1.Bölüm "Tanışma"

1K 59 11
                                    

İğrenç bir güne daha merhaba.Ranzanın merdivenlerini sürünerek indikten sonra diğer kızlarla beraber banyoya yürüdüm.Banyonun fazla kalabalık olmaması buradaki tek avantaj galiba...Dezavantajları sıralayacak olursak;

1-Hiç arkadaşım yok

2-Yataklar ayda yılda bir kez temizleniyor

3-Tuvaletlere kokudan girilmiyor

4-Yemekler köpek maması gibi

5-(En önemli madde) Yakışıklı yok !!!

Elimi yüzümü yıkayıp saçımı ördükten sonra tekrar yatakhaneye dönerek okul kıyafetlerimi giydim.Nasıl okul kıyafetiyse artık siyah elbiseli okul kıyafeti mi olur be.Gerçi bir yetimhane okulundan ne bekliyorsam.Gerekli kitapları alıp dersliklere doğru koyulduk.Gidiyorum ama ayaklarım geri geri gidiyor.Giderken hayatımın nasıl bu kadar değiştiğini düşünmeden edemiyorum.Her gün aynı şeyleri yapmak,aynı yüzleri görmek,şefkat görmemek...Herkes mutlu bir şekilde hayatına devam ediyor.Sanki aileleri onları hiç bırakmamış gibi,oysaki ben 11 yıl öncesine dönüp kaza sırasında ölmeyi diliyorum.İşin tuhafı ben uyandıktan sonra ailemden hiç haber alamamam.Öldüler mi yoksa yaşıyorlar mı hiç bir fikrim yok.Ne bileyim garip.

Düşüncelerimden Elif'in sesi ile ayrıldım.Elif küçük yüzü ve kısa boyuyla oldukça tatlı bir kızdı fakat biraz mm hah dedikoducu.Nerede ne olmuş kim ne yapmış her şeyi bilir ve kimse onu dinlemediği için hepsini gelir bana anlatır.Açıkçası Elif'in dedikodularından sonra edebiyat dersine girmek...1 saat boyunca buzdolabında kalırım daha iyi

"Ecee"

"Efendim Elif"

"Ay şu 3. kademedeki Zilan var ya işte o 11. sınıflardan Burak'la çıkıyormuş"

"Hıı ne güzel sevindim"

Elif cevap veremeden derse girdiğimiz için sevindim çünkü yarım saat daha susmazdı.Eh ders edebiYAT yani uyuma dersi.Kafamı sıraya koyup kendimi uykunun kollarına attım.Laf aramızda uyku benim için dünyadaki en değerli şeydir.Tam dalacakken adımın anons edilmesiyle kafamı tekrar kaldırıp uykulu gözlerle anonsu dinlemeye başladım.

"Ece Peker,Başak Demirel,Hale Karaca,Alkım Akaydın,Ekin Poyrazoğlu müdürün odasına bekleniyorsunuz"

Bütün sınıf bana soran gözlerle bakıyordu.Bende bu bakışlara aldırmadan havalı bir şekilde çıktım demeyi çok isterdim ama bacağım sıranın kenarına girdi resmen.Müthiş bir acı çekmeme rağmen normal bir şekilde koridora çıktım.Tabii ki koridora çıktıktan sonra bacağımı tutup zıplaya zıplaya gittim saçmalama lütfen.Müdürün odası sınıfın çaprazında olduğu için şanslıydım.Benle beraber içeriye sarışın dal yutmuş gibi güzel bir kız daha girdi.Sanırım bu isimleri olan kızlardan birisi.İçeriye geçtiğimde müdür henüz yoktu.Kızlar tuhaf tuhaf birbirlerinin suratına bakıyordu.Bende onlara katılınca ekip tamamlandı.Ne kadar güzel değil mi hiç tanımadığım kızlarla nedenini bilmediğim bir şekilde müdürün odasına beklemek.Aslında kızlar güzeldi.Uzun boylu kahverengi saçı,kahverengi gözleriyle uyumlu gerginlikten tırnaklarıyla oynayan bir kız,sarı saçları mavi gözleriyle hafif tombul yandan örgülü saçı olan bir kız,minyon tipi kızıl saçları ve ela gözleri olan bir kız ve benimle birlikte içeriye giren kız ve ben...Çok güzel ya.Kızları tanımıyor olabilirim ama %98 aynı yaştaydık.Görmememin nedeni ise yurt çok kalabalık olduğu için 10. sınıflar olarak 4 kademeye ayrıldık.Erkekler ve kızlar farklı binalarda olduğu için 4 kademe yoksa bu 10-15'e kadar çıkardı.Sonunda müdür-müdür demeye içi el vermiyor insanın adam bildiğin buzul çağından gelme- gelebilmişti.

"Çocuklar benimle gelin sizinle konuşmam gereken konular var"

Hah al işte kesin biri beşimizide evlat edindi de onlarla tanıştıracak bizi.Allahım bunun için sence de biraz geç kalmadın mı ? Yani kim 16 yaşındaki 5 kız evlat istesin ki şahsen ben istemem.Hep birlikte odadan çıkarken kahverengi saçlı kız yanıma gelip elini uzattı.

"Selam ben Başak"

"Memnun oldum bende Ece"

"Niye burda olduğumuzu biliyor musun ?"

"Hayır ama büyük ihtimalle evlatlık meselesi falandır.Yoksa ne olabilir ki"

"Hayırlısı ya"

Biz konuşurken müdür bizi okulun arkasına getirdi.Lan.bi saniye bu adam niye bizi okulun arkasına getirdi.Allahım kesin hepimize birden tecavüz edip sonra 32 yerimizden bıçaklayıp gelinlik giydirip ağaca asacak.Neyse ben biraz geride durayımda birine saldırdığında kaçarım.

"Gelsene"

"Siz gidin benim ayağımı bir şey ısırdı da"

Benim ayağımı bir şey ısırdı ne ya uf

"Haa dur bir bakalım"

"Yok ya öyle önemli değil.Hadi gidelim"

Arkada olduğumuz için rahat rahat konuşabiliyorduk.

"Ya Ece bir şey söyleyeceğim ama gülmek yok"

'devam et' anlamında baktıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Ben korkuyorum.Bu adamdan her şeyi beklerim bir de okulun arkasına getirdi zaten"

Kafamı hızla ona çevirince korktu tabi ben olsam bende korkardım

"Aynı şeyleri bende düşündüm"

Küçük bir kahkaha attıktan sonra devam etti

"Tatlıım sanırım biz çok yakın arkadaş olacağız"

Elini omzuma attıktan sonra bende elimi onun beline koydum.Bu arada geleceğimiz yere varmış olmalıyız ki müdür bey durdu.O sırada siyah kocaman bir arabanın içinden iki tane takım elbiseli adam ve bir de güzel giyimli genç bir kadın çıktı.Müdür kenara geçip o kadınla konuşuyordu.Bizde diğer kızların yanında onları izliyorduk.Sarışın balık etli olan kız ortamıza eğilip bir şeyler fısıldadı.

"Kızlar bence kaçmak için çok geç değil"

Diğer sarışın kızda konuşmaya başladı.

"Saçmalamayın.Belki iyi bir şey"

"Hıhı takım elbiseli iki adam kocaman bir jeep ve müdürün bizi okulun arkasına getirmesi çok iyi bir şey"

"Şimdi sen öyle söyleyince bir kötü oldu ya"

"Kızlaar hadi gelin bakalım"

Kadının bizi çağırması üzerine yavaş yavaş yürümeye başladık.Yanlarına vardığımızda kadın 'arabanın içine geçin' der gibi elini salladı.Ne kadar korksak da geçtik.Kadın da içeri geçince araba hareket etmeye başladı.Müdür dışarıda kalmıştı.Gülümseyip el sallayınca bütün sinirlerim tavan yaptı.Bizi nereye götürüyorlardı,bizle ne yapacaklardı...

Tatlı Küçük AjanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin