Parmaklarına değen piyanonun tuşları evin içinde duyulan bestesinin büyüsüyle her dokunusunda daha sert ve daha hızlı basıyordu tuşlara.Babasının kapıdan sessizce kendini izlediğinden habersiz bağlandı tuşlara.Tahsin bey gôzlerini kırpmadan kızının piyanoyla bir bütün olup yarattığı ahengi dinleyerek sahip olduğu kıymetlisini izliyordu.En kıymetlisiydi tek gerçeği vardı hayatında oda biricik kızı ömürüydü.Kızının sessiz ve sakinliğini,bakmaya kıyamadığı güzel yüzünü hep rahmetli annesine benzetirdi.Ömürün siyah uzun saclarıysa eski eşine benziyordu.Kızının saçlarına bakışları kaydığında bir anda müzik durdu ve ömürün mavi gôzleriyle karşılaştı.
-Babacım.
Derin düşncelerinden sıyrılıp yavaş adımlarla yaklaştı kızına.
-Ömürüm niye durdun devam etseydin.
Ömür ayağ kalkıp kollarını babasının boynuna dolayıp sarıldı.
-Beni dinlemek hoşuna gidiyor babacım biliyorum ama çıkmam gerek artık.
Tanhsin bey ufak bir kahkaha atarak geri çekildi.
-Valla hoşuma gittiğini söyleyemem sabah akşm tın tın başım şişti kızım.
-Peki öyle olsun çalmam bida.
Tahsin bey kızının asılan yüzünü gôrünce ômürün yanağından ôperek tekrar sarıldı.
-Kızım benim sen gece gündüz çalsan bile yetmez bana.
Ömür babasına gülerek bakarken tahsin beyin telefonu çalmaya başladı.
-Ah işte bensiz bir iş yapamazlar kızım ben gideyim işe sende işine bak dikkat et kendine ömürüm.
-Tamam babacım çok yorma kendini.
Tahsin bey odadan çıkınca ômür de hemen aynanın karşısına geçip saçlarını düzeltip makyajını yapıp hızla evden ayrıldı.
Araba yerine yürüyerek gitmeye karar verdi.Cebinden telefonunu çıkarıp berkayın numarasını bulup aradı.
Uzun çalışlardan sonra açılan telefonu bir kız cevapladı.Ömür duyduğu kızın sesiyle bir anlık olduğu yerde durdu.
-Alo ômür hanım ben berkay beyin sekreteri.
Ömür genç kızın konuşmasıyla derin nefes alıp yürümeye devam etti.
-Berkay beye verirmisiniz?
-Kendisi şuan toplantıda ama çıkınca aradığınızı söylerim.
-Yo hayır söylemenize gerek yok iyi günler.
Telefonu kapatıp yürümeye devam etti.Aslında dün berkayın tavrından sonra gitmemeye karar vermişti ama sabah uyandığında içinde oluşan hırsla vazgeçti.Ne olursa olsun berkayın sakladıklarından kurtulmasına yardım edicekti.Odayı oturduğu yerden incelerken gözüne takılan masanın üzerindeki fotoğrafa daha dikkatli baktı.
Fotoğrafta berkay ve küçük bir çocuk vardı.Çocuk berkayın boynuna sarılmıs ikiside çok mutlu gôrünüyordu.Sanırım kardeşiydi benziyorlardı birbirlerine.Sesler duyunca fotoğrafa bakmayı kesti.Sekreter kız kabul etmesede zorlada olsa berkayın odasında beklemeye ikna etmişti.Sessizlik tekrar oluştuğunda daha gelmediğini anlayarak sıkıntıyla oturduğu yerden kalktı.Oda büyük ve etrafı tamamen camlarla çevriliydi.Şehir ayaklarının altında gibiydi.Ômür manzarayı hayranlıkla izliyordu.Gün yavaş yavaş batarken oluşan renkler bambaşkaydı.
-İlk defamı gôrüyorsun gün batımını?
Duyduğu sesle irkilerek arkasına dôndüğünde masada oturmus birşeylerle uğraşan berkayı gôrdü.
-Geldiğni fark etmemisim.
-Farkındayım.
Berkayın ônündeki kağıtlardan başını kaldırmadan konuşması üzerine biraz ônce oturduğu koltuğa tekrar oturdu.
-İlk defa izliyorum.
Ômürün cevabı üzerine berkay kaşlarını çatarak dosyadan başını kaldırıp karşısında oturan ômüre baktı.
Ömür berkayın ciddimisin der gibi bakışlarına karşılık cevap verdi.
-Vaktim olmadı.
Berkay aniden yerinden kalakarak ômürün yanına gitti.Ômür ne olduğunu anlayamadan kolundan tutarak kaldırdı.
-Ne yapıyorsun sen?
Berkay ömürü dinlemeden kendi odasından birlikte asansôre bindiler.Ömür hala şaşkınken iki dakika içinde açılan kapıdan berkayın kolunu çekiştirmesiyle çıktı.
-Nereye gidiyoruz?
Berkay aniden durunca ômür de durdu.Etrafına baktığında şirketin çatısında olduklarını anladı.
-Şimdi izlemek için zamanın çok.
Berkayın baktığı tarafa baktığında hala batmak üzere olan güneşi gördüğünde tebessüm ederek izledi.Genç kız güneşin oluşturduğu şarap rengine bakarken berkayın kendini izlediğinin farkında değildi.
Genç adam ômürün uzun kirpiklerine dalgalı saçlarından gelen büyülü kokuya kapılmak istemeyerek kapıya doğru yürümeye başladı.
Ömür kararan havanın ardından yanında oluşan boşlukla berkayın gittiğini gôrünce sinirle gôzlerini yumdu.Niye aniden gelip aniden yok oluyordu ki bende mi bir anormallik var yoksa ondamı anlayamadım.
İçinden söylene sôylene asansôre gidip bindi.Odaya tekrar geldiğinde berkayın umursuzca deri koltuğa uzanıp yattığını gôrünce topuklarını vura vura yanına gitti.
-Ne yaptığını anlamak çok zor biliyor musun?
Berkay gôzleri kapalı tebessüm ettiğinde ömür sakin olmaya çalışıyordu.
-Anlamana gerek yok.
-Benimle oyunmu oynuyorsun sen istemedinmi benim sana yardım etmemi?
-Ama beceremiyorsun kabul et.
Ômür sinirden dislerini birbirine bastırırken berkay ayag kalktığında burun buruna gelmişlerdi.
-Bu dediğine pişman olucaksın.Sabrediyorum sadece bir ayımız var sonrasında birdaha asla bir araya gelmicez.
Berkay ômürün ciddiyetine hayran kalırken gergin havayı dağıtmak isteyerek konustu.
-Tamam benim çıkmam gerek istersen burada kalabilirsin.
-Dur bende geliyorum nereye gidiyorsan.
Ômür çantasını alıp berkaya yetişti.Berkay yanan kırmızı ışığa sessizce küfürler yağdırırken ômür gülmemek için kendini zor tutuyordu.Yesil ışık yandığında son gaz giderken aniden ônlerine çıkan arabayla frene basınca berkay ômür son anda kapının kolunu tutarak durdu.Ômür berkayın ôfkeyle arabadan indigini gôrünce hemen arabadan indi.Berkay şuanki siniriyle herşey yapabilirdi.
-Berkay dur sakın.
Berkay arabadan ağır adımlarla inen adamı dövmek için sabırsızlanırken ômürün kolundan tutmasıyla durdu.
-Dur saçmalama gôrmüyormusun adam sarhoş polisi ararız.
-Adam yüzünden ôlüyorduk.
-Berkay abartma lütfen sakin ol.
Ömür berkayı ikna ederken sarhos adamın gülerek yanlarına geldiğini gôrünce ikiside sustu.
-Eziyordunuz len beni.
Berkay sabır dileyerek sıktı yumruğunu.
-Vaaaay blader hatunu gaçırma elinden kaparrrımmm.
Adamın zorla sôylediklerine dayanamayan berkay kolunu ômürden kurtarıp sarhos adamın yüzüne yumruğu geçirdi.Ômür korkuyla berkayı tutmaya çalışırken etraftan gelen birkaç adam berkayı tutmaya çalışıyordu.
Berkay ôfkeyle adamı dôverken kolundan tutup çekilince dôvmeyi bırakıp derin derin nefesler almaya başladı.
Polisin geldigini gören ömür hemen berkayın yanına gitti.
-Sakinleş polislerin yanında sakin ol rica ediyorum.
-Beyefendi.
Polisin seslenmesiyle ikiside polise dôndü.-Ne olurdu beni dinleyip sakin olsaydın.
-Adamın dediğine kulakmı tıkasaydım.
-Hayır ama...
-Aması yok yine olsa yine aynı şeyi yapardım.
-Sen dua et gôrgü tanıkları vardıda bize inandılar.
-Adam zaten sarhoştu suçluydu tabiki de bize inancaklar.
-Tamam berkay tamam.
Adamdan şikayetçi olmamıştık ama sarhos olduğu için para cezası almıstı birde ehliyetini kaptırdı.Bu yeterliydi ona zaten berkay fazlasıyla dôvmüştü adamı.
-Neden durduk.
-Birşeyler yiyelim.
Arabadan inip restuaranta girdiğimizde çok şık bir yerdeydik.
-Bu kadar lüks bir yere gerek yoktu.
-İlk gôrdüğüm yer burasıydı.
Gôsterilen masaya oturduğumuz da siparişlerimizi verip beklemeye başladık.
Etraftaki insanlar çok fazla süslüydü.Bôyle abartılı yerlerden hoşlanmazdım.Beni çok fazla boğardı.
-Beğenmedin mi?
-Hayır sadece bôyle ortamlara çok uzak biriyim.
-Demek ôyle neden?
-Mesela şu şamdanlara ne gerek var sadece yemek yiyeceğiz.
-Tamam birdaha gelmezsin sende.
Yemeklerin gelmesiyle ikiside susup yemek yemeğe başladı.Sessiz geçen yemeğin ardından restuaranttan ayrıldılar.
Ômürün evinin ônünde durduklarında ômür berkayın yesil gôzlerine tebessümle baktı.
-Gün batımını izlememi sağladığın için teşekkür ederim.
-Nasıl zaman bulamadığına hala şaşıyorum.
-Bilmem belkide merak etmemiştim.Neyse yorgunsundur sende.İyi geceler.
Ômür kapıyı kapadığında evlerinin kapısının açıldığını gôrdüğünde dışarı cıkan kişiyi gôrünce olduğu yerde kalmıştı.
Berkay ômürün oldugu yerde durduğunu gôrünce merakla arabadan inip yanına gitti.
Ômürün gôzlerinden süzülen yaşlarla ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.....