-"Anlatmak ister misin?" dedi. Aslında anlatmak isterdim.
-"Olur" dedim ve başımdan geçen bütün olayları anlatmaya başladım. Anlatmam bitince Gece bana kollarını dolayıp sarıldı. Sadece buna ihtiyacım vardı -Sarılmak-. İkimizde konuşmuyorduk. Aradan dakikalar geçerken arkamızdan birisi "Gece" diye seslendi. Gece arkasını döndü. Kocaman gülümsemesi yüzüne yayıldı, gözlerinin içi parladı.
-" Melih çağırıyor gitmeliyim. Tanıştığıma memnun oldum Pınar" dedi ve koşarak kocasının yanına gidip sarıldı. Bana döndüğünde el salladım ve tekrardan denize doğru döndüm. Aklıma Dilan'ın hastanede olduğu geldi. Acaba hala hastanede miydi? Zeynep en son Gökhan'nın yanındaydı. Nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Kayalıklarda çok oturduğumu fark edince ayağa kalktım arkamı silkeledim ve sersem adımlarla eve ilerlemeye başladım. O eve girmek istemiyordum. Evin kapısı ile göz göze gelince elimi kaldırıp tokmağı tuttum ve çalmaya başladım. Kapı açılınca birisi beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Sarılmayı bırakıp bana baktığında Dilan olduğunu anladım. Beni incelerken gözleri çeneme ve boynuma takıldı. Çığlık atıp beni eve çekti ve kapıyı kapattı.
-"Bunları kim yaptı Pınar?" dedi şok olmuş bir ifade ile.
-"Abin" dedim gözlerine boş boş bakarak. Dilan'ın gözlerinde acı ve hayal kırıklığı vardı. Bir şey demeyerek koltuğa kendini attı.
-"Benim abim yıllar önce böyle değildi. Bunların sorumlusu hep babam" dedi.
-"Yıllar önce ben de böyle değildim Dilan,beni abin bu hale getirdi". Dedim ve merdivenlere yöneldim. Dilan'ın yüzünde morluklar hala vardı ama bunu takmıyordu. Odama girecekken kırmızı kapılı oda dikkatimi çekti. Daha önce bu kapıyı görmemiştim. Kapıya yönelip kulpunu aşağı indirdim ama açılmadı. Kilitliydi. Arkamda birisini hissedince yavaş adımlarla arkamı döndüm ve Araf ile karşı karşıya geldim.
-"O kapıyı açmak istemezsin Pınar. Aksi taktirde kötü şeyler olur!" dedi.
-"Ne o yeniden mi tecavüz edersin?" dedim alayla. Psikolojim altüst olmuştu.
-"Gerekirse yeniden yaparım" dedi. Gözlerine inanılmaz bir ifade ile baktım. Parmağımı kaldırarak göğsüne vurmaya başladım;
-"Sen ne sevgiyi,ne saygıyı hak ediyorsun. Sen hiçbir şeyi haketmiyorsun. Tam da baban gibisin" dedim gözlerine iğrenerek bakarken. Araf elini kaldırdı ve yanağıma tokat attı. Başım sol tarafa düşerken yanağımın sızısı gözlerimi doldurdu. Ağlamayacaktım. Başımı kaldırıp Araf'a gülümsedim. Afallamışa benziyordu.Gülümsediğime bakmayın. Eli çok ağırdı. Gözlerine gülümsemeyle karışık nefret ile bakıp kendi odama girdim. Ağlanılacak halime gülüyordum. Bağırarak,çığlık çığlığa ağlamak istiyordum. Dolabımdan pijamalarımı alıp giydim ve kendimi yatağa bıraktım. Göz kapaklarım ağırlaşıyordu. Daha fazla dayanamayarak uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HABERSİZ
ChickLitKanlı ellerini siyah badisine sürerek Pınar'a doğru bir adım attı. Adamın o adımları içerisinde Nefret,acı ve üzüntü vardı. Pınar hala yerinde olayın şokunu atlatamamış bir şekilde Araf'a bakıyordu. Araf, Pınar'ın yanına yavaşça eğilerek kulağına fı...