••• T-K 9.B •••

669 95 61
                                    


Ömür aniden elindeki çatalı Aras'ın boynuna tuttu. Şok olmuş gözlerle baka kaldım. Bu kadar nefret etmesini sağlayan şey neydi? Şimdi aralarında ne olduğunu daha fazla merak etmeye başladım. Haddinden fazla sinirli görünüyordu. Ömür'ün göz bebekleri dehşet içerisinde büyümüştü ve şakaklarındaki damarlar belirginleşmişti. Mirza'nın müdahale etmesini bekliyordum. Fakat Mirza müdahale etmek yerine boş gözlerle bakıyordu. Aras ise sadece gülüyordu. Böyle bir durumdayken psikopatça gülüşü, midemi bulandırdı.

"Sakin ol... Ben Dilda'ya seslenmiştim?"

Bu adam benden ne istiyor? Ömür neden adamın boynuna çatalı dayadı? Mirza boş gözlerle bakmayı kesip; ne zaman müdahale etmeyi düşünüyor? Ahhh... İyice Dr. Oetker reklamında oynayan kıza bağladım.

Ömür; gözlerini sanki mümkünmüş gibi daha da büyülttü. Çatalı çok fazla bastırıyordu. "Benimle idare edeceksin." Diyerek dişlerini sıktı. Aras ellerini havaya kaldırdı ve göz ucuyla Ömür'ün eline baktı. "Çatal ha? Daha yaratıcı olabilirdin..." Alay dolu sözleri benim bile sinirlenmeme sebep olmuştu. Ömür'ün dudakları şeytani bir şekilde yukarı kıvrıldı. "Emin ol ölümü sana bu kadar basit tattırmam." Dedi ve boşta kalan elini Aras'ın saçlarına dolayıp duvara çarptı. Aras bu hamleden etkilenmişe benzemiyordu. Kaşlarını çatarak bana baktı. "Hep lafta kalıyor bu dediklerin..." Bakışları Ömür'ü buldu. "Sıktın artık çekil yolumdan." Bağırışı Café'nin her bir köşesine çarpıp, yankı yapmıştı. Ömür bu cümlenin üzerine burnunu çekerek "Neden kendin geçmeyi denemiyorsun." Dedi.

"Elinin hamuru bana bulaşsın istemiyorum. Hadi git sen kek çörek yap."

Bu çok ağır bir laftı. Ecrin bana bakıp dudaklarını ısırınca ben de Mirza'ya baktım. Mirza; Gayet rahat bir şekilde omuz silkti ve göz kırparak karşılık verdi. Ne yani durup öylece Ömür'ün katil oluşunu falan mı izleyeceğiz? İç dünyamın sesini kısıp, hızla Ömür'e çevirdim bakışlarımı. Ömür yüzündeki ifadeyi bozmadan, kaşlarını havaya kaldırdı. "Yerin de olsam canımı tehlikeye atacak laflar etmezdim. Ne de olsa canın; Hamurlu dediğin, bu ellere bağlı." Hızla Aras'ın sırtını duvara çarptı. Şu an da müşterilerin olmadığına şükür etmiştim. Aras'ın gülümseyen ifadesi; tuzla buz olup zemine dökülmüştü. Kaşlarını sinirle çattı. Çatık kaşlar; En çok Ömür'e yakışıyor. Evet şu anda psikopatça bunu düşündüm. Gereksiz düşüncelerimi kapı dışarı edip Aras'ın ne diyeceğini bekledim. "Boş laflarını kendine sakla Öztürk! Buraya Dilda için gelmiştim ama seni gördüğüm iyi oldu... Çatalı çekersen anlatacağım!"

Öztürk? Ömür'ün soyadı Öztürk yani... Ömür ÖZTÜRK! Harfleri birbirleriyle uyum içerisinde dans ediyorlardı âdeta.

Ömür çatalı çekti ve Aras'ı hızla yan masaya çarptı. Hiçbir şey olmamış gibi bana bakarken; Aras sahte bir öksürük ile bakışmamıza son verdi. Aynı an da gözlerimizi Aras'a çevirdik. "Haftaya yarış var her zaman ki yerde..." Diyerek lafa girdi ve devam etti. "Tek fark partnersiz gelinmeyecek!" Çapkın bakışları beni buldu ve birkaç adım yaklaştı. Duruşumu bozmadım ve devam etmesini bekledim "O yüzden burada Dilda devreye giriyor..." Pekâlâ. Beklemediğim bir hareketti bu. Onca kız varken neden bana teklif ediyordu? Ben soru işaretleri ile boğuşurken Aras elini bana uzatarak devam etti. "Benim partnerim olmaya ne dersin?" Aras'ın uzattığı elini havada bırakıp, kollarımı göğüslerimde birleştirdim.

"Dikkat et o elin bir taraflarına girmesin."

Ömür'ün konuşmasıyla, tüm dikkatimi ona verdim. Bana gelen teklife, neden böyle bir tepki gösterdiğine anlam veremedim. Ömür Aras'ın bileğini sıktığı gibi çevirdi ve gözlerime baktı. Bakışlarında bir yıldız parıltısı görebiliyordum. Evet bunu çok net hissediyor ve görüyordum. Aptalca heyecanımı yok saymaya çalışarak devam etmesini bekledim.

❝ TürKürt ❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin