"Sende onun gibisin, onun kadar dik başlı mısın? Yoksa itaat etmeyi sever misin? "Parmakları paslı kapı kolunda donup kaldı.Yanlış mı duymuştu?
Arkasını döndü. Suratında şok olmuşluk vardı Seldanın.Ağzını açtı ama ses çıkmadı.
Anlamadım der gibi baktı, yutkundu."Anlayamadım Cavit Hocam? "
Profesör ani bir hareketle kalktı koltuğundan. İki adımda şaşkınlıktan bayılacak gibi duran kızın karşısındaydı.
" Neyi anlayamadın? "
Sonra bir anda ne olduysa oldu ve profesörün buruşuk elini belinde hissetti.Dondu kaldı. Kımıldayamadı.
"Sen değerli bir öğrencimsin Selda, başarılı olman için hocalarının desteğine ihtiyacın var.Ben her zaman yanındayım." derken aynı zamanda belini okşuyordu.
Sustu,kasıldı ve gözleri doldu.Yanlış mı anlamıştı, doğru mu anlamıştı,idrak edemedi.
Sonra o buruşuk el bacağına kondu Seldanın.Etini sıktı ve kulağına yaklaştı Seldanın.Neredeyse tüm nefesi tütün kokuyordu adamın ve Selda bunu derinden hissediyordu.
"Bir baba olarak tabi, veya ağabey. "
Geriledi adam ve masum bir ifade ile gülümsedi ve eliyle kapıyı işaret etti gidebilirsin artık dercesine.
Koşar adımlarla çıktı odadan kız.
İçindeki korku tüm bünyesini sarmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
Aléatoire"Ben anneme benziyorum." diye mırıldandı. "Onun gibi çürüyüp gideceğim."