1.BÖLÜM: ''YÜZLEŞME''

125K 3.9K 801
                                    



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kwoon - Siren's Call. 



Birini ölesiye sevmek demek ne demekti? Ne yaparsa yapsın fedakârlık yapmak demek miydi, ne kadar kırarsa kırsın tüm yaptıklarına rağmen ondan vazgeçememek demek miydi yoksa seni incitmesine izin verecek kadar büyük bir aptallık mı demekti?

Sevgi aptallık mıydı? Düşünüp durdum aylarca. Kendimi odama kapatıp yalnız kalmak istediğim günler oldu. Yapacağına, beni kıracağına ihtimal dahi vermemiştim hiçbir zaman. Gözüm kapalı güvenmiştim, kalbime hiçbir zaman ona dair şüphenin ekilmesine izin vermemiştim. Çok uyaran olmuştu beni. Üzer seni, bağlanma demişlerdi. Kimseyi dinlemedim, en yakın arkadaşıma karşı bile ölesiye savundum onu.

Oysa şimdi... şimdi gördüklerim gerçek miydi? Yoksa hayatın bana karşı darbe vurmak istediği bir oyun muydu?

Gözyaşları içinde onları izlemek benim kaderimin bir parçası mıydı emin değildim ancak kafenin camına vuran yansımamla göz göze gelince gördüklerimin bir oyun olmadığını, Emre'nin ve Mehir'in bütün gerçekliğiyle orada olduğunu fark ettim. Onlar kim miydi?

Emre... Dört yılım. Hazırlık sınıfından beri ölesiye sevdiğim, güvendiğim, aşkından dahi ölebileceğim, canımı isteseler verebileceğim biriydi. Mehir ise dört yıl boyunca en yakın arkadaşım dediğim kızdı. Onlara bakarken fark ettim ki bu dört yıl da aslında Emre benim ne güvenebileceğim birisiymiş ne de Mehir benim en yakın arkadaşımmış.

Kendi kendime güldüğümde, camın yansımasına tablo gibi yerleşen suratıma baktım. Hayal kırıklığıyla dolu bir ruh, geçmişte kalan duygular ve aldatılmışlık hissiyle karalanmış, ihanetin yorgunluğuyla harmanlanmış gözler vardı.

Camdan içeriye bakmamla gözyaşları, gözlerime doğru hücum etti. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu ve ağlayışım hem kalbime hem de duygularıma acı veriyordu. Birini sevmek demek buydu işte. Ne kadar seversem seveyim, aşkından kör de olsam işin sonunda terk edilen, ikinci plana atılan, ne hissedeceği dahi önemsenmeyen o kıza dönmüştüm. Ben Emre ve Mehir'in planları arasında kurban giden biriydim sadece, onlar için basit ve sıradandım. Aldatıldığım için yüzümün kızarmaması gerekirdi ancak öylesine büyük bir utancın içindeydim ki sanki bu suçu ben işlemiştim.

Dakikalardır yağan yağmurun altında Emre'nin, Mehir'in gözlerinin içine nasıl gülerek baktığını, saçlarına nasıl dokunduğunu, yanaklarını nasıl sevdiğini, onunla attığı kahkahaları izliyordum. Çekip gitmem gerekirdi oysaki bunları görmemem gerekirdi, bu acıyı kendime çektirip daha fazla kendimi yıpratmamam gerekirdi fakat ayaklarım gömülmüştü sanki kafenin kapısına. Ne içeriye girebiliyor ne de arkamı dönüp gidebiliyordum. Donup kalmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 21, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kırık Kalpler Sokağı (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin