3

391 31 30
                                    

Dikkat Smut Çıkabilir!

2 yıl sonra

Beilschmidt'lerin evinde bir gece, Ludwig okuma gözlüklerini takmış kitap okurken, beyaz saçlı kardeşi boş boş tavana bakmakla meşguldü.

"Bruderlein?"

...

"Bruderlein?"

...

"Ludwig?"

"Hm?"

"Uyuyamıyorum."

"Ne yapayım?"

"Hadi ama, ne yapacağını gayet iyi biliyorsun, bruderlein. Oyun oynayalım."

"Şimdi olmaz, Gilbert."

"Sen de istiyorsun, biliyorum. Hadi Luddy, oyna benimle."

Gilbert kardeşine yavru köpek bakışları atmayı denese de başaramadı. Beyaz saçları ve kırmızı gözleri ona korkutucu bir güzellik katıyordu.

Genç sarışının çoğu zaman ifadesiz duran dudakları, kıvrılarak odanın karşısında duran ve kendisine dünyadaki en güzel şeymiş gibi bakan albinoya bir gülümseme bahşetti.

"Peki, geliyorum."

Gilbert, Ludwig yanına uzansın diye yana kaymaya hazırlanırken sarışın genç onu şaşırtarak abisini bileklerinden tuttu ve üstüne çıktı. Gilbert dayanamayıp içini çekti.

"Delisin sen."

"Şşşş."

Ludwig yüzünü abisinin yüzüne iyice yaklaştırdı ve mavi gözlerini onun kırmızı gözleriyle buluşturdu. Bir süre böyle kaldılar, daha sonra Gilbert uzanıp kardeşini öptü. Sarışın hemen karşılık verdi, fakat bu sırada albinonun bileklerini tutan elleri gevşetince Gilbert zafer kazanmış gibi bir edayla üste çıktı ve aynı anda dudaklarını kardeşinin dudaklarından ayırıp sırıttı. Ludwig şakasına kaşlarını çattı.

"Seni..."

Bir süre boyunca kardeşler birbirlerine üstünlük sağlamak için uğraştı. Sonuçta kazanan Ludwig olmuştu. Sarışın oğlan nefes nefese, artık sabrı kalmamış gibi bir bakış attı ve dudaklarını abisinin bembeyaz boynuna gömdü. Gilbert panikledi. "Sakın iz bırakmaya kalkışma! Babam şüphelenecek!"

Ludwig durakladı, sonra başını kaldırıp sırıttı.

"O zaman onun göremeyeceği yerlerle uğraşmalıyım."

"N-ne?"

Albino, kardeşini engellemeye vakit bulamadan, Ludwig'in başı yorganın altında kayboldu. Pantolonunun düğmesi açıldığında ise şaşkınlıktan kırmızı gözlerini kırpıştırdı.

"L-ludwig sen ne..."

Hemen ardından hissettikleriyle refleks olarak kardeşinin başını tuttu, parmaklarını sarı saçların arasından geçirdi. Nefes nefese kalmıştı.

"Was machst du gerade? Ah, Mein Gott!"*

Yorganın üzerinden baktığında kardeşinin başı hareket ediyordu. Aynı anda da daha önce hissettiklerinden farklı bir duygu bedenini sardı. 

"Ah, nicht zu stoppen!"**

Ludwig daha da hızlanırken Gilbert kesik kesik nefes alıyordu.

"Es fühlt sich so gut!"***

Sonrası, Gilbert'ın zihninde dans eden renkler ve Ludwig'in tek kelime etmeden kalkıp kendi yatağına gitmesiydi. Genç adam yüzünü duvara dönmüştü ve uyuyor numarası yapıyordu. Gilbert'ın başından giden aklı yerine geldiğinde kendini toparladı ve kardeşine seslendi.

"Ludwig? Ne..."

"Ne istiyorsun? Benden memnun kalmadın mı? Yoksa yeterince kullanışlı değil miyim?"

Gilbert dondu kaldı. Zihni gerilere gitmişti.

Kardeşiyle iki yıldır birlikte oluyorlardı, fakat ikisi de birbirlerine bir kere bile sevgi sözcüğü söylememişlerdi. İlişkileri neredeyse sırf cinsellik üzerine kuruluydu ama aptal albino bunu şimdi fark etmişti. Çok geç.

Aslında o kadar da geç değil.


(Eğer şarkıyı açtıysanız burada kapatmanızı tavsiye ederim)


Bu düşünceye uyup aniden ayağa fırladı. Kararlı bir şekilde, uyuyor numarası yapan sarışın genci yakasından tuttuğu gibi ayağa kaldırdı. Ve kırmızı gözlerini kardeşinin masmavi gözlerine kilitledi.

"Ludwig. Şimdi o kulaklarını aç ve beni dinle. Ben..."

Ludwig şaşkınlıkla ağzını açtı fakat Gilbert parmağını genç adamın dudaklarına koydu.

"Ich liebe dich..."****

Albino, kardeşinin yakasını bırakmadan sözlerini sürdürdü.

"Hatırlıyor musun? Dokuz yaşındaydın, gök gürültüsünden korkup, yatağıma gelip kollarımda uyuduğunda, ben seni izliyordum."

Ludwig o günü hatırladığını belirten bir şekilde başını salladı, kalp atışları hızlanmıştı.

"B-ben sana o gün aşık oldum, bruderlein."

Ludwig hıçkırdı. Abisi yakasını bırakmasa da tutuşunu gevşetmişti, bir süre ses çıkarmadan göz göze kaldılar.

"Dolaptaki ilk öpücüğümüz... Rüya gibiydi. Sonunda sevdiğim kişi kollarımın arasındaydı, bana karşılık veriyordu."

Sesi titremeye başlamıştı. Gözleri dolarken, onları kardeşinin gözlerinden ayırmamaya gayret ediyordu.

"Ama aptal ben, sen bana karşılık verdiğin halde sustum. Aşkımı ilan etmedim. Ben aptal olduğumu kabul ediyorum ama, ja dummkopf, sen hiç mi fark etmedin? Sana bakışlarımı, ben..."

"Şşş..."

Ludwig parmağını abisinin dudağına koydu.

"İkimiz de koca aptallarız. Ama şimdi kapa çeneni. Und küss mich jetzt."*****

Ve iki kardeş, neredeyse ilk öpücükleri kadar saf bir aşkla öpüştüler.








*Was machst du gerade? Ah, Mein Gott: "Ne yapıyorsun? Ah, Tanrım!"

**Ich liebe dich: Seni seviyorum

***Ah, nicht zu stoppen: Ah, sakın durma

****Es fühlt sich so gut: Çok iyi hissettiriyor

*****Und küss mich jetzt: Ve öp beni hemen



Oyun (Germancest)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin