• 1st necklace he bought me •

245 37 14
                                    


Aramızdakilerin biraz daha ciddileştiği bir dönemdeydik artık. Her zaman birbirimizin etrafındaydık. Beni merak ediyordu, onu merak ediyordum, bana bir şey olmasından korkuyordu, ona bir şey olmasından korkuyordum. Böyleydi işte. Kesinlikle şikayetçi değildim. Beni hiç hissetmediğim kadar mutlu ve değerli hissettiriyordu. Dünyadaki, hatta sistemdeki en mükemmel his buydu. Güneş, zaten Venüs'e yakındı. Ama artık daha fazla ısıtıyordu.

Haziran bitmişti. Temmuzun ilk haftasındaydık. Hava o kadar sıcaktı ki, evde çamaşırlarımla gezdiğim bile söylenebilirdi. Zaten tek olduğum için dert etmiyordum. Sıcağa kızgındım, terlemeyi ve kokmayı sevmiyordum sonuçta. Fakat, elden gelen bir şey yoktu.

Salonda, How I Met Your Mother izliyordum. Yaz tatiliydi, yapacak hiçbir şeyim yoktu doğal olarak. Luke ile beraber olmadığımız zamanlarda tek yaptığım dizi izlemek ve sınırsız olarak satın aldığım ama aslında sınırlı olan internetimi bitirmekti.

Marshall ve Lily'nin zemini eğimli dairesine gülerken telefonuma mesaj gelmişti. Elbette Luke'dandı. Sahili de görebileceğim bir şekilde bir fotoğrafını çekmişti. Altına da sıkıldığını belli eder bir şeyler yazmıştı. Hemen diziyi durdurmuştum, ne de olsa Güneş'imi sahilde yalnız bırakacak halim yoktu.

Askılı bir elbise giydikten sonra evden çıkmıştım. Hızlıydım, bu da her zamankinden tam üç dakika erken varmama neden olmuştu.

Vardığım an görmüştüm onu. Elinde bir dal parçasıyla, kumda bir şeyler oluşturuyordu. Üstünde siyah bir şort ve beyaz tişört vardı. Sarı saçlarını ters taktığı bir snapback ile toplamıştı. Siyah, ince gözlükleri yüzünde gölge yaratıyordu. Kısacası çok güzel görünüyordu.

Yanına ulaştığımda, başını çevirip bana gülümsemişti. Ardından alnımı öpmüş ve kumu işaret etmişti. Basit bir 'seni seviyorum' yazısıydı. Ama bunu Luke yazmıştı, kimse i harfini böyle uzun ve y harfini kuyruklu yapmazdı. Ve kimse, yazdığı şeyle kalbinizi eritemezdi.

Sarılmak için dönmüştüm ona. Fakat, ellerinde tuttuğu bir zincir ve ucundaki Satürn buna engel olmuştu. Neden Satürn olduğunu bilmiyordum, en sevdiğim Venüs'dü. Lakin o an bunu sorgulayacak durumda değildim çünkü çok güzel ve çok anlamlı bir andı.

İkimiz de gülmeye başlarken ona arkamı dönmüştüm. Saçlarımı tek bir elimle sol tarafımda toplamış, kolyenin boynumdaki yerini bulmasını beklemiştim.

Kolyeyi takmayı bitirdiğinde, hayatımdaki en güzel insanmış gibi sarılmıştım ona. Çünkü öyleydi, karşılaştığım en güzel insandı. Beni böyle mutlu ve değerli hissettiren tek kişiydi.

"En sevdiğinin Satürn olmadığını biliyorum, ama benim için hep Satürn'dün. Uzak ama eşsiz. Farklı. Ve bana ait." Kulağıma fısıldadıkları gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Engel olamayıp, birkaç yaşın düşmesine izin vermiştim. Bunu hissetmişti; beni daha sıkı sarmıştı.

Onun için her şeyden vazgeçebilirdim. Onun için her şeyi yapabilirdim. Ve biliyordum ki, o da benim gülümsemem için her şeyi yapardı. Bana kalbini vermişti. Ben de ona her şeyimi.

----

noahfuckerman selam gzllK

ready to run || hemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin