Garson

45 13 2
                                    

Buketle birlikte hala iş aramaya devam ediyoduk. Neredeyse ümidimizi kaybetmiştik. Son bi girmedigimiz cafe kalmisti. Ve orayada girdik.

Güneş: Meraba biz iş arıyodukta. Elemana ihtiyacınız var mı?

Cafenin patronu: Aslında bizde bi garson arıyoduk. 3 kisi yetisemiyor cunku.

Buket: Biz ikimizde girmek istiyoruz işe.

Patron: Üzgünüm sadece bi çalışana ihtiyacımız var.

Adama sinir olmuştum. Acaba bu cafe ona mı aitti? Ondan daha bi üst yetkilisi vardır elbet. Sahibi gibi gozukmuyor cunku. Sadece patronu olsa gerek.

Güneş: Bu cafenin sahibi kim onunla görüşmek istiyorum.

Patron: Şuanda burda değil. 3 gün sonra gelicek yurtdısına çıktı

Güneş: Tamam o zaman biz o gelince onunla konusuruz.

Patron: Belki 3 gunden fazla bile surebilir. Bizimde bi personele cok ihtiyacimiz var. En azindan o gelene kadar biriniz işe girse. Şimdi onla konusmadan ikinizi birdende alamiyorum ki. Bana verilen gorevi yapiyorum bende. Emel hanım sadece bi kisiyi alın dedi bana.

Güneş: Buket o zaman ben giriyim işe. Sahibi gelincede konusurum senide alır nedersin?

Buket: Sen bilirsin kardesim. Tek calismak istedigine emin misin?

Güneş: Evet. Yalnız bizim yaşımız 16 bi sorun olurmu?

Patron: Yok eger isinizi iyi yaparsaniz bi sorun olmaz. Zaten sadece getir gotur isleri yapicaksin. Maaşında aylık 500 lira.

Güneş: Bu çok az değilmi abicim?

Patron: Burası lüks bi cafe degil. Cok kazanmiyo. Vede sen öğrencisin zaten. Sadece haftasonları çalışıcaksın.

Buket: Ee cok iyi o zaman.

Güneş: Tamam abicim ben ne zaman başlıyım çalışmaya?

Patron: Hemen simdi basla. Bu aralar cok müşteri gelmeye basladi. Siparişler yetismiyo. Zaten 1 saat sonra kapanıcak cafe.

Saat suanda 9 du demekki 10 da kapaniyodu. Saatin gec olmasina rağmen cafe cok kalabalikti. Yurda donmem gerekiyodu artik cunku sabahtan beri dolasiyoduk gercektende cok yorulmustum. Safiye ablada kızıcaktı bize ama çalısmak zorundaydim. Ve o yuzden kabul ettim.

Güneş: Buket sen yurda dön ben 1 saat calışıp gelicem. Safiye ablayada anlatirsin meraklanmasin kadın.

Buket: Tamam. Dikkat et bak.

Patron: Mutfaktaki önlüğü tak o zaman güneş. Siparisleri almaya başla. Gordugun gibi bu saatte bile kalabalık. Indirim yaptiktan sonra hep boyle olmaya basladi.

Güneş: Tamam patron basliyorum hemen.

Gercekten cok yorulmustum. Ama o kadarda zor degildi. Hatta eglenceliydi. Masalara gidip siparislerini bi kagida not aliyordum. Sonrada o siparisleri masaya getiriyodum. Gercekten cok kolaydi. Tek yaptigim siparis alip yiyecek icecek taşımaktı.

Patron: ilk günden çok iyi gidiyosun güneş. Böyle devam edersen işten atılmazsın aferin.

Güneş: Tesekkur ederim patron.

Ve artık saat 10 olmustu. Hiç müşteri de kalmamıştı yurda dönmek için cafeden çıktım. Sadece haftasonları calisacagim icin yarin iş yoktu. Yarin okula gidicektim. Tam cafeden çıkmış yürürken güneyle karşılaştım.

Güney: Bu saatte burda napıyosun güneş?

Güneş: Çalışıyorum.

Güney: Ne çalışması?

Güneş: Şu gördüğün cafede garson olarak haftasonları çalışmaya başladım güney hadi okuldakilerede söyle dalga geçin!

Güney: Saçmalama güneş. Ne dalga gecmesi. Sen ne guzel çalisarak para kazaniyosun iste bunda dalga gecilicek bisey yok. Fakat biraz geç cikiyosun işten. Bu saatte yurda yurumen tehlikeli olur.

Güneş: Bisey olmaz bana hadi gorusuruz.

Güney: Bekle güneş! Bende seninle yuruycem seni tek birakmak istemiyorum.

Güneş: Yok gerek yok giderim ben.

Güney: Hayır bende gelicem!

Güneş: Iyi tamam.

Yurda doğru yürümeye başladık. Çok uzakta değildi aslında. 20 dakikada yürünüyodu. Fakat biraz ıssız yollardan geciliyodu. Biz tam yururken içki içen bi kaç adam bana bakmaya başladılar. Korkmaya baslamistim.

Güney: Ne bakıyonuz lan!

Güneş: Napıyosun güney. Belli ki sarhoşlar hadi hızlıca yürüyelim.

"Kızın güzelliğine bakmadan duramadık."

Güney: Nediyosun sen lan?

Güney aşırı derecede sinirlenmişti. Ve birden adama yumruk attı. Adam yere düstü. Yanındaki arkadasları sinirlendi. Cepinden bıcak cıkarttılar.

Güneş: Güneeeeey dikkat et! Koş güney çabuk kaçalım.

Güney elimden tuttu ve koşmaya başladık. Adamlar arkamızdan geliyolardı. Fakat sarhoş oldukları için koşamadılar. Bizde izimizi kaybettirdik.

Güneş: Çok yoruldum güney duralım. Bulamazlar zaten artik.

Güney: Tamam oturalim suraya biraz.

Güneş: Artık elimi bırakabilirsin.

Güney: Böyle iyiydi ya.

Güneş: Yok canım bırak bırak!

Güney: Tamam kalk hadi gidelim artık saat 10.30 olmuş.

Güneş: Off safiye abla beni öldürücek. Şu adamlar yuzunden yolumuz uzadı ya! Kahretsin!

Güney: Tamam sakin ol. Hadi hızlıca yürürüz hemen.

Sonunda yurda varmıştık. Saat 11 olmuştu. Yolumuz uzadığı için 1 saatte gelebilmiştik.

Güneş: Çok tesekkur ederim benimle yurudugun icin.

Güney: Önemli değil. Bişey olursa sen beni ara hemen.

Güneş: Tamam hadi dikkatli git. Kendine iyi bak.

Güney: Sen iste bakarım ben.

Güneş: Şımarma hemen!

Güney: Tamam tamam hadi okulda görüşürüz.

Yurda girdim. Safiye ablaya her seye anlattim. Bir daha bu kadar gec gelmemem gerektiğini söyledi. Kızlara da tüm olanları anlattım. Berna ile emrenin de sevgili olduklarinı duyunca çok sevinmiştim. Ve yarin okula gitmek uzerede yatmıştım.

Yetimhanedeki Yanlız KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin