Bazı anlar vardır üzeri nekadar karalansa da unutulmaz..
(Medya Berkay)Açık olan pencereden duyulan yağmurun sesi ômürün parmaklarının değdiği piyanonun sesiyle birleşirken doğmuştu güneş.Genç kız parmaklarından dökülen her notayla anın büyüsüne kapılıyordu.Son kez dokunduğu tuştan sonra açtı gôzlerini.Hiç bitmiycek gibi çalarken bir anda son buluyordu her seferinde.Öylesine tutkuluydu ki piyano çalmaya satırlara döktüğü notalarını sır gibi saklıyordu.Besteleri sayfalarca çekmecesinde birikirken ömür tekrar yep yeni istekle yazıyordu.
Bakışları pencereye kaydığın da yağmuru izledi bir süre.
Koridordan gelen seslerle babasının uyandığını anlayıp ayağ kalktı.Yatağının üzerinde ki hırkasını giyip kapıyı açtı.Odasından ceketini giyerek çıkan babasına tebessümle baktı.
-Günaydın baba.
Tahsin bey kızının gülen yüzünü her sabah gôrdüğün de iyi ki varsın diye geçiriyordu aklından.
-Günaydın ömürüm.
Ömürün omzuna elini atarak genç kızı kendine çekti.Baba kız sarılarak merdivenlerden inip salona geçtiler.Hizmetli kadının hazırladığı kahvaltı masasına oturdular.Ömür caylarını katıp kahvaltısına başladı.Babası gittikten sonra ömür de odasına çıkıp hazırlanmaya başladı.Bu gün iki kişiyle randevusu vardı.Pisikolog olmanın bir iyi yanı boş saatleri olmasıydı.Giydiği siyah tulumunun üzerine siyah deri ceketini giyip saçlarını saldı.Çantasını alıp evden çıktı.
Berkay...
Sporunu bitirdiğin de yüzünde ki teri havluyla silerek çıktı spor odasından.Odasına çıkıp kapıyı açtığı an kucağına atlayan kardeşini sıkıca tuttu.
Efe abisinin yanağından öpüp eliyle saçlarını dağıttı.Berkay kardeşini kucağından indirip saçlarını düzeltti.
-Seni kaç defa uyarmam gerekiyor ufaklık?
Efe kahkaha atarak koltuğa otururken zorla konuşuyordu.
-A...ama şaclayını dağıtınca aynı maymunuma benziyosun.
Berkay kardesine gülerken bir yandan da dolaptan üzerine kıyafet seçiyordu.
-Annemler kalktı mı?
-Evet hatta işe bile gittiley.
-O zaman biz de birlikte dışarda kahvaltı yaparız.
-Vaaayy o zaman ben hemen hazıylanayım.
Efe koşarak odadan çıktığın da berkay dolaptan lacivert takımını çıkarıp giyinmeye başladı.
Oda da telefonunu ararken koltuğun üzerinde ki ceketi gôrdü.
Ceketi eline aldığın da yine bir tebessüm oluştu yüzünde.Genç kızın şaşkın bakışları geldi gôzünün önüne.
-Beykayyy hadi ama.
Efenin koridordan seslenişini duyunca ceketi geri koyup telefonunu tekrar aradı ve masanın üzerinde bulunca alıp çıktı.Berkay kardeşi ve arkadaşı kıvançla yaptığı kahvaltıdan sonra efeyi eve bırakıp birlikte şirkete geçtiler.Kıvançla ikisi ortak bir reklam şirketi kurmuşlardı.
İkisi üniversite de bir kavganın ortasında kaldıklarında tanışıp cok yakın dost olmuşlar.
Kıvanç her gün kü çapkın bakışlarını şirkete girdiğin de bütün kadın elemanlara atarken berkay onu gülümseyerek izliyordu.
-Bizim ufaklık gibisin kıvanç.
-Kim efe mi yok canım sende.
Berkay sekreterinden dosyaları alırken kıvanç genç kıza gôz kırpmakla meşguldü.Ta ki berkay kıvancı kolundan tutup odasına sokana kadar.
-O kızla işin bitmedi mi senin?
-Hatun bitmesine izin vermiyorki?
-Kıvanç bir daha uyarmam hiç bir çalışanla yakınlaşman olmasın.
-İyi iyi boşver sen onu da dün gece neredeydin?
Berkay kendine yönelen soruyla koltuğunda dikleşip elinde ki dosyaları masaya koydu.
Kıvanç arkadaşını dikkatle incelerken yüzüne daha dikkatli baktı.
-Tarıkların yanındaydın demi?
Berkay bıkkınca oflayarak başını geriye attı.
-Uzak dur onlardan.
-Bana karışma kıvanç.
Kıvanç oturduğu yerden birden ayağ kalkıp hiddetle berkaya baktı.
-Senin amacın ne berkay eline ne geçiyor o maddeyi kullandığın da?
-Unutuyorum.
Berkayın sakin cevabına karşılık kıvanç bağırarak tekrar sordu.
-Neyi unutuyorsun berkay neyii?
-Yaptıklarımızı len yaptığımız şeyi.
Berkayın yerinden kalkarak bağırması koridorda yankılanırken kıvanç hafızasına dolan geçmişle berkayla gôz gôze geldi.İkisinin de ruhunu ele geçiren günü bu gün gibi tekrar yaşadılar.Bağırışların ardından oluşan sessizlik odaya çığ gibi düşmüştü.Çalınan kapının açılmasıyla şaşkın bakan sekreteri gôrünce kıvanç hızla odadan çıkıp gitti.Sekreter kadın ne yapacağını bilemez öylece berkaya bakıyordu.Berkay genç kadını el işaretiyle yollayıp koltuğuna oturdu.Telefondan ihtiyacı olan numarayı çevirip tarıktan ne istediğini sôyledi.Ômür...
Karşısın da tedirgince oturmuş gözlerini kenetlediği ellerine dikmiş bir genç kız vardı.Elif genc yasta anne olmuş ve evladına annelik yapamayan biriydi.Çocuğuna cok soğuk davranıp onunla hiç ilgilenmemesi üzerine eşi pisikologtan yardım almasını istemisti.
-Size söylediğim gibi bebeğinizle uyudunuz mu elif hanım?
-Evet iki gün önce gece birlikte uyuduk.
-Peki ne hissettiniz?
-Bilmiyorum çok garipti sanki benim çocuğum değil de başkası yanıma bırakıp gitmiş gibiydi.
-Diyorsunuz ki hiç bir değişiklik yok.
-Evet ômür hanım eşim gün gectikçe bu yüzden benden uzaklaşıyor.
Lütfen bir çôzüm bulun.
-Elif hanım bu durum yaşınızın küçüklüğünden olabilir.Sizin bebeğinizle daha çok yakın olmanız gerek.Mesela onunla oynayın en çokta bebeğinizin kokusunu içinize çekin.Çünkü o sizin canınızdan bir parça bunu hissediceksiniz.Ayrıca onun sizin bebeğiniz olduğunu seslice söyleyin kendinize.Bu yöntem sizi bu duruma daha çok alıştırır.
-Deniycem ömür hanım.
-Evet vaktimiz doldu elifcim birdaha ki seansa gôrüşürüz iyi günler.Ömür iş çıkışı arabasına binip cadde de ilerlemeye başladı.Arabanın için de yankılanan telefonun sesiyle gôzlerini yoldan ayırmadan kulaklığını kulağına takıp cevapladı.
-Efendim.
-Günaydın ömürüm.
-Günaydın defnecim de ôğlen oldu.
-Ben daha yeni uyandım ama.
-Senin iş görüşmen yokmuydu bu gün?
Telefonun karşısından gelen çığlıkla ömür bir an yüzünü buruşturdu.
-Kız ben onu unuttumyaa..
-Aklın nerde senin?
-Of neyse canım ben hemen hazırlanıp çıkarım ay yolda uzak taksi bekleyemem sen alırmısın beni?
-Çabuk hazırlan geliyorum ben.
-Tamam canım gôrüşürüz.Ômür defnenin panik halinde arabaya binmesini beklerken gülmemek için kendini zor tutuyordu.Defne yerine oturduğun da ömür arabayı çalıştırmıştı.
-Çok teşekkür ederim geldiğin için benim araba arızalandı dün yolda kaldım şimdi de tamirde.
-Tamam canım önemli değil sen gerekli evraklarını aldın mı?
-Hı hı evet.
Yoğun olan trafikten bir süre sonra cıktıkların da defnenin tarif ettiği şirketin önüne gelmişlerdi.Defne arabadan indiğin de büyük ve gôz alıcı binayı dikkatle inceledi.
-Hadi git artık oyalanma.
Defne ômürün uyarısını dikkate alarak koşar adımlarla binaya girdi.Ômür tekrar arabayı çalıştırmış tam hareket edecekken telefon sesi duydu.
Sağ tarafına baktığın da defnenin telefonunu gôrdü.
Arabayı durdurup telefonu eline aldı ve hemen arabadan inip binaya girdi.Defne bindiği asansôrden indikten sonra koşar adımlarla sekretere doğru gitti.
-İyi günler iş görüşmem vardı.
-Adınız?
-Defne serin
-Biraz bekleyin lütfen.
Sekreter telefonla konuşurken defne ômürün geldiğini görünce yanına gitti.
-Telefonunu unutmuşsun.
-Ah kafamı kaldı bende saol canım yordum seni de.
-Defne hanım.
Sekreterin sesini duyan defne hemen yanına gitti.Odaya beklendiğini duyunca heyecanını bastırarak emin adımlarla ilerledi.
Ômür arkadaşının odaya girişini izlerken karşıda ki odalardan birinin açılan kapısıyla bakışları bir an oraya kaydı.
Genç kız gôrdüğü kişi karşısın da şaşkınca donup kalmış gibiydi.
Berkay ôfkeyle açtığı kapıdan çıktığın da kendisine bakmakta olan yeşil gòzleri hatırladı.Genç kızın şu an karşısın da oluşu kendini bir an sersemletse de belli etmeyerek ciddi bir şekilde ilerledi.
Ömür berkayın bakışlarıyla karşılaştığın da hissettiği heyecan bambaşkaydı.Berkayın tepkisizce kendine gelişini izledi.Yaklaştığın da yine farketti gôzlerinin altında ki morlukları.
Genç adamın kendine dikkatle baktığını fark edince bakışlarını başka yere çevirdi.
Berkay genç kızın yanından geçerek baktı gôzlerinin içine.
Genç kız berkayın bakışları altın da yok olurken yanından geçip gitmesini bekledi.
Ömür sessizce anın geçmesini beklerken genç adamın burnuna dolan o parfüm kokusu bambaşkaydı.Ama bu büyülü anı bozan koridor da yankılanan bağırış sesleri olmuştu.
Ömür arkadaşının odadan gelen bağırma seslerini duyunca kendini tutamayarak hızlı adımlarla kapıyı çalmadan girdi odaya.Berkay da genc kızın ani hareketi ve arkadaşı kıvançın odasından gelen seslere şaşırarak gitti ômürün peşinden.
Ômür kapıyı açtığı an yüzüne doğru gelmekte olan dosyayı gôrdü.O anda birinin kolundan tutup çekmesiyle dosya yanından fırlayıp gitmişti.Hep gülümsemeyi unutmayın.