" UÇURUMUN KENARINDAN " -PART 1

696 203 34
                                    

Bölüm sound-track olarak " JASON WALKER — DOWN " ile okumanız tavsiye edilir.

11 EYLÜL CUMA GECESİ ;

Sessizliğe açıldı gözkapaklarım . Kalbimin çarpıntısı kulağımı dolduran tek sesti. Vücudum sırılsıklamdı. Sanki ateşin içine atılmış hissettim bedenimi.Nabzım hızlanıyordu her geçen saniye de  . Yabancı değil di bu hiss bana. Bedenim açlığı ile savaşıyordu .  Alkol etkisini kaybediyordu .Kanım açtı ... Ellerime kanlar bulaşmıştı . Kırmızılık bulaşmaya başladı temas ettiğim her noktaya .
"— Hepsi yalan ! Gerçek değil !" 

 "— Hepsi yalan ! Gerçek değil !" 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sessizce fısıldadım kendi kendime. Düşünme yetkim kayboluyordu her saniye ve halüsinasyonlar görmeye başlamıştım. Yataktan doğruldum ve sağ köşemdeki komidinin üstünde bulunan telefonumu elime aldım. Saat gecenin 4' ü idi. Krizim başlamıştı. Bedenim açlığı ile kavuruluyordu. Gözlerimi kapadım ve derin nefesler alıp vermeye çalıştım. Yine başlamıştı , biliyordum . Birkaç dakika sonra geçecek idi. Sandalyenin üstündeki deri çeketim girdi görüş alanıma . Dün gece Abel'ın verdiği madde vardı ama  nereye koyduğumu hatırlamayacak kadar bilinçsizdim şuan. Siyah derinin ön ve üst ceplerine baktım. Yerde çıkardığım kot şortun arka ceplerine kaydı ellerim.Tam 4 sene olmuştu uyuşturucu madde kullanmayalı taki 1 ay öncesine kadar.
Bilirsiniz bu tür şeyler sizi dakika dakika ölüm hissini tattırır.  Sakin olmalıydım ve düşünmeliydim.
Hafızama gelen görüntüler hiç birşey anımsatmıyordu . Bulamayacağımı anladığımda geç olmadan kapının kolunu çevirdim . Evde  dün verilen partinin burnu sızlatan  alkol kokusu hakimdi . Herkez bir yerlere sıvışmıştı. İçkinin sessizleştirdiği evde adeta uyuşturucu arıyordum. Çaresizce tanıdık yüzleri seçmeye çalışıyordum. Bulanıklaşmaya başlamıştı görüşüm. Gözüme cam kenarında ki kırmızı bir kanepe nin  üstüne uzanmış Abel ve çantası girdi..  Bu son şansım dı , yoksa gerçekten  Frank'ı arayıp  bana şeker getirmesini söyleyecektim . Bu kadar çaresiz olamazsın dedim kendi kendime . Titremeye başlayan ellerim ile çantanın  ön bölümünde  bulduğum hapı çaresizce ağzıma attım.
Ruhumda , bedenimde Berbat haldeydi. Kesinlikle burada ölmeliydim. Göz kapaklarım ağırlığı taşımayacak haldeydi . Bulunduğum yere yığıldı bedenim . Pisliğin içinde nefes nefeseydim. Her geçen gün daha derine çekiyordu bulunduğum bataklık. Ağlamak istiyordum . Hayatımı mahveden herkezden hesap sormak istiyordum. Ömrümün geri kalanının nasıl geçeceğini biliyorum. İçki , uyuşturucu  , vebal , vicdan azabı sizi her gün dahada derine çeken dostum dediğiniz insanlar. Diğer insanlar gibi yarını düşünmüyorum çünkü yarınım dünümün cezası.
Peki suçum neydi ?
Ama beni bu bataklıkta , bu karanlıkta  hala saf ve tertemizmişim gibi hisseddiren  mükemmel olmayan ama benim olan  bir adama sahibim . Alex'e sahibim . Tanrıya her gün şükrediyorum  . Çünkü sizi sizden daha çok düşünen birine sahipseniz , o size tanrı tarafından gönderilmiş bir koruyucudur.

Tanrım sana şükürler olsun.

LÜTFEN VOTE EDİNİZ :).

KARANLIKTAKİ HUZURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin