17.Bölüm "Misafir"

381 24 13
                                    

Düzeltiyorum sağ ayakla içeri girmek hiç işe yaramıyormuş.

Sabahtan beri labirentin içindeki fareler gibi bir sürü gizli bölme,şifreli kapıdan geçtikten sonra çalışma alanı denilen tavanları yüksek bir sürü spor materyali olan bir yere gelmiştik.Yeşim bizi bıraktıktan sonra üst katlara doğru bir yere çıkmıştı.Zaten bizden sıkılmış gibi duruyordu,aman kurban olsun.Birkaç dakika sonra yanımıza bir kadın ve bir erkek gelmişti.Kadının vücudu sıkıydı ve mükemmel bir fiziği vardı.Erkek ise daha yapılıydı ve sert bir yapısı vardı.Sanırsın Uyumsuzdaki Dört .Yüzünde kas dahi oynamıyordu.Oysaki kadın bizi sıcacık bir gülümsemeyle karşılamıştı.

Tam karşımızda dikilen kadın neşeli bir sesle konuşmaya başladı.

"Merhaba kızlar ben Zehra,sizin jimnastik hocanızım.Normalde bugün sizin için basit bir görev hazırlayacaktık ancak bazı aksaklıklar sebebiyle gerçekleştiremedik.Bundan sonra sizinle birlikteyim" dedi ve tekrar nefes alıp konuşmaya başladı."Bu da dövüş sporları hocamız Emre bey" dedi yanındaki adamı işaret ederek.Adam yani Emre hoca devam etti "Derslerimde gevşeklik istemem,bildiğim kadarıyla aranızda dövüşle uğraşan arkadaşlarınızda varmış." dedikten sonra tek tek suratlarımızı incelemeye başladı.Bizim oralarda böyle adamlara röntgenci derlerdi ya neyse.

"Her neyse burası ciddi bir yer istediğiniz zaman bırakamazsınız,pes etmek de yok.Sonuna kadar savaşacaksınız" dedi Emre hoca ve ikiside uzun koridorda ilerleyerek gözden kayboldular.

"Az önce olanlar gerçek miydi çünkü ben nefes almakta zorlanıyorum" dedi Ekin hızlı ve sessiz bir şekilde.Ona katılıyordum çünkü bende onunla aynı durumdayım.

"Kadın iyi ama adam için aynı şeyi söyleyemiycem" dedi Hale kollarını bağlayarak.Hani düğünde teyzeler köşeye geçip 'Gelin pek bir güzelde oğlan çirkinmiş" derler ya eksik dişleriyle hah işte onlar Hale'nin gelecekteki haliydi.

"Kızlar?" diye bir ses duyuldu arkadan,yumuşak bir kadın sesiydi.Yaklaşınca yüzü belli oluyordu.Kemikli bir yüz yapısı ve pürüzsüz bir yüzü vardı.Kahverengi düz saçları beline kadar uzanıyordu.Siyah bir kalem etek ve beyaz bir gömlek giymişti.Giydiği topuklu ayakkabıların sesi yankı yapıyordu.

"Sizi üst kattan çağırıyorlar" dedi "Beni takip edin"

Uzun bir merdivenden çıktıktan sonra bir sürü odanın bulunduğu bir koridora ulaştık.Sağ taraftaki odadan çıkan takım elbiseli bir adam aşağılayıcı bir şekilde süzüp devam etti.Ama bilmiyordu ki biz şirketleri için büyük önem taşıyorduk.

Koridorun sonuna geldikten sonra şaşalı bir kapıyı tıklayıp içeri girdik.İçeride arkası dönük takım e!biseli bir adam vardı.Arkadan bayağı kaslı görünüyordu aslında.

"Aslan bey,misafirleriniz geldi efendim" dedi asistan olduğunu tahmin ettiğim kişi."Geri kalan patronları çağırayım mı?"

"Gerek yok,daha sonra ayrı bir toplantı yapacağım" diyerek bize döndü adam.Oldukça genç bir adamdı.Babamı hatırlattı bana.Yüzü fiziği ve her şeyiyle.

Tamam burası hüznün yeri değildi.

"Buyrun oturun bakalım" dedi bize deri büyük koltuğu gösterek.Koltuğa oturmak ortamdaki gerginliği azaltacakmış gibi.

Rahatsız bir şekilde oturduktan sonra kendi koltuğuna oturarak ellerini masaya koydu ve konuşmaya başladı.

"Ben Aslan,buranın yöneticisiyim.Sizin geçmişinizi okudum ve açıkçası çok etkilendim.Aileniz için üzgünüm ama yetenekleriniz göz ardı edilemezdi.Sizinle gelecekte çok iyi bir takım kuracağımı umuyorum.Bugünden itibaren eğitimleriniz başlayacak ancak bundan önce konuşmamız gereken bir konu var." diyerek ayağa kalktı ve çekmeceden bir kağıt çıkardı.

Tatlı Küçük AjanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin