Sabah babasıyla yaptığı kahvaltıdan sonra üzerini değiştirip aceleyle çıktı evden.
Arabasına binip hep dinlediği şarkıyı açarak ilerledi cadde de.
Bu gün için heyecanlıydı nedenini bilmiyordu bilmekte istemiyordu.
Dün berkayla yaptığı konuşmadan sonra bu gün bir ayı başlattılar.Şimdi ise gidip berkayı uyandıracak ve onu biryere götürmeyi düşünüyordu.
Aldığı adrese geldiğin de arabasını park edip villaya doğru yürüdü.Büyük demir kapı kilitli olduğu için cebinden anahtarı çıkarıp açtı.İçeri girdiğin de bahçenin olmamasına şaşırak sadece taş olan yolda ilerledi.Dün berkay kaldığı evin anahtarını vermişti ômüre.Ômür almamakta ısrar ettiyse de sòzünü gecirtememişti.İlk zili çalmayı tercih ederek çaldı zili.Bir yandan da üşüyerek sarılıyordu ceketine.Kapı açılmayınca tekrar çaldı.Daha fazla beklerse donup kalacağını biliyordu.Anahtarla kapıyı açıp girdi içeri.Oysa ki dün berkay evde olacağını söylemişti.Ama uykusunun ağır olduğunu da hatırlatmıştı.Sıcağı hissederken gevşeyen vücuduyla ilerledi.Sağ tarafa dôndüğünde büyük mutfakla bir olan salonu gôrdü.Siyah deri koltuklar çok farklı tablolar,şaraplar ve kitaplar vardı.Çantasını koltuğa bırakarak yukarı çıkan merdivenlere yôneldi.Demir merdivenlerden ses çıkarmayarak çıktı.
Karşısına çıkan odanın berkayın odası olduğunu tahmin ederek çaldı kapıyı.Bekledi ve tekrar tıklattı kapıyı.Ômür sabrının tükenmesiyle kapıyı açıp girdi içeri.Odayı bomboş gôrdüğündeyse dişlerini birbirine bastırarak süzdü etrafını.Yatak hiç bozulmamış gibiydi.
Yalan sôylemişti kesin ômüre oyun oynamıştı.O adamdan dürüstlük beklemesi saçma zaten.
Adamı ne kadar tanıyorsam sankı.diye düşünürken bir ses duydu.
-Ômür
Adını duyduğu an arkasına dôndüğün de çığlık atmıştı.
Berkay belinde siyah havlusu ve yaş saçlarıyla ômüre bakıyordu.
Ömür elleriyle yüzünü kapatarak dôndü arkasını.
-Niye aniden çıkıyorsun?
Ömürün kızgın sesi berkayı güldürmüştü.
Bir yandan saçını kurularken dolabını açıp kazak çıkardı.
-Kim ben mi çıktım aniden?
-Evet sen.
-Kendi evim de kendi odam da banyodan çıkmadan ônce sana haber vermem gerektiğini unutmuşum.
-Dalga geçme de çabuk giyin.
-Üzgünüm güzelim ben çok yavaş giyinirim.
Ômür sabır dileyerek derin nefes aldı.
-Alt katta bekliyorum çabuk ol berkay.
Ömür tam kapıya doğru gidiyordu ki kapının ônüne geçen üstü kazak altı havlulu berkayı gôrünce tekrar yüzünü kapayarak arkasını dôndü.
-Ne yapıyorsun sen sürekli gôzümün ônüne geçip duruyorsun.
-Kapıdan soğuk girmesin diye kapatmak istedim.Malum duştan çıktım hasta olmak istemem.
-Sabır ver allahım.
Genç kız sinirden ayağıyla ritim tutar gibi yere vurmaya başlamıştı.Yüzünü kaparken burnuna ulaşan koku ayağını bile durdurmuştu.Ne kokusuydu ki bu çokta güzel kokuyordu galiba berkayın şampuanı diye düşündü.Ama fark etti ki koku çok daha yakından geliyordu.Bir an da omzunun dürtülmesiyle ağzından kaçırdığı küçük bir çığlıkla dôndü arkasını.
Berkay gamzeleriyle pişmiş kelle gibi sırıtırken ômür ateş fışkıran gôzlerini kısarak baktı genç adama.
-Çok ôdleksiniz psikolog hanım.
-Sen insan gibi seslenemez misin?
-Seslendiğim de de korktunuz.
-Sırıtıp durma sinirimi bozuyorsun.
Ômür berkayı baştan aşağ süzdüğün de kıyafetlerin ne kadar yakıştığını fark etmişti.
-Hazırlanman bittiyse gidelim.
-Nereye hem daha kahvaltı yapmadık.
-Kahvaltıyı sonra yaparsın bir yere gitmemiz gerek.
-Peki gidelim o zaman.Berkay arabayı park ettiğin de arabadan inip büyük binaya yol aldılar.Berkay ômürün arabasıyla gelmeyi istememişti.
Nedeni ni sorduğun da da söylemedi.
Ormana girdiklerin de berkay ômürün amacını düsünürken ömür sadece yürüyordu.
-Beni bura da öldürmeyi düşünmüyorsun demi?
-Çok komiksiniz.
-Yoo ciddiyim siz de o potansiyeli gôrebiliyorum.
Ômür aniden durup yanında kendine bakan berkaya tek kaşını havaya kaldırarak baktı.
-Denesem ne yaparsın?
Berkay bu soruyu sormakta ciddi olduğunu anladığın da ne diyeceğini bilemedi.
-Cevabı cok basit bir soru sordum.
-Sana boynum kıldan ince.
Berkayın başını yere eğerek sessizce verdiği cevap ömürü güldürmüştü.Genç adam ômürün gülüşünü dikkatle izlerken artık boş konuşmaktan bile zevk aldığını fark etti.
Ômür berkayın kendine kilitlenmiş bakışlarını fark edince gülmeye son verip yürümeye devam etti.İkili bir süre hiç konuşmadan sadece yürüdü ve sonun da ômür istediği yere ulaşarak derin bir nefes aldı.
-Aklından ne geçiyor gerçekten merak ediyorum.
Berkayın meraklı haline son vermek isteyerek konuştu.
-Dediklerimi yap yeter.
-Tamam ne yapıcam.
-Yere oturur musun?
Berkay kumlu yere sessizce oturdu.
Uçurum da sadece ikisi ônlerin de deniz arkalarındaysa orman vardı.
-Gôzlerini kapatır mısın?
Berkay yeşil gôzlerini kapattığın da ömür de yere oturmuştu.
-Ne duyuyorsun berkay?
-Senii?
-Başka?
-Ne duymam gerekiyor?
-Berkay lütfen ciddi olur musun?
-Denizin kayalara çarpan dalga seslerini.
-Başka?
-Rüzgarın sesi ve rüzgarla sallanan yaprakların sesini.
-Şimdi ben konuşana kadar sus ve sadece dinle.
Ömür denize bakmaktan vazgeçerek mavi gözlerini berkaya çevirdi.Kaşlarını çatmış dikkat ve ciddiyetle dediğini yapıyordu.Ara da geveze konuşmaları olsa da aslın da çok ciddi ve asabi bir duruşu vardı berkayın.Bu asabiliğin sebebini bulmayı hedeflemişti ômür.
-Hata yaptım.
Berkayın dudaklarından fısıltıyla çıkan cümle ömürün dikkatini çekmişti.
-Nasıl?diye fısıltıyla sordu ômür.
-Vicdanımın sesini duyuyorum ömür.
Ômür duyduğu şeyle ne olacağını düşünürken berkay kapalı gözlerini açarak baktı ömürün gözlerinin içine.
-Ne yaptın berkay anlat.Vicdanın ne diyor sana?
-Vazgeçmemi.
-Neyden vazgeçmeni?
Berkay aniden ayağ kalkarak üzerini temizledi ve yürümeye başladı.
-Berkay.
Ômür ayağ kalkarak berkayın peşinden gitti.Berkay attığı son adımla uçurumun ucuna gelmişti.Aldığı derin nefesler ôfkesini kusar gibiydi.
Ômür berkayın kendine olan ôfkesinin seviyesini anlamıştı.
Berkayın yanına yaklaşırken öfkeden yumruk yaptığı ellerini gôrdü.
-Yerde ki büyük taşı al ve at uçurumdan.
Berkay ômürün dediğini ikiletmeden yerde ki büyük taşı iki eliyle kaldırarak yuvarlarken son gücüyle bağırdı.
Taş yuvarlanırken çıkan sesle bağırış sesi birbirine karışmıştı.
Nefes alışverişi normale dônerken ömüre baktı.
Ômür sakinleşen berkaya bakarken göz göze geldiler.
Berkayın aklından geçenleri gerçekten çok merak ediyordu.Şu an ki ôfkesinin sebebi yaptıklarıydı.Ama ne yapmıştı sôylemek istemiyordu berkay.
Berkay hızlı adımlarla yanından ayrılırken kendine gelip berkayın peşinden gitmeye başladı.
-Hey yavaş ol çok hızlısın.
Berkay hiç birşeyi aldırmadan aynı hızla ormanın içinde ilerliyordu.
Ômür topuklu giydiğine pişman olurken berkaya yetişmek için ağaç köklerine takılmadan yürümeye çalışyordu.
-Berkay bekle daha bitmemişti ama ne bu acelen?
Cevap alamadığına yakınırken aklına gelen fikirle gülümsedi.
Berkay siniri geçtiğin de ömüre cevap vermek için arkasına dôndüğün de ômürü gôrememe şaşkınlığıyla ne yapacağını bilemeden seslendi.
-Ômüür!
Geldiği yere doğru giderek bakıyordu etrafına bir yandan da ômüre sesleniyordu.
-Ömüür nerdesin?
Sesi orman da yankılanırken paniklemeye başlamıştı.
Olduğu yerde durarak etrafına tekrar bakınırken omzunda hissettiği eli aniden kavrayarak ağaca iktirdiğin de gôrdüğü kişiyle şaşırmıştı.
Ômür sırtında hissettiği acıyla yüzünü buruştururken aptallığına yakınıyordu.
-Ômür sen napmaya çalışıyorsun?
-Asıl sen napmaya çalışıyorsun kemiklerimi kırıyordun.
Berkay endişeyle ômüre yaklaşıp pişman olarak nasıl olduğunu sordu.
-Çok mu acıyor?
-Hayır önemli değil geçti.
-Sen niye saklanıyorsun ki benden?
-Bekle diye bağırdım kaç defa dinlemedin beni bende saklanırsam durup beklersin diye şey yaptım.
-Of ömür hadı gidelim artık.Bir daha da deneme bôyle birşey.
Birlikte ormandan cıkarak arabaya bindiler.
-Sen hep böyle ani mi hareket edersin?
-Bilmem öylemi gôrünüyor?
-Evet.
-Dedeme çekmişim.
Bir süre sessizlikle geçen yolculuk berkayın evine girdiklerin de son bulmuştu.
Ômür koltuğa otururken berkay da başka bir odaya girmişti.
Berkay geri geldiğin de elinde kücük bir kutu olduğunu gôrdü.Genç adam ômürün yanına gelip oturduğun da kutuyu açmaya başlamıştı.
-Sırtını açar mısın?
Ômür duyduğunu yanlış anladığına emin olmak isteyerek baktı berkaya.
-Sadece krem sürcem başka bir niyetim yok.
-Gerek yok kreme geçti zaten.
-Sırtın da morluk olmasını istemezsin.
-Birşey olmaz dedim acımıyor zaten.
-Bir daha sôylemem.
Berkayın gôzlerini karartmış halini gôrdüğün de kazağının eteğini biraz sıyırarak dôndü sırtını berkaya.Berkay kremi ömürün tenine sürerken ömür hissettiği dokunuşla nefesini tutmuştu.Kalbinin ritmi hızlanırken bir an ônce bitsin istiyordu.
-Tamam bitti.
Berkayın bitti demesiyle kazağını indirip tekrar yüzünü berkaya dôndü.
-Teşekkür ederim.
-Rica ederim.
Berkay ayağ kalkıp gittiğin de ômür sessizce oturuyordu.Duvarda ki tabloları incelerken berkayın geldiğini fark etti.
Berkay ômürün karşısında ki koltuğa oturduğun da beyaz paket koydu ortada ki masaya.Ômür merak ederek sormuştu.
-Ne yapıyorsun?
-Senin tedavini denedik sıra benimkinde.
Berkay açtığı paketteki eroini masaya dôktüğün de ômür gôrdüğüyle hiddetlenerek kalktı ayağ.
-Buna izin vereceğimi mi sanıyorsun.
-İzin istemedim.
-Berkay bana bak.
Berkay ômürü umursamayarak eroine veriyordu dikkatini.
-Bana bak dedim.
Ômürün bağırmasıyla yeşil gòzlerini ômüre çevirdi.
-Anlaşmamız bir ay ve sen ne olduğunu sôyleyene kadar bu maddeyi kullanmıcaksın.
Genç kız ôfkeyle karşısın da dikilirken berkay önünde ki masayı iki eliyle devirerek ayağ kalktı.Bağırışı evde bile yankılanırken ömür berkayın değişken haline korkarak bir adım geri çekilipte baktı.İlk defa birisinden korkmuştu korkusunun nedeniyse bilmediği hatanın berkaya yaptığı acımasızlıktı.