• 1st time we hugged •

620 62 11
                                    




Yaklaşık altı ay sonra, yakın arkadaşa benzer bir şeydik, ben de emin değilim.

Çıkışta beni alıyordu, beraber evime yürüyorduk. Gülüyorduk, bazen küsüyorduk ama arkadaştık. Güzel zamanlardı, onu daha da fazla tanımaya başlamıştım. Artık reflekslerini, sevmediği şeylere ne tepki vereceğini, morali bozukken nasıl davrandığını biliyordum.

İkimiz de rahatsız değildik bu durumdan. Hatta ben fazla memnundum. Yine de bazı şeyleri belli etmemeye çalışıyordum.

Bir gün, yine beni almıştı, evime kadar yürümüştük. Geldiğimizde dönüp ona gülümsemiştim. İlk defa ona böyle gülümseyebilmiştim; gözlerim parlamıştı ve direkt gözlerinin içine bakmıştım.

Kollarını açıp, kaşlarını kaldırarak bana baktığında gerçekten şaşırmıştım. Birkaç saniyelik tepkisizliğim, onun iç çekişiyle sonlanmıştı. Bir adım atmış ve beni sıkıca sarmıştı. Cennetten farkı yoktu o anın; kokusu, sıcak kolları, saçımda hissettiğim burnu...

Bilmiyorum... Çok güzeldi. Sanki her şey gitmiş, evren yok olmuş, sadece biz kalmıştık. O sarılmanın hala benim için önemi çok büyük, hala kalbimin bir köşesinde saklıyorum onu.

Bir süre sonra ayrılmıştı benden, geri adım atmış ve hızlıca gülümsemişti. O gülümseme de hala kalbimde. O anki görünüşün, gözlerinin parlaklığı... Her şey.

O yürümeye devam ederken onu izlemiştim. Beyaz tişörtü vardı üstünde, bir kot ve spor ayakkabılar. Bunlar bu evrende en çok ona yakışıyordu. Bana hep kot pantolonların ona yakışmadığını söylerdi, oysa ki en çok onda güzel duruyorlar.

Güneşimin üstünde her şey kusursuz duruyor. Ve bu da her şeyden kaçıp onu takip etme sebeplerimden sadece birisiydi.

--------------------

ready to run || hemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin