Bela Prenses Beni Gebertecek

80 6 4
                                    

Emir'in Ağzından

Gerçekten çok bencildi.Bana egolu demesi de bundan olsa gerek.Ben hiçte öyle biri değilim.Aşağı indim,canım sıkılmıştı.
Amca koltukta oturmuş,kupadaki çayın buharıyla burnunu ısıtıyordu.Küçük bir yudum alırken çayından beni fark etti,salonun ortasında kazık gibi dikildiğim için belkide.

Sonra başka yere çevirdim gözlerimi.'Adın nedir?'diye sordum,yanına oturup.
'Cemil'dedi,beklediğimden daha kısa bir cevaptı.

'Başka?'dedim,cevabının kısa olduğunu belirtmek istercesine.
'55 yaşındayım,42 yaşından beri sokak benim evim ve kedi köpeklerde çocuklarım.Hiç evlenmedim.Ailem nerede, ne iş yaparlar,yaşıyorlar mı,hiçbir şeyden haberim yok.'dedi,çayını masaya bırakıp.

Gözlerindeki çaresizliği,amcamın kibirli merhametine tercih ederdim.Bana baktı.
"Ben Emir Richaoğlu.Şuan 18 yaşındayım.Yedi yaşında anne - babamı kaybettim.O günden beri amcamla yaşıyorum.Ama artık onun himayesi altında olmak beni sıktı,bende buraya taşındım. Biraz,neyse şimdi abartmaya gerek yok,bayağı bir zenginiz. "
Dedim,başımı koltuğa yaslarken.

İç geçirdi"bazıları doğuştan şanslı oluyor."deyip.
"Bilemezsin,şu zenginlik ne saçma şey.İnsana verdiği birkaç şey var;kibir,üstün güç isteği ve her şeyi yapabilirim kafası.Başka birşey olduğu yok."dedim.Gözlerimi kapatmış,kafamdaki gürültülü ağrıyı gidermeye çalışırken.

"Ama bu sadece insanın iç duygularıyla ilgili.Eğer doğduğunda zengin bir aileye sahipsen, bu duygu kendi kendine,-"
Demişti ancak sözü yarım kaldı.Birkaç kez çalan zil ile beraber.Kesinlikle Bahar olmalıydı ve büyük ihtimal beni sinir etmeye gelmişti,yine.Sinirle kapıyı açtım:
"Ne var?!"derken.Ancak kimse yoktu,bir sepet elma dışında.

Şaşkınca sepeti elime aldım.İçeri girdiğimde Cemil amca kafasını bana çevirdi.Çevirmesiyle birlikte gözlerinin kocaman açılması bir oldu.
"Onu kim getirdi?"
"Bilmiyorum kapının önündeydi."
"Bahar'ın işi,tehlikedesin."
"Ne tehlikesi,elma bu (!)"
"Bahar her yıl bir kurban seçip şaka yapıyor demiştim.İşte sepetteki kırmızı kurdele senin sıradaki kurban olduğunu gösteriyor."
"Neden elma?"
"Bahar elmadan nefret eder.Eğer birine sevmediği birşey ikram ediyorsa,bu o kişinin son bir şansı olduğunu gösterir."
Dedi,bakabildiğim en alaycı şekilde bakamıyordum.İhtiyar oldukça ciddiye benziyordu.

"Uyarı ateşi yani?"dedim,ellerimi çaresizce havaya kaldırarak.
"Aynen,bundan sonra ona iyi davranmaya bak!"dedi ve koltuğa uzandı.Evet,şimdilik burda yatması uygun karşılanabilirdi.

"Düşünürüm"dedim, umursamaz bir şekilde.Yukarı doğru bıkkın adımlarla çıktım.'Aman Tanrım!Bahar kapımın önüne elma koymuş.Elma!İnanabiliyor musunuz?'diye geçirdim içimden.Gülümsememe sebep olmuştu bu alaycı düşünce.

Aslında hoş bir kız.İlginç,sert kimliğinin altındaki sevimli afacanı görebiliyorum.Ona değer vermeli miyim?Beni sevmemesine rağmen onu sevmeli miyim?Ecem'in çabası onda var mı?Ecem kim mi?Eski sevgilim,beni oldukça seven bir kız.Ama nasıl oluyorsa bu aralar bensiz de yapabiliyor.Neyse,Bahar'a karşı hissettiğim hoşlantı beni ona itmemeli.Asıl o beni elde etmek için çalışmalı.Evet,böyle olmalı.Ben ona gitmemeliyim.

Kafamı ,kendimle alay edercesine sağa sola salladım.Gülümsemiştim.Neden?Onu düşünmek niçin beni gülümsetmişti?Yok artık,böyle bir şey olamaz.Ona aşık olmuş olamam,bu saçmalık.Ben,ne yapıyorum?Düşüncelerimden sıyrılmak adına duşa girdim.Beni her zaman rahatlatmıştır.

Bu kadar Bahar'dan bahsedince aklıma birşey geldi.Benim bir kankam var:Emre.Eskiden Bahar adında bir sevdiği vardı.O gelmişti aklıma.Kızı hiç göstermemişti bana.Ama dediğine göre oldukça güzel bir kızmış.Bir an aklıma o Bahar'ın,şimdilerdeki baş belam Bahar olduğu gibi saçma bir fikir geldi.Kahkaha patlattım,bir tane.Ama duşta olduğumu unutmuştum,ağzıma giren köpüklü sularla birlikte tükürmeye başlamam bir oldu.

Mavinin En Ukala TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin