Kendimi savunmam gerekiyordu fakat ne dersem diyeyim yüzümün tam tersini söyleyeceğini biliyordum çünkü yanaklarim alev alev yanıyordu. "Hayır be ben neden seni rüyalarımda göreyim hem o rüya degil kabus olurdu. Hem senle gördüğüm rüyada beni öpmüyordun ilk öpücügümü sana verecek kadar da aptal degilim"dedigimde kendimi ifşa ettigim için ağzımı hızla elimle kapadım fakat duyacağını çoktan duymustu ve şu anda kahkaha atiyordu. Allah'ım o ne güzel bir gülüştür. Ben onu ağzım açık izlerken o benim onu izledigimi görünce sustu "ya öyle mi"dediginde bende "hı hı"dedim fakat bana yaklaştıkça işler değişiyordu. O bana yaklaşmaya devam ederken bende yan yan kayıcam diye bir anda kendimi havada buldum ve daha ne oldugunu anlamadan yere düştüm. Kalça kemigim o kadar acımıştı ki acıyla yüzümü burusturdum. Ateş ise benim halime kahkaha atıyordu. Bu çocuk amma çok gülmüştü. "Ne gülüyorsun yardim etsene canım çok yanıyo"dedigimde bana"yoo bence manzara çok güzel "dediginde ayaga kalkmaya çalıştım fakat canım bir daha acıyınca inledim. Sonunda "tamam baş belası "diyererek kucakladi. Beni kucağına alınca "amma da agırmışsin sen"deyince sinirle tirnaklarimi etine geçirdim. "Hayir bir kere ben 55 kiloyum bi kilo bile fazlaligim yok"dedigimde onaylar bir şekilde başını salladi ve yataga bırakırken gözlerime bakti. O an sanki dünya durmuştu. Bir çift göz insanı ne kadar etkileyebilirdi ki...gözleri mavi degildi ama gökyüzü gibi bakıyordu. İnsanın baktıkça baskasi geliyordu. Derken dışarıdan babamin ve bir adamin sesi geliyordu. Hızla yataktan kalktım ve ayaga dikeldigim zaman Ateş "bakıyorum hemen iyilestin hayır illa kucaklamami istiyordun da neden rol yaptın söyleseydin"dediginde göz kırptı ve gulumsedi. Bende"saçmalama babamlar geliyor insanlar yanlış anlayacaklardı"dedigimde"ne anlayacaklardı ki"dediginde utandim ve "öfff kes sesini"dedim. Üzerimdekileri düzelttikten sonra utancimdan odayı izlemeye başladım. Simdi fark ettimde benim odam gayet güzeldi. Mavi duvarlarım lanet olasica yüksek yatagım. Gerçekten de o yatak neden o kadar yüksek az alçak olsaydı kalçam bu kadar acimaz ve kendimi kucaklatmak zorunda kalmazdim. Resmen şans bana götüyle gülüyordu. Büyük bir kıyafet dolabim ve banyom vardı. Ben odamı izlerken bi ses"begendin mi"dedi. "Neyi"dedigimde dudakları yukarıya kıvrıldı ve "odani"dedi. "Ne saçmalıyorsun sen"dedim ve "ne bileyim odaya öyle bir bakıyorsun ki sanki önceden hiç odaya görmemişsin"dedi. "Hayir ben öyle bakınıyordum şey yani telefonumu arıyordum "dedigimde"telefonun elinde Ada"dedi. Harbi elimdeymis peki ben bu telefonu ne ara elime aldım. Konuyu dağıtmak için "çıkarsan üzerimi degiştiricem"dedim ve beklemeye başladım. Fakat Ateş çıkacagı yerine yatagima uzanıp yastigima sarılıp gözlerini kapadı. "Ne yapıyorsun sen"dedim o da boguk bir ses ile "uyuyorum yani seni görmüyorum merak etme hadi giyin"dedi. Bu olaya kahkaha attım bana bakti bende hiç birşey demedim"çık"dedim ve gülümseyerek odadan çıktı. Ne rezil olmuştum ama!üzerimi degistikten sonra aşağı indim. Babam kendi yaşlarında bir adamla konuşuyordu. Adam oldukça yakışıklıydı. Siyah saçları hafif beyazlamaya başlamış, gozleri de siyah ve teni beyazdi. Vücudu yaşına göre oldukça fitti ve uzun boyluydu. Derken adam konuştu "kızım hoş geldin ben Ateş'in babası Demir"dediginde herşey yerine oturmuştu. Babamın bu akşam ki misafiri Ateşlerdi. Çünkü babasi ile babam arkadaştı. Ben de"memnun oldum efendim. Ben de Ada "dedim. Demir bey memnun bir şekilde gülümsedi ve. Babam araya girdi. "Hadi yemege oturalım o zaman"dediginde hep beraber masaya dogru ilerledik. Ateş ile ben masada karşı karşıya oturmustuk ve ben Ateş'e bakmama konusunda oldukça zorlaniyordum. Bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı?derken babam Ateş'e"eeee Ateş senin dövüşlerin nasıl gidiyor"dediginde merakla "ne dövüşü"dedim. O anda herkez bana dönmüştü ve ben utanmistim. Ateş ise gülüyordu ve babama cevap verdi"iyi gidiyor Barış Bey iki hafta sonra maça çıkacağım ve şimdi hazırlanıyorum "dedi. Ben cevabımı henüz alamadigim için "ne maçı"dedim"futbol falan mi"dedim. Ve agzima bir lokma attım. Maksat orda Ateş'i ezmeekti fakat ben duyduğum şey yüzünden neredeyse boguluyordum. "Boks maçı"dedi ve agzimdaki lokma yüzünden öksürmeys başladım. "Ama senin yaşın küçük degil mi boks maçları için "dedim ve söze babası basladı "hayır Ateş normalde senden 2 yaş büyük fakat dogdugu zaman bazı nedenler yüzünden onu 2 yıl geç yazdirdim"dedi. Bende olumlu anlamda başımı salladım. Demek ki Ateş bu yüzden oldukça kaslı ve ...güçlü görünüyordu.Acaba pistte nasildi?neyse şimdi bunlari düşünmenin anlamı yoktu. Yemegimizi yedikten sonra salona geçtik fakat fazla duramadan Demir Bey'in telefonu çaldı ve erkenden kalktılar. Bende izin isteyerek odama çıktım ve uzerime yine geceliklerimi geçirip yatagima uzandim ama anda Ceren aradi. Daha yeni fark etmişti demek şaapşal kız yaa"efendim Ceren"diyerek telefonu açtım "ne yapiyosun kuzu kusura bakma daha telefonu yeni açtım ve senin mesajını görür görmez hemen aradım nasılsın nasıl gidiyor oralarda"dedi. Bende derin bir nefes alarak baştan beri olanların hepsini anlattım. Ceren aralarda şaşkınlık begenmemezlik gibi sesler çikariyordu. Bende anlatacaklar bittikten sonra o anlatmaya başladı. Yenı birinle tanışmıştı ve çocuk Istanbul da oturuyordu. In ternette tanışmışlardı ve çocuk bunun için Izmir e gitmiş. Sanırım bu çocuktan hoşlanıyordu. Sonunda birbirimize iyi geceler dileyerek yatagima uzandim. Hayatimda değişen şeyleri düşündüm. Son olarak o aklıma geldiginde gülümsemeden edemedim. Ve onu düşünürken uykunun kollarına bıraktım kendimi...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya O Gün Olmasaydi?
DiversosAnnesinin sakladıgı sırrı yüzünden babasız büyüyen bir genç kızın hayatı ne kadar degisebilir?peki ya en önemlisi sevdigi çocuk onu başına gelebilecek olan kötülüklerden ne kadar koruyabilecek? Bunu birlikte yaşamaya ne dersiniz???