6.Bölüm: Eve dönüş

19 2 0
                                    

*İki hafta sonra*

Domatesleride doğradıktan sonra onları salata tabağına koydum. Üstüne biraz zeytinyağı gezdirdikten sonra tabağı alıp masaya koydum. Unuttuğum bir şey var mı diye masaya bakarken evin önünden İzmir sabahlarının vazgeçilmezi boyozcu geçti ve bağırdı. Hemen parayı kaptığım gibi aşagıya indim. Boyozları aldım ve eve tekrar çıktım. Elimdeki poşetide masaya koyunca her şey tamamlandı. Ve Arda'nın odasına daldım. Yok girmedim bildiğiniz daldım hani. Yatakta uyuyan bir adet Arda ile karşılaştım tabii. "Ardaaaaaaaaaa! Uyan çabuk!" diye bağırdım ve gözleri çok az açıldı. "Ne oldu ya?" dedi uyku sersemi bir halde. "Ne olacak kahvaltı hazırladım. Hem boyozda aldım, hadi kalk." dedim kalkması için yorganı üstünden çekerken. "Boyoza hayır demem şimdi." dedi gülerek. Yataktan kalktı. Bende o sırada odanın kapısından çoktan çıkıyordum. "Yedi dakikan var. Elini yüzünü yıkada gel hadi. Boyozlar soğumasın."dedim masaya otururken. "Sen ve yedi dakikan." dedi ve küçük bir kahkaha attı.

Birkaç dakika sonra geldi. Masaya oturdu ve kahvaltı etmeye başladık. "Saat kaç?" dedi çatalıyla domates almaya çalışırken. "7.33." dedikten sonra hala domates alamayan Arda için çatalımla domates aldım ve onun ağzına götürdüm. Büyük bir zevkle çatalımı ağzına aldı ve domatesi yemeye başladı. "Ben bir yarım saat kırk beş dakikaya falan çıkarım. Okula gidicem. Sen ne yapıcaksın?" dedim çatalımı kendime çekerken. "Bilmem uyurum heralde biraz. Öğlene doğru Karşıyaka'da birkaç işim var onları halledicem." "Tamam o zaman." Bu kısa konuşmamızdan sonra kahvaltımızı etmeye devam ettik.

Kahvaltının sonuna gelmişken masada sadece bir boyoz kaldı ve biz kim o güzelim boyozu yiyecek diye kavgaya giriştik. "Bak benimle kavgaya girişme Arda. O boyoza ilk ben uzandım!" dedikten hemen sonra boyoza uzanan eline vurdum. "Tamam, kendimi savunmak için söyleyecek bir şeyim yok ama onu ben daha çok istiyorum. " "Bi savunman bile yok!" dedim ve direkt boyozu ağzıma attım. "Oyun bitti. Ben kazandım." Arda'ya öpücük atıp lavaboya gittim. Ellerimi yıkadıktan sonra çantamı aldım. "Ben çıkıyorum. Bugün biraz gecikebilirim. Bizimkilerle graffiti yapıcaz okul çıkışı." ayakkabılarımı giydim ve kapıyı açarken Arda içeriden seslendi. "Tamam. Anahtarın var zaten. Bu arada graffiti yaparken yakalanmada karakollardan toplamayayım seni!" ve kapıyı açıp dışarı çıktım.

***

"Burak highlights* yapıversen şuraya çok makbule geçer." dedim ve elimdeki sprey boyayı yere bırakıp diğerini aldım. *highlights: graffitilerdeki parlama efektine denir.* "Patlama yapıyoruz işte." "Abi söylenmeyi bırakında hadi çabuk olun." dedi Efecan.

En sonunda taglerimizide atınca bitirdik ve geri çekilip yaptığımız esere baktık. Telefondan fotoğrafını çektikten sonra yerdeki sprey boyaları ve capleri* toplamaya başladık. *cap: sprey boya başlıklarına denir.* Her şeyi topladıktan sonra herkes dağıldı. Bende Arda'nın evine doğru gitmeye başladım.

***
Evde oturup film izlerken telefonum çaldı. Elimdeki sigarayı kül tablasına bırakıp telefonu açtım. "Alo Alida hemen eve gel. Biz tatilden geldik. Seninle konuşmam gereken şeyler var." dedi babam. Daha sonra yüzüme kapattı. "Babamlar eve gelmiş. Ben gidiyorum. Çok sağol her şey için." dedim daha sonra ayağa kalktım. Odama gittim ve eşyalarımı topladım.

Gündoğdu MeydanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin