Hiç Kimse Beklenmedik Misafirleri Sevmez

340 22 51
                                    

Merhabalar! Aslında bölümü çok uzun zaman önce paylaşmam gerekiyordu, lakin tıkandım. Yazamadım. Fikirlerim tükendi. Başka bir bölüme başlamak için de çok geç olduğunu düşündüm, çünkü yaklaşık olarak 2000 kelime yazmıştım. Bu yüzden bölümü bölmeye karar verdim. Eğer bir terslik olmazsa ikinci kısmını yakın zamanda paylaşmayı planlıyorum. Bölüm, twitter'da gördüğüm ve kapak resminde de paylaştığım resmi gördükten sonra aklıma gelmişti, eğlenceli olacağını düşündüm. Gerçi fikir olarak aklımda ilk canlandığında çok daha eğlenceliydi, fakat yazarken aynı keyfi alamadım. Umarım sizler okurken alırsınız ^^ Biraz da bana Supernatural'ın 'The French Mistake'(1) isimli bölümünü andırdı, eğer SPN izleyeniniz varsa ne demek istediğimi anlamışsınızdır :D Umarım beğenirsiniz ^^ Keyifli okumalar ^^

><

Saat, öğleden sonra ikiyi gösteriyordu. Gintoki, yüzünün üstüne düşmüş Jump'a ve Yorozuya'da kimsenin üstlenmediği temizliği yapmak zorunda bırakılan Shinpachi'nin elektrikli süpürgesinin sesine aldırmadan uyukluyordu. Kagura da aynı şekilde karşı koltuğa kurulmuş, ağzının kenarından sarkan sukonbusuyla huzur içinde uyuyordu. Shinpachi, ikisine de laf anlatmaya çalışmaktan yorulmuş bir şekilde söylenmeden temizlik yapıyor, bir yandan da kendi kendisine Otsuu-chan'ın yeni albümünden parçalar mırıldanıyordu. Yani kısaca o gün yine her zamanki gibi Yorozuya için sıradan bir gündü.

...Ta ki kapı çalıncaya dek.

"Geliyorum," diye seslendi Shinpachi ve süpürgeyi kapatarak kapıya yöneldi. Bir yandan da uyanmaları ve potansiyel müşterinin önünde düzgün davranmaları için Gintoki ve Kagura'yı uyarmaya niyetlenmişti. Fakat buna gerek yoktu, çünkü ikisi de 'müşteri' kelimesini duyduklarında ayağa dikilmişlerdi bile.

"Nihayet!" dedi Gintoki. "2 haftadır bu kapımıza gelen ilk müşteri. Açlıktan nefesim kokuyor artık!"

"Sanmıyorum Gin-chan," diyerek gözlerini ovuşturdu Kagura. "Senin nefesin hep kokuyor zaten, açlıktan değildir o."

"Kapa çeneni velet," diye söylendi Gintoki, ardından da Shinpachi'nin önüne geçip kapıyı hevesle açtı. "Yorozuya'ya hoş geldiniz, her türlü tuhaf, anlamsız şeyi yaparız, tabi karşılığında ücret..." Lakin Gintoki'nin cümlesi karşısında siyah üniformalıları gördüğü anda yarıda kalmıştı. "Ah, bende müşteri sanmıştım. Sadece vergi hırsızlarıymış."

Hijikata bağırarak karşı atağa geçti.

"SEN KİME VERGİ HIRSIZI DEDİĞİNİ SANIYORSUN LAN?"

Kondo elini Hijikata'nın omzuna koyarak gülümsedi.

"Sakin ol, Toshi. Kızacak bir şey yok. Buraya bir iş için geldik, unutma."

"Eh? İş mi? Yani karşılığında para alacağımız bir işten mi bahsediyorsunuz?" diye sordu Gintoki. Hijikata ona ters bir bakış attıktan sonra Gintoki'yi onaylarcasına başını salladı. Gintoki'nin yüzü aydınlandı ve gülümseyerek üç Shinsengumi memurunu içeriye davet etti. "Ah, neden daha önce söylemediniz ki? Buyurun, buyurun! İçeri girin vergi hırsızları!"

"Kondo-san, hala vergi hırsızı diyor!" diyerek kılıcına uzandı Hijikata, fakat o henüz bir şey yapamadan Sougo iç çekerek ayakkabılarını çıkarttı ve Yorozuya'ya girdi.

"Çocukluk etmeyi bırak da içeri gir Hijikata-san."

Hijikata söylenerek içeriye girdiğinde Yorozuya'nın diğer üyeleri de meraklanmışlardı. Shinsengumi normalde Yorozuya'ya ya yardım istemeye gelmezdi. Asla. Ne olursa olsun. İki grup birbirlerine asla tahammül edemezdi. Demek ki ortada gerçekten çok büyük bir sorun vardı. Öyle büyük bir sorun vardı ki Shinsengumi kendi başına bu sorunu çözemiyordu.

Gintama: Kuru Fasulye ve PilavHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin