Artık fazlasıyla alışmıştım buraya. Sene sonu yaklaşıyordu ve mezun olmamıza az kalmıştı. Herkesin bir hedefi vardı, hayalindeki mesleği, gitmek istedikleri üniversite.. Ama ben bulamıyordum, hangi mesleği yapabileceğimi bilemiyordum. Bu zamana kadarda hedefim olmadan nasıl okuyabildim bilmiyorum. Çünkü her zaman tüm arkadaşlarımın bir hedefi vardı. Şu an tek isteğim Türkiye'de okumak. Hangi mesleği yapacağım umrumda değil. 4-5 sene de olsa güzel memleketimde biraz daha zaman geçirmek istiyorum o kadar! Ve de.. babamın mezarını her gün ziyarete gitmek için istiyorum. Uzun zaman oldu onunla dertleşmeyeli.. Her geçen gün daha fazla özlüyorum fakat içimdeki acı daha da azalıyor. Alışıyorum sanırım.. Evet, alışmak bu olsa gerek! Türkiye konusuna gelince de ailemin, Min-Joon'un nasıl bir tepki vereceğini bilmiyorum.Ailemi özleyeceğim biliyorum ama onlarla aramdaki bağ asla kopmaz! Min-Joon'la aylardır beraberiz ve birbirimize çok alıştık, daha da bağlandık. Umarım bu 4-5 sene bizi birbirimizden ayırmaz.
Öğretmenimizin sesiyle daldığım düşüncelerden ayrıldım.
-Evet çocuklar biliyorsunuz mezun olmaya az kaldı. Şu son sınavlarıda başarıyla bitirirsiniz umarım. Bu zamana kadar hep başarılı bir sınıf oldunuz,bundan sonrada öyle olmanızı diliyorum. İyi günler.
Hocanın sınıftan çıkmasıyla Joon Gu'nun yanına geçtim. Bugün Min-Joon geç gelecekti ve canım sıkılıyordu.
-Joon Gu!!!
Yine uyuyordu, yine uyuyordu. Ve ben onu her seferinde bağırarak uyandırıyordum. Alışkanlık..
Bana yarı uykulu, dağınık saçlarla ve endişeli gözlerle bakınca kendimi tutamayıp bir kahkaha attım sınıfta.Eun-Ju'nun kafama vurmasıyla şok geçirsem de şaşırmadım.
-Sevgilimi iyice şebek yaptın Mi-Kum.
Oda kendini tutamayıp gülmeye başladığında Joon-Gu bizi umursamayıp tekrar kafasını sıraya gömdü.Evet az önce Eun-Ju Joon Gu'ya sevgilim dedi. Şaşırmadığım bir şey daha varsa o da bu ikisinin sevgili olmasaydı.
-Mi-Kum. Sen..
Duraksadı. Ne soracağını merak ediyordum.Endişeliydi.
-Sen.. Türkiye'de okuyacaksın değil mi?
Nereden biliyordu, söylememiştim ki.
-Evet, yani tam kararlaştırdığım bir şey yok ama orada okumak istiyorum.
Tahmini doğru çıktığı için kafasını salladı.
-Bu isteğini Min-Joon biliyor mu?
-Ne biliyormuymuşum ben?
Min-Joon'un sesiyle arkamı döndüm. Sırıtmama engel olamıyordum.
-Min-Joon. Geldin mi?
-Geldim. Özledin mi?
-Hiç de bile..
Suratını buruşturdu ve tekrar sordu.
-Öyle olsun. Peki, neyi bilmiyormuymuşum.
Eun-Ju benim söylememi bekledi. Fakat çenesini tutamayan uyku gezer canım (!) Joon Gu'm kafasını sıradan kaldırdı ve Min-Joon'a döndü.
-Mi-Kum Türkiye'de okumak istiyormuş.
Gözleriyle üçümüzüde inceledikten sonra;
-Ee haklı!
Diye devam etti sözlerine. Eun-Ju'nun kafasına vurmasından sonra "ne yaptın ben ya?" bakışlarıyla bize tekrar baktıktan sonra ben konuşmaya başladım.
-Ben.. söyleyecektim de. Aslında daha tam kararım yok da. İstiyorum yani. Türkiye'de yaşamayı. Yani çok değil. Okul bitince ge-
Ne saçmalıyordum ben de bilmiyordum. Ama Min-Joon'un sözümü bölüp konuşması iyi oldu. Yoksa dahada saçmalayacaktım.
-Mi-Kum. Bu isteğin gayet normal. Senelerdir yaşadığın memleketinden daha ne olduğunu anlamadan buraya geldin. Orayı özledin, babanı, arkadaşlarını.. Anlayabiliyorum seni. Aklın bende kalmasın.
Bu şekilde bitirdi cümlelerini. Ama sanki daha devamı vardı da getirmedi gibiydi.. Cümlenin devamında aması vardı sanki, söylemediği.. Başımı sallamakla yetindim. Hocanın derse gelmesiyle sıralarımıza geçtik.
...
Aklım eskisi kadar karmaşık değildi. Tüm düşüncelerimi bir araya getirdim bir gün. Sıraya koydum hepsini, fazlalıkları bulundurmadım daha fazla orada.Başından beri yapmam gerekende buydu aslında. Ama üzüntümü yaşamaktan, buna vakit bulamıyordum bir türlü..
Akşam vaktiydi. Aklım sabah ki konuşmada kalmıştı. Min-Joon bir şeyler söylemişti ama aklındakiler neydi? Asıl merak ettiğim buydu. Annemin odama gelmesiyle kafamdaki düşüncelere ara verip anneme de söylemek istediğim isteğimi.. Yanıma oturdu ve sanki ona bir şeyler söylemek istediğimi biliyormuşçasına gözlerime baktı ve konuşmamı bekledi. Ve onu daha fazla bekletmeden konuşmaya başladım.
-Anne. Üniversiteyi Türkiye'de okumak istesem ne dersin?
Sustu.. sustu.. Sonunda cevap verdi aklımdan çıkmayan soruma.
-Ne diyebilirim ki? Bu isteğine karşı olacağımı beklemiyosundur zaten. Bu isteğinin nedeni apaçık ortada, ama sakın hızlı karar verme kızım, olur mu? Çok uzun olmasa da biraz daha zamanın var, Tekrar düşün, tekrar düşün ve orada kalacağın tüm zamanını hayal et. Mutlu olacağına inanıyorsan.. gidebilirsin.
Uzun uzun baktım annemin o derin kahverengi gözlerine. Ve sıcacık kollarına sarıldım. Nasıl bırakabilirdim annemi, annemin sıcaklığını. Ne yapardım onsuz bir başıma, hiç bir zaman yanından ayrılmamışken? Tekrar düşünüyorum annemin dediği gibi. Ama oraya gitmekle burada kalma isteğimi tartığımda Türkiye'de yaşamak fikri daha ağır kalıyordu her zaman.Ve her düşündüğümde biraz daha kesinleşiyordu bu kararım. Biraz daha.. Annemi özleyeceğimi biliyordum ama babamı da özlüyordum, daha vedalaşmaya vakit bulamadan ayrıldığım arkadaşlarımı da.. Ömrümün sonuna kadar orada kalacak değildim ya. Sadece bir kaç sene. İnşallah..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şeye YENİDEN
Ficção AdolescenteBu hikaye bir genç kızın önce babasının ölümü nedeniyle hayatının altüst olmasını ve sonrada HER ŞEYE YENİDEN başlayıp hayatını tekrar düzene sokmasını anlatıyor. Yeni ülke, yeni bir ev, yeni okul, yeni arkadaşlar , yeni insanlar hatta yeni bir...