BELA

27 3 0
                                    

Eve gittiğinde Gizem yoktu.Bora salondaki üçlü koltuğa uzanmış televizyon izliyordu.Üzerinde atlet, altında ise boxer kısalığında mavi bir şort vardı.

Tanrım ne kadar seksi diye düşündü.Sonra kendine kızdı.

Aylardır Borayla aynı evde yaşıyordu.Nadir zamanlarda göz göze geliyorlardı, daha çok gizliden gizliye birbirlerini süzüyorlardı.

Bora Seldanın politik esprilerine ve yaptığı taklitlere oldukça gülüyordu ve her pazar günü giydiği yürüyüş taytını tekrardan onun üzerinde görebilmek için sık sık yürüyüşe çıkmayı teklif ediyordu.

" Geldin mi kız yer fıstığı? "

" Yok canım hala otobüsteyim gördüğün üzere."

" Ay sen espri yapma Selda ya uff." diye sırıttı Bora.

" Sende yer fıstığı demekten vazgeç.Ben sana kıllı maymun desem? Bak sana ne diyeceğim, senin şu küvete döktüğün kılları toplasakta löseve falan mı bağışlasak? Net iki peruk çıkar bak."

" Ha ha ha dangoz.saçlarım dökülüyor bir kere benim.O yani o.Başka bişey değil.Hem ben senin ağda bantlarına bişey diyor muyum allahallah."

"Benim değil onlar bi kere.Gizemin onlar.Sevgilinde senin gibi demek ki haftada bir ağda yaptığına göre? Yoksa sen mi yapıyorsun?."

" Düzenli cinsel hayatı olmayanlar bilmez, kıskanma kızım.En son ne zaman seviştin?Dur yoksa doğru erkeği mi arıyorsun hala?Haha.İlyasa attığın palavralar bana sökmez kızım."

Bu kadar mı kötü yalancıyım diye düşündü.Yine de boranın yalnız olduğunu bilmesini istemiyordu.Bir tür savunma mekanizması.

Odasına çekildi.Aklını vermesi gereken şey önünde duran lanet olasıca su ekolojisi kitabıydı. Çevirisine devam etti.

Bir hafta boyunca yine okula adımını atmadı.
Haftanın son günü okula gider ve tüm notları toplarım diye düşündü.

Gün ağardı, alarmın tiz sesi evdekileri uyandırmadan hemen kalktı ve banyonun yolunu tuttu.
Alkol aldığı akşamlar hariç sabah erken kalkmak onun için alışkanlıktan ibaretti.Zorlanmazdı.Aksine severdi sabahın ilk ışıklarını teninde hissetmeyi.
Siyah dar paça pantolonunu geçirdi ayağına, üstüne de dolaptan eline ilk gelen haki yeşili gömleği geçirdi. Saçlarını gevşekçe ördü ve tekrar okulun yolunu tuttu.

Ders yine Esranın kafa ütülemesiyle geçmişti ve sonunda bitmişti.1 saat 40 dakika.Bir ders nasıl bu kadar uzun olabiliyor diye düşündü.

"Diğer derse girmeyeceğim bal böceğim. Ben kaçtım."
Esraya veda etmek için sulu sulu öptü yanaklarını ve arka kapıya doğru yürümeye başladı.

Ve tekrar o kartlaşmış el...

Seldanın omzunda.Bir daha asla bu koridordan geçmeyeceğim diye yemin etti içinden.

Adam seldayı odasına almıştı bile.Oturdu sandalyeye ve ne var der gibi baktı profesöre.

" Ders çalışıyor musun?Derslere neden gelmiyorsun? "

Belli bir yerden sonra dinlemiyor, dinlemiş rolü yapıyordu Selda. Adam konuştukça konuştu.

" Erkek arkadaşın mı var? Engeldir erkek arkadaşlar başarıya."

" Ne? "

"Herşey karşılıklıdır değil mi Selda? Belki tecrübelerimden faydalanabilirsin.Eğitim diyorum.Dersler yani"

Ne diyor bu manyak adam?

"Ah bu arada çok güzel olmuşsun.Çok genç ve istekli.."

"Hı? Ney? Müsadenizle ben kalkayım" dedi ve koşar adım kapıya yöneldi. Tam kapıyı açıyordu ki bir cisim hissetti arkasında.

Adam arkadan sarılmış nefesini ensesine veriyordu.

"Beni çıldırtıyorsun!"

Köşeye sıkışmıştı, kapıya dayanmış, kapı ve iri vücut arasında sıkışmıştı.Konuşamıyor,dahası nefes bile alamıyordu.Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Arkasında bir sertlik hissediyordu.Ağzı kurudu.

Adam ellerini gögüslerinde gezdirdi ve kasığını geniş kalçasına dayadı. Adamın nefesi sıklaştıkça kızın gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

Sesi niye çıkmıyordu? Kısılmıştı.Bağırmak istedi ama ağzını açtığında ses çıkmadı.

Adam Seldayı ters çevirdi ve boynunu öpmeye başladı.Oradan dudaklarına gömüldü.Ama dudakları tek cizgi halini almıstı,mühürlüydü.

Eliyle ittirmeye çalıştı. Ancak bir işe yaramadı.

"İşimi zorlaştırma.Güzel güzel eğlenelim."

Adamın dudakları boynundaki açıkta kalan tüm tenine değdi seldanın.

Bir anda acı bir sesle inledi adam.
Tırnaklarını geçirmişti yüzüne.Evet başarmıştı.
Ve bu boşluğu yakalayıp kapıdan koşarak kaçtı.

Koştu, koştu, koştu. Gözünde yaşlarla koştu.

Koridorlar bomboştu, karanlıktı.Muhtemelen bina kapıları da birazdan kilitlenecekti.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin