" Ya lanet olsun hiç mi paran yok anne? Ya bana ne çıkacağın Balkan turundan? Bazı şeylerden feragat edip biraz kızına yardım etmeyi denesen? Bağırmıyorum! İki haftadır bendesin ne zaman bağırdım sana? Sadece kiramın bir kısmını ödeyemedim, kızının sokağa atılması umrunda değil mi? Yoksa yine alkol mu aldın? "
Selda çığrından çıkmıştı.Tanrı aşkına bu kadın ne zaman gidecekti evine? Gizem artık kavgalardan bıktığından eve bile gelmiyordu ve bu durum Seldayı fazlasıyla mahçup ediyordu.
Annesi Nevin hanım daha 16 sında babası Erdal Yıldırım ile evlenmişti. 20 yaşında önce evin ilk çocuğu Ersan doğmuş, iki yıl geçmeden de Seldayı kucağına almıştı. Ekonomik durumları iyi değildi, karı koca bir tekstil firmasında beraber çalışıyor geçinip gidiyorlardı. Ancak bu yoksul ama sakin hayat çocuklar ilkokula başlamadan son bulmuştu. Erdal bey geçirdiği bir iş kazasında hayatını kaybetmişti. Nevin hanım girdiği bunalımdan yıllarca çıkamamış, çocuklarını ilgisiz büyütmüştü. Fabrikadan aldıkları tazminat ve çocukların yetim aylıkları ile geçiniyorlardı.
Nevin hanım eşinin vefatından 8 yıl sonra tesadüf eseri tanıştığı Muzaffer Akduran ile evlenmiş ve altın çağı başlamıştı. Oldukça şuh ve sosyetenin güçlü isimlerinden biriydi artık.Bunu ikinci kocasının geniş çevresine ve şirketlerine borçluydu.
Muzaffer Akduran dul bir adamdı ve geçimsizlikdi. Evlendikleri ilk yıl çocuklara ses etmese de sonraları onları istemediğini açıkça belli etmişti. Böylece Selda ve Ersan babaannelerinin evine yollanmıştı. Gariban yaşlı kadın dişinden tırnağından arttırarak torunlarını büyütmüş, okutmuştu.
Nevin hanımın ise keyfi yerindeydi. Maddiyatın herşeyin ilacı olacağını düşünüyordu. Ancak günün birinde işler değişti. Aile içinde yaşanan bir ekonomik kriz önce iflası getirmiş sonra da kocasından boşanmasına sebep olmuştu. Bu boşanma hangi tarafın isteğiyle oldu söylenmese de Nevin hanım kendisine kalan bir daireye razı olmuş ancak cemiyet hayatından bu denli hızlı düşüşü hazmedememişti.İki gün daha kavga gürüldü yaşadılar ve sonunda annesi kendi evini ve kumar arkadaşlarını özleyerek memleketine geri döndü.
" Halılar silindi, tuvalet temizlendi, nevresim takımlarını bile değiştirdim! Hadi, ne zaman geliyorsun? Valla annem gitti kız. "
Selda bir yandan bacağını jiletliyor bir yandan Gizemle telefonda konuşuyordu.
Telefonu kapattı. Temizlenme işini bitirdi, saçlarını düzleştirdi ve kalçalarını yuvarlak gösteren harika streç elbisesini giydi.Dudaklarına da kırmızı ruj sürmeyi ihmal etmedi.
Aynada kendisine baktığında siyah tişört siyah pantolon ve bir dolu deri bilekliklerinden vazgeçip biraz kadınsı olmanın kendisini ne kadar değiştirdiğini gördü.
Her zaman salaş giyinmeyi severdi. Rahatlık ön plandaydı Selda için ancak her bayan gibi de dolabında kurtarıcı elbiseleri eksik etmezdi.
Akşama Gizemin öve öve bitiremediği erkek arkadaşı Bora ve onun yakın arkadaşı İhsan veya İlyas -adı herneyse- gelecekti. Gizem dünden tembihlemişti yapması gereken tüm hazırlıkları.
Sonunda kapı çaldı. Selda ağır adımlarla kapıya yöneldi.
Kilidi çevirip açtığında karşısında uzun boylu, yapılı vücutlu kumral bir adam vardı. Yeşil yeşil bakıyordu. Bu adam öyle derin ve aynı tezatlıkta öyle umursamaz bakıyordu ki Selda avuçlarının içinin terlediğini hissetti. Kimdi bu yakışıklı? İlyas olmalıydı.
" Merhaba, İlyas olmalısın sen.Bende Selda.Geçsene, ee bizimkiler nerde? Arabayı mı parkediyorlar? "
Sonra ne kadar hızlı konuştuğunu farketti.Oldu olacak çocuğun üstüne atlasaydın be Selda,yuh! diye geçirdi içinden.
Adam susuyordu, sadece ufak bir tebessüm etti dalga geçer bir tavırla.
" ay kusura bakma, 2 gündür evde konuşcak insan bulamayınca, Neyse geç hadi "
Sonra, sanki tanrı katından düşmüş, o ilah gibi kaslı kolları ve yemyeşil gözleriyle baktı ona delikanlı.
Eğer meleklerin cinsiyeti erkek olsa, bu çocuk kesin meleklerin istanbul şubesi olurdu, yok yok victoria secret mankeni gibi yahu, bir dakika ya onlar sadece bayandı.Olsa olsa Holywood'un yakışıklı playboyu olur.
İç sesini adamın tok sesi susturdu." Merhaba, çekilirsen geçeceğim zaten. Bu arada ben İlyas değilim.Adım Bora. "
Selda deyim yerindeyse ağzı açık kala kalmıştı. Ne yani Bora mıydı bu?
Gizemin günlerdir bahsettiği, zeki, yakışıklı, kültürlü, zengin ve ciddi ilişki arayan İlyas değildi bu. Bu adam daha Seldanın bir kere bile görmeden nefret ettiği, Gizemin tarifiyle ve Seldanın midesini bulandıran 'haşin türk erkeği' dediği Bora mıydı?
" Pardon, tabi geç. Gizemler nerde? "
"Demin sen dedin ya araba park ediyorlar, hey iyi misin?Kusacak gibisin "
Şuna bak küstah diye düşündü.Kendi karizmasının farkındaydı muhtemelen ve Seldanın başını döndürdüğünü de farketmişti.
Böyle erkekler kendi cazibelerinin farkındadır ve bu onları daha da etkileyici kılar. Veya itici.
"Ay ne kuscam be, gerçi şu iğrenç bereyi çıkartmazsan kusadabilirim yani!"
Sonra arkadan iri yarı, basketbolcuyu andıran sarışın arkadaşı Gizem göründü.Ve yanında dünyanın en sünepe erkeği.
" Seldaa.Selda.Selda.Benim pıtırcığıma ne diye çemkiriyorsun bakayım? Çok iyi anlaşacağınızı biliyordum ama bu kadar hızlı değil."
diyerek iğrenç ıslak bir öpücük kondurdu Boranın dudağına.
" Merhaba Selda ben İlyas.Gizem senden çok bahsetti, dediği gibi oldukça güzelmişsin."
Salona yürürlerken Selda Gizemin kendisine güzel demesine hayli şaşırdı, Gizem durup dururken kimseye iltifat etmeyen bir kızdı.Özellikle Seldaya.Beraber oldukça eğlenmelerine karşın Gizem hep Seldaya ondan daha güzel olduğunu ima edercesine konuşur, erkeklerin olduğu ortamda Seldanın esprileri ve şirinliğini kendi seksiliğiyle kapatmaya çalışırdı.
" Dur tahmin edeyim, seninki bu ablakla saatlerce playstation oynuyor, maç felan yapıyor ve sen sırf herifinle daha fazla vakit geçirmek uğruna bu çocuğu bana yamamaya çalışıyorsun öyle mi? "
dedi Selda mutfakta içkileri hazırlayan Gizemin kulağına.
" Ay saçmalama şekerim, İlyas çok hoş çocuk. Bak muhasebe ofisi var, parası var.Belki anlaşabilirsin, beraber eğlenirsiniz diye düşündüm. "
" Evet, muhasebeci biri eminim çok eğlencelidir Gizem. Sen ne zamandan beri bu kadar seks düşkünü bir kaltak oldun böyle? "
" Ahahaha her zaman öyleydim şekerim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
Random"Ben anneme benziyorum." diye mırıldandı. "Onun gibi çürüyüp gideceğim."