Göz kapaklarımla mücadelemde yenilmiş ve derin bir uykuya dalmıştım. Bir zamanlar 24 saatin 20 saatini uyuyarak geçirebilecek kapasitede olduğumu düşünürsek, gerçekten çok fazla değişmiştim. Şimdi bayılma aşamasına gelene kadar uyumuyordum. Asla dile dökmesem de korkuyordum. Uykuya daldığım anda Karya'nın yüzünü görmekten ve bana güven veren o bakışlarından korkuyorum. Evet, o gittikten sonra itiraf etmiştim kendime; ona aşık olmuştum.
Ölmeden önce herkesin ondan korktuğu ve bunu kullanarak her şeyi yapabildiği çok açık bir şekilde ortadaydı. Çünkü avukatı beni hangi ortamda "Karya'nın veliahtı" olarak tanıtsa , bana gülerek bakan gözleri bir korku sarıyordu. Bu ilk başta fazla garip gelse de sonra hoşuma gitmeye başlamıştı. Benliğimi yavaş yavaş kaybettiğimi hissediyordum. İçimdeki küçük Arya yavaş yavaş can veriyordu. O küçük, korkak ve savunmasız kız ölüyor; yerini herkesin önünde titrediği bir katil alıyordu. Bunu istediğimden emin değildim ama o katil beni ele geçiriyordu.
Odamın kapısı inatla çalındığında istemeyerek gözlerimi araladım ve gelmesini söyledim. Bu Karya'nın avukatıydı. Tabi artık benim.
"Arya Hanım, kahvaltı yapmanız gerekiyor. "
"Geliyorum. "
Bu adamı hiçbir zaman sevmedim. Belki de onun beni sevmemesinden kaynaklanan bir histi. Karya'nın ölümünden sonra herşeyini bana bırakması ve benim -ilk geldiğim zamanlar- küçük, saf bir çocuk olmam beni Kıskanmasına yol açmıştı. Ama anladığım kadarıyla bu işlerin fazla içindeydi ve bırakıp gitme şansı yoktu. Fazla genç ve yakışıklı denilecek kadar gideri vardı. Ama sempatik olduğu söylenemezdi.
Ağır adımlarla salona indim ve tam anlamıyla kuş sütünün dahi eksik olmadığı masaya baktım. Fazla iştahım yoktu ama böyle bir masaya arkama bakmadan gidersem çarpılacağımı düşündüm ve masaya oturdum. Yavaş yavaş yemeye başladığımda şu avukat bozuntusu gözünü ayırmadan bana bakmaya devam ediyordu. Portakal suyumdan bir yudum aldım ve gözlerine baktım.
"Gözlerinle beni delmeyi kes ve sormak istediğin ama korktuğun için soramadığın şeyi sor."Boğazını temizledikten sonra masaya yaklaşıp, ellerini masaya koydu.
"Ilk geldiğinizde tam bir çocuktunuz. Ama artık insanların tir tir titrediği büyük birisiniz. Uzun zaman oldu. Bizim gibi siz de Karya Bey'in amacını bilmiyorsunuz. Peki onun gerçekten ölüp ölmediğini hiç sorguladınız mı? Ya da bu yaptırdığı işlerin sonunun nereye çıktığını? "
Evet güzel yerden vurdu. Hiç düşünmemiştim. Bana yapmam gereken işleri bir dosya halinde hazırlamıştı. Düşündürücü yanı ise öleceğini biliyormuş gibi bunu önceden yapmıştı. Ama tabi ki bunları bu adamın karşısında söyleyip onu haklı çıkartmayacaktım.
"Tabi ki düşündüm. Ama sen fazla düşünüyorsun. Erken öten horozun kafasını keserlermiş. Bırak da bunlarla ben ilgileniyim."
Bunları kendimden fazla emin bir şekilde söylemiştim. Bana ölümcül bakışlar attıktan sonra izin isteyerek dışarı çıktı. Ben de odama çıkıp yeni görevim için hazırlamaya başladım. Bugün avukatın dediğine göre fazla belalı bir adamın evine gidecektik ve Karya'nın istediği birkaç belgeyi alacaktık. Sonra ise o belgeleri inceleyip işimize devam edecektik.
Eski evimin salonu büyüklüğündeki giyinme odama gittim ve vücuduma yapışan siyah, kısa bir elbise giydim. Resmi. Aynı resmilikte siyah platformlarımı da giydikten sonra benim için çalışan kuaför, belime kadar olan saçlarımı dalgalı bir maşa yaptı ve sade bir makyaj ile de son dokunuşlarını yaptı. Cidden hoş görünüyordum. 20 yaşında olmama rağmen 25-30 yaşlarında bir kadının olgunluğu vardı üzerimde.
Tekrar salona indiğimde avukatçığımın gözleri beni buldu ve bende takılı kaldı. Bir an hareketsiz kaldığında öldüğünü düşünüp mutlu olmuştum ama o konuşmaya başladı.
"Küçük kızımız büyümüş ha? Çok hoş görünüyorsunuz Arya Hanım. "
"Teşekkürler. Hazırsanız çıkalım. "
"Tabi ki efendim. Ikimiz aynı arabada gideceğiz. Korumalar dikkat çekmemek için on dakika sonra hareket edecek."
"Uyar bana."
Kim bilebilirdi ki hayatımın dönüm noktalarıyla dolu olduğunu?Büyük bir toplantı masası etrafında toplanmıştık ve buradaki herkes benim konuşmamı bekliyordu. Nasıl bir konuşma yapacağım hakkında da bir fikrim yoktu. Her zaman bilmiş olan avukatım ise şuan başka bir gezegenden gelmiş gibi davranıyordu. Allah'ın cezası. Avukatımın karşısındaki adama aşık olmasını istemediğim için konuşmaya başladım.
"Karya sizden çok bahsetti. Tanışmak istedim. " yalan.
"Evet çok sever beni. Kulağımı kesecek kadar..."
Kahretsin. Dikkatli baktığımda adamın cidden sol kulağının büyük bir bölümünün kesik olduğunu farkettim. Anlaşılan Karya'nın hergün yeni bi özelliğini keşfedecektim.
"Sizde bize ait olan bazı belgeler varmış. "Diyerek konuyu değiştirdim.
"Karya'nın senin gibi bir çocuğu benim üzerime göndermesine şaşırdım. Senin gibileri sadece dikkat dağıtmak için kullanır sanıyordum. "
Evet Haklıydı. Bir çocuktum. Bu arada nihayet konuşmaya avukat girdi.
"Ben de senin gibi bir köpekte Karya Bey'e ait şeylerin olmasına şaşırdım. "
Ortalık iyice kızışmıştı. Herkes birbirine ölümcül bakışlar atıyordu. Birden hızla kapı açıldı. Korumalardan biri içeri girdi ve "Arya Hanım tuzak! " diye bağırırken avukat beni çoktan arkasına almış ve silahını ateşlemişti. Ne olduğunu anlamadan avukata sarıldım ve gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Deve kuşu misali.. Silah sesleri artmaya başladığında avukat beni korumaya doğru itti ve koruma beni elini sırtıma koyarak yürümeye zorladı. Kapıya geldiğimiz zaman aklıma gelen düşünce ile yerimde kaldım. O belgeleri alamamıştım. Koşarak üst kata çıktım. Tabi koruma da peşimden. Üçüncü açtığım kapı tam da istediğim gibi bir çalışma odasına açıldı. Hızlı adımlarla içeri girdim ve belgeleri karıştırmaya başladım. Avukat bana, üzerinde kırmızı mühürlü bir belge olduğunu laf arasında söylemişti.
Karıştırdığım belki de yüzüncü belgeden sonra kırmızı müdürü görüp hemen aldım ve ayağa kalktım.ama dur bir dakika. Kapının ağzında beni bekleyen koruma yerine o adam vardı. Belgelerini almam hoşuna gitmemişti sanırım. Yediği yumruğu gösteren kanlı dişler ile sırıtarak:"Küçük, yaramaz çocukların sonu böyledir. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ
Teen FictionAnnesinin ölümüyle hayatı değişen bir kız. Bu kızın yanında olan ve kendine aşık eden bir katil. Sevdiği insanları tek tek kaybettiğini sanan Arya büyük bir oyunun içine düşer. Bu oyundaki yerini piyon olarak düşünse de aslında o şahtır ve bu oyun...