GERİ DE KALAN

Kaya

multi de Kaya var :)

  Aynı kuyunun dibinde ayrı duvarlara sinmiş iki insan susarsa kaçarsa ne mi olur can yanar nefes tıkanır şu an benimle Yekta da olduğu gibi sabahtan beri hiç konuşmamıştık dün yaşananlardan sonra utanıyordum omzuma düşen başla kafamı yana çevirdim Yekta uyuyordu dün gece çok huzursuzdu sürekli uyanıyordu bende o da düzgün hiç uyumamıştık erkenden kalkıp hazırlanmıştık Kemal ve dedeme haber vermiştim ama nereye gittiğimi onlarda bilmiyordu artık dikkatli olmam gerekiyordu sebepsiz yere güvenebildiğim bir tek Yekta vardı başını tamamen saçlarımın arasına boyun girintisine soktuğunda saçlarını okşamaya başladım biz bedenle konuşup anlaşanlardandık söze geldi mi canımızı yakıyorduk...

Birinin elime dokunmasıyla direk gözümü açtım hostes karşımda ürkek bir şekilde bana bakıyordu " özür dilerim efendim uçağımız indi" başımı salladım Yektaya döndüm hala uyuyordu elimi yanağına bıraktığımda burnunu boynuma sürtüp daha bastırdı " Yekta" " hıı" " hadi geldik kalk" başını zorla kaldırdığın da yüzüme bakmaya başladı şuan öpesim geliyordu ya yüzünü sıvazlayıp ayağa kalktı " e hadi" bende ayağa kalkıp uçaktan indik hava alanından çıktığımız da yanımıza iki tane adam gelip direk valizleri aldı " efendim hoş geldiniz buradan lütfen" Yektayla adamları takip edip arabaya bindik sessiz ve kısa geçen bir yolculuğun ardından İstanbul'da olan evlerimize çok benzer iki tane ev yan yanaydı arabadan indiğimizde bir koruma benim valizlerimi aldı bir koruma Yektanınkileri ayrı ayrı evlerimize girdiğimizde evin içerisini umursamadan yatak odasına ilerledim koruma valizi bırakıp arabanın ve evin anahtarlarını verip çıktı kendimi yatağa bırakıp tavanı seyretmeye başladım aklım çöplük gibi ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum. Bir müddet daha öyle durduktan sonra kalkıp kıyafetleri yerleştirmiştim üstüme askılı ve kısa bir şort giydim yatağa girdim yatakta sürekli dönüyorum olmuyordu işte uyuyamıyordum en son inat etmeyi bırakıp yataktan çıktım üstüme polar bir hırka alıp aşağıya indim anahtarlarımı alıp dış kapıyı açtım Yekta tam karşımdaydı " nereye bu saatte bu tiple" üstüme bakıp önümü kapattım " sana geliyordum" çatık olan kaşları hemen düzeldi içeri girip kapıyı kapattı belimden tutup kendine daha çok yaklaştırdı sadece gözlerine bakıyordum " sende bensiz uyuyamıyorsun yani?" " görünen o ki tek uyuyamayan ben değilim ama" elimi tutup odaya ilerlemeye başladı " aynen inkar edemeyeceğim ayrıca acayip uykum var" gülümseyip yatağa girdik direk sarılıp kafasını göğsüme bıraktı benim de ellerim çoktan saçında yerini almıştı " Yekta" " hı" " bütün gün birbirimizi yesek de birbirimizi kırsak da gece olunca hep böyle olalım" kafasını kaldırıp yüzüme bakmaya başladı " nasıl başarıyorsun?" " neyi?" " o kadar adam öldürüyorsun o kadar soğuk hareket ediyorsun koca adamlar senden korkuyor lafından dışarı çıkmıyor elinde oynatıyorsun ama benim yanımda bambaşkasın bana içini gösteriyorsun nasıl yapabiliyorsun?" " bende onu anlayamıyorum ki bilmiyorum işte" tekrar birbirimize sarılıp kaldığımız yerden devam ettik.

Sabah uyandığımda Yektanın üstündeydim onun eli ise kalçamın üstünde kalkmaya çalıştığımda daha çok sarmalayıp bırakmadı aslında yerimde güzeldi başımı kaldırıp yüzünü incelemeye başladım yüz hatları uykusunda bile sertti o kadar güzeldi ki saatlerce izleyebilirdim bir an da ters döndüğümüz de neye uğradığımı şaşırdım Yekta üstüme çıktığında kahkaha atıyordu ben hala şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum şu an karşımda anlatamadığım şekilde gülüyordu ve ben hareket dahi edemiyordum " nasıl korktun öyle" cevap bekler gibi yüzüme bakıyordu ve hala gülüyordu yüz ifadem nasılsa gülmeyi bırakıp kaşlarını çattı" küçük kız bu kadar korkacağını düşünmemiştim" " şey yok korkmadım" " iyi misin?" " evet evet sorun yok" kendimi tamamen yatağa bıraktığımda gözlerimi kapattım şaka gibi ya rahatlığıma bak adam şu an üstümde ama ben umursamıyorum elini omuzumda hissettiğimde hiç hareket etmedim parmaklarıyla hafiften dokunuyordu yavaşça boynuma geldiğinde içimde farklı duygular oluşuyordu adını koyamadığım oradan göğsümün tam ortasına doğru geldi gözlerimi açtığımda gözleri kopkoyu şekilde bana bakan bir Yekta beklemiyordum onun bakışlarıyla hissettiklerim daha ağır basmaya başladı üstüme doğru eğildiğinde karnıma dayanan şişlikle kendimi ona bastırmamak için zor tuttum ne oluyor bana böyle aşırı sıcak olmaya başlamıştı dudaklarım yanıyordu Yekta dudaklarımı öpmeye başladığında hemen karşılık verdim ellerimi saçlarının arasına geçirip okşamaya başladım öpüşmemiz gittikçe derinleşiyordu Yekta kendini bana bastırdığında bir an da bende kendimi ona bastırmıştım dudaklarıma inlediğinde bütün vücudum titremişti ikimizde çok hızlı nefes alıp veriyorduk Yekta elini askılığıma atıp tek hamleyle çıkardı karşısında iç çamaşırımla duruyordum vakit kaybetmeden boynumu öpmeye başladı oradan göğüslerime indi aynı anda kısa olan şortumda kalan bacaklarımı okşuyordu ellerim omuzlarındaydı ve sıkıyordum bacaklarımı araladığında çoktan beline sarmıştım şuan şişliği tam oradaydı ve beni deli ediyordu kendini tekrar bana bastırdığında saçlarını çekerek inledim tamamen kendimi kaybetmiştim ve şu an ilerisini istiyordum Yektanın boynumda olan başını kaldırıp dudaklarını öpmeye başladım açlıkla karşılık verdiğinde artık kendimizi kaybetmiştik ve her şeye hazırdım onu istiyordum sadece bedenen değil ruhen de istiyordum kapı çalmaya başladığında ikimizde durduk tekrar çaldığında Yekta kafasını kaldırdı gözleri kapalı bir şekilde soluklanıp üstümden kalkıp odadan dışarı çıktı kendimi acayip boşlukta hissetmeye başladım hızla yataktan kalkıp askılımı giyip dağılan saçlarımı toplayıp bende dış kapıya ilerledim koruma elinde poşetlerle başı yerde bekliyordu " ne oluyor" " Yaprak Hanım mutfak alışverişinizi yapmıştım onları vermeye geldim kusura bakmayın" Yekta adamı dövecek gibi bakıyordu çocuğa acıyıp eğilip elimi poşetlere attım Yekta koluma yapıştığında daha ne olduğunu anlamadan beni geriye doğru çekti poşetleri alıp kapıyı çocuğun yüzüne kapattı sinirli bir şekilde mutfağa girdiğinde peşinden bende girdim poşetleri masaya bırakıp yüzüme bakmadan mutfaktan çıktı peşinden gitmeye başladığımda odaya girip banyoya ilerledi bende peşinden girdiğimde yüzüme bakıp arkasını döndü eşofmanını çıkardığında yalnızca baksırıyla kaldı şaşkın bir şekilde ona bakarken soğuk suyu açıp altına girdi hafif bir çığlık atıp duşa kabinin içine girip elimi musluğa attım elimi tuttuğunda " ne yapıyorsun ya sular zaten buz gibi hasta olacaksın" su gerçekten soğuktu ben alışıktım ama Yekta hasta olabilirdi tekrar elimi musluğa attığımda suyu kapattım " izin verir misin Yaprak?" " hayır ya o suyla duş alamazsın delirdin mi?" " evet delirdim eğer kendime engel olamazsam o yatağa geri döneriz kaldığımız yerden devam ederiz ve şuan kendimi gerçekten zor tutuyorum" söyledikleriyle geri adımlamıştım ben kızdım kendime gelmem kolay olabilirdi ama Yekta için aynı şey olamazdı arkamı dönüp banyodan çıktım üstüm ıslanmıştı siyah bir pantolonla siyah bir t shirt alıp giyindim saçlarımı toplayıp at kuyruğu yaptım arkamı dönüp yatağa baktığımda içim titremişti az önce bambaşka şeyler olacaktı hazırdım oysa ama daha beni sevip sevmediğini bilmediğim bir insanla olmak saçmalıktı arkamı dönüp odadan çıktım mutfağa geçip korumanın aldıklarını yerleştirmeye başladım izlendiğimi hissettiğimde arkama döndüğümde Yekta üstünde sadece bir havluyla kapının önünde durmuş beni izliyordu yutkunup arkamı döndüm kahvaltıyı hazırlamaya devam ettim hayır Yaprak düşünme öyle bir şey olmayacak Yekta arkamdan sarıldığında nefesim hızlanmıştı şuan üstünde havludan başka bir şey yoktu ya " şey üstünü giyinsen" " neden" "ne demek neden evde böyle mi dolanacaksın" daha çok sarılıp başını omuzuma bıraktı şu an çok tatlı göründüğümüzü biliyordum " sen o şerefsizin karşında o kıyafetle eğilebiliyorsun sıkıntı yok ben evde böyle gezince mi sıkıntı yani" şimdi anlaşıldı niye sinirli olduğu başımı ona taraf çevirdiğimde çok yakındık " unutmuşum" " başlatma unutmana benden başka kimse göremez seni öyle" " yok ya" kaşlarını çattığında tırsmadım değil bu adam gerçekten beni korkutuyordu arkamdan çekilip mutfaktan çıktı tuttuğum nefesi bırakıp masaya oturdum az sonra dış kapının sesi geldiğinde istemsizce kaşlarım çatılmıştı niye gitti bu şimdi bir şey söylemeden umursamamaya çalışıp kahvaltıma devam etmeye çalıştım ama o kadar aç olmama rağmen bir şey yiyemiyordum boş boş arka bahçeyi izliyordum aklımda sabah olanlar vardı o nasıl bir güçtü ki ben kendimi kaybettim hayatımda ilk defa böyle şeyler hissetmiştim o an bambaşka şeyler olmasını istedim kapının çalmasıyla kendime gelip ayağa kalktım vestiyerden silahımı alıp kapıyı açtım Yekta içeri girdiğinde elime baktı gülümseyip mutfağa girdi bende istemsizce gülüp silahı bırakıp peşinden girdim masaya oturmuş çayını dolduruyordu bende ardından oturup kahvaltıma devam ettim demek ki üstünü değiştirmek için gitmişti " niye sırıtıyorsun?" "Yektanın sorusuyla sırıttığımı fark ettim "şey bir şey yok ya" inanmamış gibi yüzüme bakıp kahvaltısına geri döndü " okula gidelim bir kendimizi gösterelim bakalım o Kaya denilen çocuk nasıl bir şeymiş " ben baktım fotoğraflarına görsem tanırım yani kızlar yanından ayrılmıyor ama sadece kullanmak için yanında tutuyormuş ilginç biri ayrıca okulun psikopat çocuğu diyebiliriz çok fazla vukaatı var" " sen nasıl yaklaşmayı düşünüyorsun" başımı kaldırdığımda Yekta çok sinirli bir şekilde bana bakıyordu " bilmiyorum aynı sınıftayız ders saatlerimiz hep aynı ona yaklaşamazsam da arkadaşlarına yaklaşacağım bir şekilde" " bende yanında ki kızlara yaklaşırım o zaman hallederiz bir şekilde" " sen niye yanında ki kızlara yaklaşıyorsun ya" ani çıkışımı fark ettiğimde başımı eğdim off sana ne be kızım " kızlar beni gördü mü o çocuğun yanında fazla kalacaklarını zannetmiyorum" sinir şey " sanmıyorum çocuk gayet yakışıklı öyle çabuk vazgeçilecek tip değil" meydan okur gibi başımı kaldırıp yüzüne baktığımda çenesini sıktığı belliydi " göreceğiz küçük kız"