"Bulmaca"

45 4 1
                                    

Konuşsan anlamaz bazen karşındaki seni. Bir de susmayı dene. Ağzınla değil de gözlerinle konuşmayı dene. Karşındaki insanın gözlerinin derinliklerinde kaybol. O zaman söylemek istediğin ama bir türlü kendini anlatamadığın şeyler, sanki seni deniyormuş da sen pes ettiğinde onlar da pes etmiş gibi dökülür gözlerinden. Bu belki de hayatın başka bir cilvesidir. Sınar seni. Ah ne zordur yaşamak. Yaşama ayak uydurmak belki de..

O kadar çok şey var ki sormak istediğim. Ama Emre anlıyor hepsini. Bacaklarını aralamış, parmaklarını birbirine kenetlemiş ve başı yerde oturuyor karşımda. Bir şeyler söyleyecek ama kelimeler büyük, karanlık bir odada saklanmış ve Emre onları bulamıyor. Sabrımın sınırını daha önce hiç ölçmedim ama geniş olmadığı, şuan ayağımı yere vurmamdan ve sürekli dudağımı ısırmamdan belli.
Ve buraya kadar.

"Emre! Konuş artık. O adamın dedikleri doğru mu? Nasıl bir oyunun içindeyim? "

"Arya bak, doğru söyledin o gün. Sen bir piyon olsaydın, gitmenle oyun bitmezdi. Ama sen sandığın gibi şah da değilsin. Sen vezirsin; şaha ulaşmak isteyen herkesin ilk hedefi. Herkesten daha çok yetkiye sahipsin ama herkesden daha çok tehlikedesin. Annene gelince.. ah bunu senden gizlememiz gerekiyordu. Yaşıyor. "

Ah şuan sözleri bütün vücudumu şaşkınlığa uğratmış durumda. Annemin yaşadığı kısmına sabah mezarlıkta şaşırmıştım. Bugün şaşırmam gereken yan ise vezir durumunda olmam ve herkesin beni hedef alması. Peki şah?

"Şah kim peki? Hani şu herkesin uğruna canını hiçe saydığı. Hani herkesin basamak olarak kullanılıp ulaşmak istediği. "

Karya olabilirdi. Evet o kadar olayın merkezi Karya ve biz onun oyuncağıyız.

"Annen."

"Ne!"

Ne demek annem? Benim Annem.

"Arya biz annen için çalışan insanlarız. İnanması gerçekten çok güç biliyorum ama gerçek bu. Annenin kesin emri senin öğrenmemen konusundaydı ama elimizden uçup gitmene izin veremeyiz. Sana herşeyi anlatacağım. "

Bir tarafım kulaklarını açmış pür dikkat dinlerken diğer tarafım kulaklarını eli ile kapatmış şarkı söylüyordu. Ve ben her zamanki gibi en çocuksu tarafı seçtim. Hayatımda güvendiğim tek insandan nefret edemezdim.

"Hayır hayır. Konuşma. Bilmek istemiyorum. "

Koşarak merdivenlere yöneldim ve odama çıktım. Üniversite sınavında dereceye girip tıp kazanmamı sağlayan ilginç bir yöntemim vardır. Her zaman herkes tarafından deli saçması bulunmuştur ama çok ekmeğini yemişimdir. Bulmaca.
Büyük boy bir puzzle alır ve bunların arkasına öğrenmek zorunda olduğum şeyleri yazardım. Ve bulmacayı bu bilgilere göre tamamlardım. Şimdi de neden olmasın. Herkesin söylediği şeylere inanmak fazla anlamsız.
O zaman başlayalım...

1- Ben vezirim ve annem şah.
2- Karya da dahil herkes annem için çalışıyor.
3- Karya, okul.. hiç biri tesadüf değil.
4- Annem insanların canlarını alacak kadar ya acımasız ya da büyük.
5- Doruk bile bu işlerin içinde ve beni korumaya çalışıyorlar.
6- Karya bana aşık oldu.
7- Emre bu işlerden fazla sıkılmış ama onu tutan birşey var.
8- Karya öldü.

Bulmaca fazla yarım kaldı. Her bilginin getirdiği yüzlerce soru var ama bir tanesi hepsi için ortak:NEDEN?
Annem neden şah? Karya neden öldü?  Neden tehlikedeyim?...
Pekâlâ.  Şimdi sıra kafa çalıştırmada. Karya beni koruması için annem tarafından gönderildi ve annemin öldüğü gün ben Karya ile tanıştım. Bir buçuk yıl kadar yanında kalmış ve elimden geldiği kadar yardım etmiştim. Karya öleceğini anlamış ve birden beni öperek gitmişti. Ölmüştü. Çünkü annem Karya'nın bana aşık olmasını istememişti. Karya karanlıktı ve beni karanlığa tek başına göndermek istememişti.  Devam...
Karya ortadan kalkınca Emre devreye girdi. Belki de Emre'yi de ölümle tehdit etmiştir. Emre beni canı pahasına korumaya çalışmıştı. O korumalar da Karya'nın değil annemin adamlarıydı ve bana söylemek istememişlerdi. Herşeyi yoluna sokup benim aklıma sadece Karya'nın yaşama ihtimalini sokmuş ve beni olan olayları görmekten alıkoymuşlardı. Tabi tüm bunlar hesaplanırken babam hesaplanmamıştı. Parçalar yavaş yavaş yerine otururken ben annemin kime karşı beni koruduğunu nasıl bulacağımı düşünüyordum. Bunlar sadece düşünerek bulunacak şeyler değil. Kanıta ihtiyacım var. Emre'nin bana neler olduğunu yalansız anlatacağına emin değilim. Kime gidebilirim? Birden sessizliği bozan Doruk'un bana verdiği külüstürden çıkan mesaj sesi oldu. Doruk'tan başka kimse olamazdı. Gelen mesaja baktım.
"Kimseye farkettirmeden hazırlan ve evden çık. 10 dakikaya evin arkasındaki parka gel. Çok vaktimiz yok."

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin