Final

578 52 22
                                    


5 Ay Sonra
**********

Genç adam, hayranlık dolu bir gülümseme ile tabloya yaklaşırken gözlerimi kırpmadan onu izliyordum. Elinde tuttuğu viski bardağını yorgun bir şekilde sallıyor, hipnotize olmuş gibi tabloyu inceliyordu.

Sanki her bakışında tuvaldeki resim değişecekmiş gibi.

Sanki o tablo tabılacak bir varlık gibi.

" Afedersiniz." Önümdeki kalabalıktan nazikçe kurtulmaya çalışırken mırıldanmıştım. Çevremde bana soru sormaya çalışan milyonlarca insan varken, sadece onun dikkatimi çekmesi çok tuhaftı. Ama bu şu an umursayabileceğim bir sorun değildi. Umursadığım tek şey evime gidebilmekti.

Kalabalıktan uzaklastığımda, ellerimden birini pantolonumun cebine attım. Bana sırtı dönük bir şekilde tabloyu inceleyen adamı izliyordum. Dudaklarım komik bir şekilde yukarı doğru kıvrılmıştı. Adamın haline mi, yoksa kendime mi güldüğümü bilmiyordum.

" Çok güzel öyle değil mi?" Yorgun adımlarla ona doğru yaklaşırken, ilkmiş gibi tabloya bakıyordum.

Milyonlarca kez baksada gözlerim, kendi adım gibi ezberlesemde adını, her defasında farklı bir açı ile izlemeyi seviyordum. Çünki her defasında farklı bir dünyaya sürüklüyordu.

Bazen bir kahraman oluyordun, bazen ise basit bir adam.

" Oh, gerçekten essiz." Sanki dokunmak istermiş gibi elini kaldırdı. Fakat yüzünde ki gülümseme büyüdüğünde, eli yavaş yavaş bedeni ile buluştu.

Sessizlik...

İkimizde sessizlik içinde tabloyu izlerken, adam bir anda öksürdü, yüzündeki poker surat ifadesi ile bana doğru dönmüştü.

Onu böyle gördüğüm ilk andan itibaren, diğer insanlar ile ayni şeyleri söylecegini biliyordum.

" Satın almak istiyorum." Elindeki viski bardağından küçük bir yudum aldı." Nakit ödeyeceğim."

" Çok Üzgünüm beyefendi." Basımı iki yana salladım ve dudaklarımı büktüm. Aslında şu an ki duruma gülmek istiyordum." Ressam bu tabloyu satmıyor."

Adamın yüzünde beliren şaşkınlık hissi, yavaşça üzüntüye bırakırken bunu komik bulduğum için kızmıştım kendime. Fakat ressamın da hakkı vardı.

Kim böyle bir tablo'yu satabilirdi ki?

" Çok fazla para ödeyeceğim." Bana doğru bir adım atarken, dizlerinin üzerine çöküp, ağlayabilecekmiş gibi bir görüntüsü vardı. Onu böyle gördüğümde işimden sadece kısa bir an için nefret ettim. Dedigim gibi, sadece kısa bir süre. Çünki bu düşünce geldiği gibi kayboldu. " Ressamın adı ne demiştiniz? "

" ah, şey." Elimi enseme atıp, küçük bir noktayı kaşıdım. Alt dudağımı ısırıyor, adamın Üzgün gözlerine bakıyordum. İnsanlar bana böyle bakarken, hayır kelimesi imkansızlık niteliği taşıyordu. " Ah, normalde kimseye vermem ama ressamın adı Park Chanyeol."

Adam minnetle gülümsedi. Bakışlarını tablo ya sabitlerken gözleri parlıyordu.

Resmi asla alamayacağını bilsemde, kısa bir an için mutlu olması, beni de mutlu etmişti.

" Gerçekten teşekkür ederim." Bir elini bana doğru uzattı. " Ben, Kim jyun mysoon."

Elimi ona doğru uzatırken, gülerken ağlamak istiyordum.

" Bende Park Chanyeol."

*************

Bir masal'da mutlu son için gereken herşeyi yaptığınızda ve her mücadelenin hakkını gerçekten verdiğinizde, o son sizin için güzel bir başlangıç haline geliyor. Ki ben kaybedeceğimden o kadar emindim ki, bir masalın giriş cümlesi bile olamayacağımı düşünüyordum.

Another LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin