Multimedya:
Demi <3 Bölümdeki hali :)Bölüm şarkısı:
(Bu bölüme şarkı bulamadım affedin)Tyler'a içimi döktükten sonra beni düşüncelerimle yalnız bıraktı. Yaklaşık yarım saattir hiçbir şey yapmadan koltukta uzanıyorum. Düşünüyorum.
Teen Wolf çekimleri haftaya başlıyor. Labirent gala ise bu cuma. Çok yavaş ilerliyormuşuz gibi hissediyorum.
Şu ana kadar Demi ile bir kere sinemaya gittik. Dünden beridir de ondan haber yok. Aramıyorum. Çünkü o arasın istiyorum.
Telefonumun melodisinin, kulaklarımı doldurmasıyla belki bir umut Demi arıyordur diye düşündüm. Ekrandaki yazıyla düşüncelerim yerle bir oldu. Daniel. Büyük ihtimalle yine kızacaktı.
"Evet, Danny?"
"Kes şunu Dylan!"
"Neyi kesmeliyim Danny?"
"Danny demeyi kes!"
"Peki Danny."
"Beni deli etmeye mi çalışıyorsun!?"
"Canım sıkkın Danny."
"Yine ne oldu?"
"Senin şu mükemmel fikrin vardı ya? Bence pekte mükemmel değil."
"Demi ile mi ilgili?"
"Anlamış olmanı umuyorum. 'oyunla' hiç ilgilenmiyor."
"Pekala Mark'la konuşurum."
"Umarım ciddiye alır."
"Almalı."
"Herneyse, sen neden aramıştın?"
"Önemli bir şey değildi. Sadece o konu ile ilgili seni uyaracaktım."
"Nasıl? Ne oldu ki, bir haber mi var?"
"Evet. Hiç televizyon izlemiyor musunuz siz?"
"Aslına bakarsan bu aralar pek zamanım olmuyor."
"Demiyi düşünmekten mi? *fesat smile* "
"Daniel!"
"Ne var?! Arada bende seni sinir edemez miyim? Senin bana hep yaptığın şey yani."
"Edemezsin. Etmemelisin de. Sonuçta ben senin patronunum Danny."
"Benim patronum sen değilsin. Annen! Beni işe alan da o. Sana göz kulak olmamı isteyen de. Yani asıl ben senin patronunum."
"Hahaha. Çok komik cidden."
"Şaka yapmıyorum. Ayağını denk al! "
"Neyse kapatıyorum."
"Benimle baş edemezsin Dylan. Kafana sok bunu."
"Hemen kötü polise bağlama. Kapatıyorum işte 'Patron!'."
"Görüşürüz Dylan."
Telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes aldım. Cidden Danny ile baş edilmiyor. Hepsi annem yüzünden. Benim hala çocuk olduğumu, ve Daniel'ın da bakıcım filan olduğunu sanıyor. Agh! Sinir oluyorum.
Birkaç dakika daha koltukta uzandıktan sonra , yapacak hiçbir şeyimin olmadığını fark ettim. Şu aralar tek işim Demi olmuştu zaten. O gidince, işsizliğim su yüzüne çıktı.
Tek hamlede koltuktan kalkıp mutfağa ilerledim. Kileri açarak elime gelen, aile boyu bir cipse uzandım. Açmamla, o haz verici kokusu burnuma doldu. Günümü onunla geçirebilirdim. Beni açken görmeyin.
Kapının ziliyle sevgili cipsimden ayrılmak sorunda kaldım. Hem de daha yarısına bile gelememişken. Hüzünlü ve bıkkın bir surat ifadesi ile kapıya ilerledim. Kolu aşağı indirdim yavaşça. Demi?
"Selam Dylan."
"Demi?"
"Şey... Bugün dışarı çıkarız diye düşümüştüm."
"Mesela?"
"Aslında uzun bir süredir bowlinge gitmedim."
"Evet. İyi fikir." dedikten sonra aklıma gelen şeyle durdum. Ayıciklı pijamalar, Demi?!!?!
Yavaşca kafamı üztüme çevirdim. Alt dudağımı ısırdım. Tanrım! Ayıcıklı pijamayla kapıyı açarken aklım neredeydi?!
Demi ye döndüğümde normal bir şekilde gülümsüyordu. Fark etmemiş olamaz. Değil mi?
"Sen içeri geç. Ben üstümü değiştirip geliyorum." kafasını salladı. Geçmesi için kenara çekildim. O geçtikten sonra merdivenlere yöneldim. Teker teker çıkarken, arkamdan kıkırdadığını açıkça duyabiliyordum. Fark etmiş işte. Saf olan benim!
Alelacele üstüme mavi bir Jean ve lacivert bir t-shirt geçirip aşağı indim. Oturmamıştı. Beni bekliyordu.
Beraber çıktık.
:) Bölüm sonu :) Yine uzun bir bölüm olmadığının farkındayım. Bölümü zaten yarın yayınlayacaktım. Ama bugün okulun ilk günü, hepinizin yasta olduğunu bildiğimden size kıyak geçtim. ;)
Ben bir bölümü yayınlarken, üç bölüm sonrasını bile yazmış oluyorum. Ve sınav haftaları vs. Yazamadığımda yedekteki, hazır duran bölümleri yayınlıyorum.
Oy verin yorum yapın please :))
Seviliyorsunuz. <3 <3 <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Waitin For You // O'Brien&Lovato
FanfictionDaha önce hiç yapmak istemediğiniz bir şeye zorlandınız mı? Etraftakilerin baskısı yüzünden. Sırf onlar mutlu olabilsin diye.... Kendi fikirlerinizi yok saydınız mı? Ya da hiç beklemediğimiz anda, hiç ummadığınız bir zamanda geldi mi başınıza? Hiç...