Okuldan sonra yurda geldik. Ve ben güneyle buluşmak için hazırlandım. Simsiyah ve kıvırcık saçlarımı taradım. Beyaz bi gömlek ile mavi pantalonumu giydim.
Güneş: Kızlar ben çıkıyorum. Güney gelir şimdi.
Buket: Tamam. Dikkat et bak. Bişey olursa safiye ablanın veya yurdun telefonundan ara.
Güneş: Tamam kızlar hadi öptüm.
Yurdan çıktım bahçenin orda güneyi beklemeye başladım. Beklerken siyah bi porsche bahçeye doğru yanaştı. Bu da kim diye bakarken. Arabanın içinden güney çıktı.
Güney: Hadi güneş bin arabaya.
Güneş: Ohaa! Güney sen iyi misin? Bu arabaya biniceğimimi sanıyosun sen?
Güney: Evet çünkü biniceksin.
Güneş: 16 yaşında olduğunun ve daha ehliyetinin bile olmadığının farkındasın değilmi?
Güney: Nolcak ya kızım. Biliyoruz işte sürmeyi. Atla hadi.
Güneş: Hayır güney. Binmiycem. Yürüyerek gidicem ben.
Güney: Güneş sıkıcı olmaya başladı ama bin şu arabaya artık!
Biraz düşündükten sonra bindim. En fazla ne olabilirdi ki? Ya kaza yapardık ya da trafik polislerine yakalanırdık o kadar.
Güneş: Senden nefret ediyorum!
Güney: Teşekkür.
Güneş: Ukalaa!
Güney: Çok tatlısın.
Güneş: Kes sesini!
Sonunda geldik. Burası fazla lüks bi cafe. Ne gerek varsa boyle bir yere alt tarafi ödev yapıp kalkıcaz. Ne diye önemsiyosa bu buluşmayı.
Güney: Evet geldik inebilirsin. Begendin mi?
Güneş: Bu kadar lüks pahalı bir yere ne gerek vardı? Alt tarafi bi odev yapicaz güney.
İçeri girdik ve bir masaya oturduk. Hemen garson gelip ne istersiniz dedi. Güneyde 2 limonata alalım biz dedi.
Güneş: Hadi biran önce başlıyalım da kalkalım.
Güney: Tamam sen nasıl istersen.
Ödevi yapmaya başladık. Ben getirdiğim kitaptan araştırıp yazarken güney de telefonunun internetinden araştırıp yazıyordu. Bir kaç şey yazdık ve artık saatin gec oldugunu farkettim.
Güneş: Artık kalkalım mı? Benim yurda dönmem lazım saat geç oldu. Geri kalanını başka bir gün yaparız.
Güney: Tamam hadi o zaman.
Güney hesabı ödedi. Zaten sadece bi limonata içmiştik. Sonra arabaya bindik ve ilerlemeye başladık.
Güney: Hassiktir!!!
Güneş: Noluyo güney!
Güney: Ileride trafik polisleri var. Napıcaz?
Güneş: Ben demiştim sana güney! Ah benim salak kafam ne diye sana uyup biniyosam zaten!
Güney: Kapa çeneni güneş!!!
Güney korkuyla arabayı sürmeye devam etti ve polis arabayı durdurdu.
Polis: Ehliyetini görebilir miyim delikanlı?
Güney: Şey benim ehliyetim evde kalmış
Güneş: Yalan söylüyo abicim. Ehliyeti felan yok bunun. Biz daha 16 yaşındayız.
Güney: Ne yaptığını sanıyosun sen aptal !
Polis: Karakola geliceksiniz bizimle. Inin arabadan!
Güneş: Süper bi bu eksikti.
Güney: Senin yuzunden o çeneni tutsaydın şuanda sen yurtta ben evde olucaktım!
Karakola geldik ve amir bizden ailelerimizin numaralarını istedi. Güney babasının numarasını verdi.
Güneş: Benim ailem yok. Ben yetimim yurtta kalıyorum.
Amir: Yurttan bi yetkilinin numarasını ver o zaman.
Safiye ablanın numarasını verdim. Ve oturup gelmelerini bekledik. Güneyin babası geldi ve güneye neden böyle bir sey yaptigini sordu. Çok kızmasada biraz bağırdı. Safiye ablada geldi ve bir açıklama bekledi. Amir anlattığımız her şeyi anlattı.
Amir: Size söylüyorum çocuklarınıza sahip çıkın bir daha böyle bişey olursa hiç affetmem atarım nezarete!
Çıktın karakoldan. Ve yürümeye başladık. Güneyin babası ben sizi bırakıyım dedi fakat safiye abla kabul etmedi. Sonunda yurda vardık.
Buket: Güneş çok merak ettik seni neler oldu anlat çabuk!
Olanları bir bir anlattım.
Cansu: Vay be! Okulun en yakışıklı çocuğuyla neler yaşamıssın öyle.
Güneş: Yaa ne demessin! Çok eğlendim bende zaten.
Aslında haklıydı güney çok yakışıklıydı. Saçları siyah gözleri koyu kahverengi. Biraz kirli sakalları var ve Çekici , karizmatik ama fazla ukala ve sinir bozucu.
Berna: Yat dinlen yorulmuşsundur. Karakoldan buraya yürümüşsünüz sonuçta.
Güneş: Evet yaa. Yoruldum cidden. Yatiyorum ben iyi geceler kızlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhanedeki Yanlız Kalpler
RandomNeler daha ağırdır sırtımızda , acılarımız ya da anılarımız mı ?