2

407 33 29
                                    

Beş yıl sonra

İki kardeş kahkahalar eşliğinde odaya girdi. Gilbert kardeşinin omzunu yumrukladı. "Seni dahi. Gıcık yan komşunun bahçesini talan etmek muhteşem bir fikirdi." Ludwig sakin kalamıyordu.

"Yüzünü hayatım boyunca unutamayacağım. Pislik herif sonunda gününü gördü."

Gülüşmeleri babalarının sert bağırışıyla yarıda kesildi.

"LUDWIG! GILBERT! KOMMEN HIERHER DUMMKÖPFE, WAS HAST DU WIEDER GETAN?!"*

Ludwig babasının gayet ciddi olduğunu anladı. Adam özellikle bu sıralarda, sadece ciddi olduğu zaman Almanca konuşurdu. Hemen abisinin kolundan tuttuğu gibi birlikte dolaba girdiler. Gilbert kıkırdamamak için kendini zor tutuyordu. Babası çabuk sinirlense de bu siniri saman alevi gibi hemen sönüverirdi. Dolapta geçirecekleri bir on dakika yeterdi.

Aniden, Ludwig yüzünün ısındığını hissetti. Abisi ona fazla yakın duruyordu. Gilbert da bu arada bu gerilimi hissetmiş olacak ki onun da yüzü kızarmıştı. Genç albinonun kırmızı gözleri, sarışın kardeşinin mavi gözleriyle buluştu. İki kardeşin dudakları git gide birbirine yaklaşırken Babalarının yıldırım gibi odaya dalmasıyla dikkatleri dağıldı.

"Ich schwöre bei Gott** bu sefer onları öldüreceğim! Neredesiniz? Cevap verin, sie Dummköpfe!"

İki kardeşten çıt çıkmayınca babaları Almanca küfürler mırıldanarak odayı terk etti.

Ludwig tehlikenin geçtiğini anlayınca çıkmak istedi, fakat Gilbert küçük kardeşinin bileğine yapışmıştı. 

"Bruderlein..."

"Gil?"

Gilbert konuşmadı. Sadece kardeşini kendine çekti. Dudakları birleştiğinde ikisi de ilk öpücüğün heyecanını ve içlerindeki kıpırtıyı duydular. Ludwig sarhoş olmuştu sanki.

Gilbert kollarını kardeşinin beline sardı ve onu sıkıca kendine bastırdı. Sarışın çocuk inledi ve ellerini albinonun güzel beyaz saçlarına daldırdı.

Fakat bu güzel duygular uzun sürmedi. Neyse ki, iki çocuk dolaba doğru gelen ayak seslerini duymuşlardı ve babaları dolabın kapağını sertçe açmadan önce birbirlerinden ayrılabildiler.

Babaları nedense gülüyordu.

"Sizi gidi yaramazlar. Korkudan nerelere saklanmışsınız. Çok şükür o salak herifi göndermeyi başardım. Laf aramızda, ona yaptıklarınızı hak ediyordu. Peki ya siz, o dolapta dakikalardır ne halt yiyordunuz?"

Büyük çocuk, beklenmedik bir şekilde çabuk cevap verdi.

"Oyun oynuyorduk Vati."






*"LUDWIG! GILBERT! KOMMEN HIERHER DUMMKÖPFE, WAS HAST DU WIEDER GETAN?!": "Ludwig, Gilbert! Buraya gelin sizi aptallar, yine ne yaptınız?!"

**Ich schwöre bei Gott: Tanrıya yemin ederim




Oyun (Germancest)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin