DAĞINIK BİR HAYAT

94 4 0
                                    

Alarm o kadar kuvvetli çalıyordu ki kalkmakta hiç zorluk çekmedi.Gözlerini açtığında tek hissettiği sigara kokusu ve baş ağrısıydı.Dünü hatırlamaya çalıştı.Annesiyle tartışmıştı ve kapıyı çarpıp çıkmıştı.Kendi evinde kendi düzeninde sözünün geçtiği tek yerde huzurunun kaçması tahammül edemeyeceği şeydi.Üçüncü sınıf barlardan birine gidip kendini içkiye vermişti.Tıpkı annesinin yaptığı gibi.25 yaşına gelmişti ve hala bir yerlerde tek başına oturup içki içebilecek özgüvene eriştiğini hissetmiyordu, demek ki can sıkıntısının boyutu bir hayli yüksekti.Gecenin sonunda okuldan pekte samimi olmadığı sadece iyi gün dostu olan ve partiden partiye vakit geçirdiği taylanın evine gitmiş, orada da bi kaç bira yuvarlamış, azıcık dertleşmiş bolca öpüşüp koklaşmış ve iğrenç evine geri dönmüştü.

Şimdi kendime gelmeliyim artık diye mırıldandı.Üstündekileri çıkarttı ve duşa doğru ilerledi.Lanet olasıca şofben yine sıcak su vermiyordu.Okkalı bir küfür salladı ve mümkün olduğunca çabuk duştan çıktı.

Hazırlanıp evden çıkmadan önce bir kağıda annesine not yazdı.

" Benim tek kızdığım 50 yaşına gelmiş bir kadının hala sorumsuz bir genç kız gibi davranması.Diğer anneler gibi temizlik yapıp, eve geç gelmemden yakınsana? "

Yazdığı gibi kağıdı buruşturup cebine koydu.

" Özür dilerim, dolapta çorba var " yazdı ve mutfak masasına bıraktı.

Selda aslında oldukça çekici bir kızdı.Dolgun dudakları, entellektüel bir zekası, bronz bir teni ve iğneli sözleri vardı.Aşk hayatı boktan daha öteydi.İlişkileri yürümüyordu, ya çok ağırdan alıyor ya da bir hayli aceleci görünüyordu. Arayı tutturamıyordu ve hiç bir zaman kalbini titretecek bir erkeğin karşısına çıkabileceğine inanmıyordu.

Şu ilişkilere bir sınır koymalılar diye düşündü, yasalara eklemeliler.Kurallara uymayanları hapse atmalılar.Böylece bende bu kadar salakça davranmam diye düşündü geçen ay sadece bakışmaktan öteye gidemediği mühendislik fakültesindeki çocuğu gördüğünde.

Aşık olmamalıyım, yada hoşlanmamalıyım çünkü bunlar olduğu zaman tamamiyle bocalıyorum.Kendime aşık etmem için benim aşık olmamam lazım, ne saçma değil mi? Diye dert yanmıştı geçen hafta arkadaşı Esraya.

Ya çok soğuk oluyorum yada aşırı samimi.Sanki bünyemde iki kişi barınıyor.Sence bu normal mi? Belki de 30 gün kuralı koymalıyım? Hani şu 30 gün dolmadan adamla sevişmeme oyunu?Ne dersin? Demişti Esraya.

Şimdi bu düşüncelerden arınıp sınıfa girdi.Yine bir ton salak toplanmış dedi kendi kendine.

Hazmedemediği şey kendisi para kazanmak için sabahlara kadar çeviri yapıp, tanıtım işleri kovalarken bu kekoların baba parasıyla hava atıyor olmaları ve boş beyinleriydi.

Ne garip bir çelişkidir ki Selda da tıpkı sınıf arkadaşları gibi duyarsız olmayı ve bu kadar erken olgunlaşmamayı dilerdi.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin