İçtikçe içtiler o gün.İçtikçe güzelleştiler.Alkol bittiğinde artık hepsi çakır keyif olmuştu.Politikadan, aşktan, seksten, arkadaşlıktan, üniversite burslarından gelecek planlarına kadar herşeyi konuşmuşlardı.Seldanın entellektüel tavrı,bu tavrıyla ters düşen iğneli esprileri ve mizah anlayışıyla büyülenmişti İlyas.Bora ile Gizem ise tüm gece didişip durmuşlardı.Gizem ortamın Selda etkisinde olmasını kaldıramamış tripleri ile bunaltmıştı çocuğu.
İlerleyen saatlerde eğlenmeye gitmeye karar verdiler.Giydiği yüksek topuklarla Gizemin boyunu aşmıştı Selda ve Boranın gözleriyle kendisini süzmesine alenen müsaade etmişti.Barda Gizemin seksapel dansı ortamın ilgi konusu olsa da Selda alkol karşısında dayanıklılığını bir kez daha kanıtlamıştı. Annesinin kızıydı sonuçta.
Ve günler geçiyordu.
Bora iyice yerleşmişti ufak evlerine.İlyasta haftanın yarısı yanlarındaydı.Beraber yemekler yapıyor, televizyon seyrediyor, uzun yürüyüşlere çıkıyorlardı çiftler olarak.
Çift kavramı yalnızca Bora ve Gizem için söz konusu olsa da Gizemin İlyası Seldaya ayarlama çabaları bitmiyordu.Selda ise anlamamazlıktan geliyor, İlyasa -hayal gücünde uydurduğu- erkek arkadaşlarından, konuştuklarından bahsediyor hatta ondan olmayan erkek arkadaşları için tavsiyeler alıyordu.Tüm bu yaptıkları ilyasla aralarındaki muhabbeti dostluk çercevesine taşımak istemesindendi.
İlyas sakin bir adamdı. Okulunu bitirmiş kendi işini kurmuştu. 28 yaşındaydı ama dış görünüşü bunu yalanlar gibiydi. Uzun boylu ama zayıftı. Zayıflığı onu daha da uzun boylu gösteriyordu. Solgun yüzü ise her an kusacakmış gibi bir görüntü uyandırıyordu. Aslen Erzincanlıydı ama yıllardır istanbulda yaşıyordu.
Seldanın tabiriyle bu sakin adam tam anlamıyla bir yürüyen huzur, bir ağlama duvarı, bir sırdaştı. İleri de bu sıfatlar değişir mi bilinmez...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
Random"Ben anneme benziyorum." diye mırıldandı. "Onun gibi çürüyüp gideceğim."