Verdiğim her sözü tutabileceğimi sanmıştım.
Yine yanıldım.
" O kadar komiksiniz ki." Yavaş ve sinir bozucu bir alkışlama sesi havayı delip geçtiğinde, Sehun'un bize doğru gülümseyerek yaklaştığını biliyordum. O kadar şok olmuş bir haldeydim ki, ona tepki bile veremiyordum. " Keşke kameramı evde unutmamış olsaydım."
" Buradan kurulduğumda seni öldüreceğim." Hislerim en sonunda geri döndügünde, tıslayarak cevap vermiştim ona. Bir yandanda ağlayan Baekhyun'un yanaklarını siliyor, ona kurtulacağımıza dair güvence veriyordum. Onun mutluluğu ölümün ucunda olsamda önceliğimdi. " Duydun mu beni Sehun! Seni öldüreceğim."
" Pek sanmıyorum Chanyeol." Sanki onu tehdit etmemişim de, tebrik etmişim gibi kocaman gülümsüyordu.
Yüzündeki gülümsemesi, yürüyüşü, hareketleri, şu an ki halimizden ne kadar zevk aldığını gösteriyordu.Baekhyun'a doğru birkaç tereddütlü adım attı. Gözleri onun bedeninde dolaşıyor, alt dudağını çiğniyordu. Eğer düşünceleri okuyabilseydim, onun kıskandığını bile düşünebilirdim. Ama düşüncelerini okuyamadığım için, aklımda beliren birkaç manzara her şeyi aydınlatıyordu.
Oh Sehun, ona ilk günkü gibi aşıktı.
" O seni hiçbir zaman sevmedi değil mi?" Ukala bir gülümseme dudaklarımı kaplarken, nefes aldığım o kısa zamanları onu kızdırarak harcamak ne kadar akıllıcaydı bilmiyordum. Belkide ölmek gerçekten umrumda değildi. Belkide ölmek kavramı, benimsenmiş bir cümleden daha öteye gitmeyecekti. " Pekala seni sevemedi. Çünkü kalbi herzaman bana aitti."
Dudaklarımdan kayan birkaç sözcüğün mimiklerini nasıl değiştirdiğini görmek, son anlarım için iyi bir eğlenceydi.
Bakışlarımı Sehun'dan ayırıp sevgilime çevirdiğimde, histerik bir şekilde hıçkırdığını görebiliyordum. Fakat Sehun'a doğru baktığımda hala Baekhyunu izlediğini biliyordum.
Çok aptal bir insan bile, Sehun'un altında yatan psikopatlığı farkedebilirdi.
" B-ben." Dudaklarını hafifçe yaladı ve ona doğru koşmak istermiş gibi tereddütlü bir adım daha attı. Baekhyun'a değdiği o kısa an, parmaklarını kırmak için uzanacağımı biliyordum. "Ben onu seviyorum."
Lisede, sevdiği bir kıza açılırken ki endişe vardı yüzünde. Sanki ilk defa söylüyordu onu sevdiğini.
Sanki ilk defa görüyordu gözleri bedenini.
Alaycı bir şekilde gülümsedim. Ayaklarımın altında saat sesleri ile sonumu getiren alet bile bozamazdı mutluluğumu.
Çünki yanımda Baekhyun vardı.
Çünki beni sevdiğini biliyordum.
" Sevgine hiçbir zaman karşılık vermeyecek Sehun." Uzanıp Baekhyun'un elini tuttum ve küçük bir öpücük kondurdum avucuna." O beni seviyor.. Her zamanda beni sevicek."
Eğer beni sevmeseydi, cok daha farklı bir senaryonun içinde olurduk biz. Farklı rollerde, ancak yolda karşılaşıp iki yabancı gibi uzaklasacağimiz küçük bir oyunda olurduk.
Şuan ise Baekhyun benim hayatımın başrolü ve bu gerçeği dünyada değiştirebilecek hiç kimse yok.
Ne Sehun, nede ölümü vaat eden son.
" Bunu biliyorum." Gözleri bir an olsun Baekhyun'un yüzünden ayrılmıyor, mimiklerinden yüz ifadelerine kadar ezberlemeye çalışıyordu. Boşa verilen bir çaba diye geçirdim içimden. Ben aylarca baksam da yüzüne asla yeterli gelmeyecekti, o ise birkaç saniyede nasıl avutabilirdi kendini. " İşte bu yüzden ona en çok istediği şeyi veriyorum. Seninle mutlu bir son. Umarım cehennemde yanarsınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Love
FanfictionOnun hissetikleri farklı bir aşktı. 4 yıl önce trafik kazasında hayatını kaybeden Baekhyun 'u 4 yıl sonrada seviyordu. Onun aşkı başka bir aşktı. Hergün onun mezarını ziyaret ediyor ve ilk gün ki gibi aşk kelimeleri fısıldıyordu. Yine bir gün evin...