Multimedya: DYLAN :3
Gözlerimi açarak kadına baktım. Ne demek çıkışını yaptırdı!? Benimle dalga geçiyor olmalıydılar. Buna inanmamı mı bekliyorlardı?
"N-ne demek çıkış yaptırdı?!"dedim emin olmak için. Kadın değişik bakışlarıyla bir süre düşündükten sonra cevap verdi.
"Sanırım hastanın yanında orta yaşlarda bir adam daha vardı. Emin değilim. Sadece öyle hatırlıyorum." Dedi tepkimi ölçmek için.
"Orta yaşlarda demekten kastınız neydi? Otuzlu yaşlardan mı bahsediyorsunuz?"
"Evet, aslında. O yaşlarda olması gerekiyordu," kapıya döndü. Tam çıkacakken tekrar bana baktı. "Siz bunları neden soruyorsunuz ki?"
Bu kadının gerçekten gündemden haberi yok muydu? Hayır yani numaradan da olsa Demi ile çıkıyorduk ve bunu bilmiyor muydu? Tabii ki çok ünlü olduğumu filan söylemeye çalışmıyorum, egomdan bahsedip durmayı kesin.
Aslına bakarsanız kadının adımı bile duyduğuna şüpheliyim.Yinede tavrımı bozmayıp "Şey, bir önemi yok. Mersk etmiştim sadece." dedim kadını başımdan savmak için.
"Pekala, bir şeye ihtiyacınız olursa yanınızdaki kumandadan beni çağırabilirsiniz," "veya çığlık atmanız yeterli." dedi beni dalgaya alarak.
Başımı anladığı gösterecek şekilde salladım. Odaya girdiğindeki gülüşünü tekrar yüzüne yerleştirerek odadan çıktı.
Şu an en çok istediğim şeylerden biri de magazinciler tarafından bu halde basılmak. Beni sevenlerin bu şekilde beni görmesini ve magazin programlarının malzemesi olmak istemiyordum.
Aklım Demi de kalmıştı. Nasıl çıkış yaptırmıştı. Neden? Bu kadar fazla şeyi birden düşünmek başımı ağrıyordu.
Daha doğrusu kimle çıkmıştı? Kadın hangi adamdan bahsediyordu acaba?
Bir an için hiçbir şey düşünmemek istedim.Biraz başımın ağrısını gidermek için temiz hava alabilirdim. Serumu kolumdan çıkarıp üzerindeki mavi ve pek de kıyafet diyemeyeceğim kumaşı düzelttim. Bu kıyafetle, bu şekilde, ortalıkta dolaşırsam pek uygun olmazdı. Kötü olasıklara açık bir giysi olduğu ve bende başıma bir şey gelmesini istemediğimden, doktorların çıkarttığı pantolonumu üzerime geçirdim ve odadan çıktım.
Dış kapıya giden yolda hastanenin kantinini gördüğümde canımın yemek istemediğini bir kez daha keşfettim. Gerçekten, ağzıma bir lokma atsam anında çıkaracak gibi hissediyordum.
Hastanenin çıkış kapısına ilerlerken pencereden magazincilerin -tahmin etmem gerekirdi- kapıya toplantılarını farkettim. Şunlardan nefret ediyordum. Hayatıma burunlarını sokmaya öyle bayılıyorlardı ki!
Derin nefes alıp ilerlemeye devam ettim. Bana kalsa çoktan odaya geri dönmüştüm ancak beni çoktan farketmişlerdi. Sessizce birkaç küfür mırıldandım. Olduğum yöne doğru hızla ilerlemeye başladılar.
"Dylan! Dylan!! Orada bakın! " dedi aralarından bir tanesi beni görgüsüzce göstererek.
"Başına gelenler gerçekten doğru mu Dylan?" bunlar salak falan olmalıydı. Ben zaten canım sıkılınca hastaneye geliyorum. Hastanede takılmak çok eğlenceli. En büyük hobim. Sizde canınız sıkıldıkça hastanede takılabilirsiniz.
"Evet doğru. Küçük bir aksilik yaşadım. Ama önemli değil. Şu anda iyiyim." dedim basit bir açıklamayla. Önümdeki kameraman kamerayı gözüme sokmaya çalışıyordu herhalde. Geriledim.
"Peki Demi Lovatoyla beraber giriş yaptığınız doğru mu?" dedi başka biri.
"Şey, evet doğru. Fakat, orasının sizi ilgilendiğini sanmıyorum." dedim ve yanlarından ilerlemeye başladım.
Önümü tekrar kapattılar ve beni bir nevi köşeye sıkıştırdılar. Kurtulmaya çalışıyordum. Resmen yaşam mücadelesi veriyordum.
"Dylan? Demi Lovato ile ayrıldığınız söylentileri doğru mu?" diye bağırdı uzaktaki biri. Ne saçmalıyorlardı bunlar?!
"Ne saçmalıyorsunuz siz?! Boyle bir sey yok." dedim sinirle.
Neler dönüyordu?!?!
..........................
Yeniden selam! Bölümler uzun gelemiyor, biliyorum ama uzun bölümler yazamıyorum inanın. Ama en azından sık sık bölüm atmaya çalışacağım.
Hikaye nereye gidiyor hiçbir fikrim yok. Aklıma o anda ne gelirse onu yapıyorum. İyi oluyor mu hiçbir fikrim yok.Siz yine oy verip yorum yapmayı unutmayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Waitin For You // O'Brien&Lovato
FanfictieDaha önce hiç yapmak istemediğiniz bir şeye zorlandınız mı? Etraftakilerin baskısı yüzünden. Sırf onlar mutlu olabilsin diye.... Kendi fikirlerinizi yok saydınız mı? Ya da hiç beklemediğimiz anda, hiç ummadığınız bir zamanda geldi mi başınıza? Hiç...