Her Yiğidin Pirinç Yiyişi Farklıdır

289 21 150
                                    

Selamlar! Yazar-chan'ınınız döndü!

Şey, çok da döndüm sayılmaz. Döndüm gibi. Bilmiyorum. Geçen dönem aşırı yoğundum ve kafamı kaşıyacak vakit bulamamıştım. Bu dönemse tam tersine aşırı boşum. Bu da bir açıdan yorucu. Yapacak hiçbir şey olmayınca boş duruyorum ve boş durmak da beni yoruyor.

Bende dedim ki, hey! Zaten boşum, o halde neden tekrar hikaye yazmaya dönmüyorum? Çünkü neden olmasın, değil mi ya?

Şunu göz önünde bulundurmanız gerek: yaklaşık olarak en son bölümü yazdığımdan beri elime klavye almadım, sadece eski birkaç hikaye üzerinde düzeltmeler yaptım ve birkaç İngilizce hikaye yayınladım -ki onlar da çok çok uzun zaman önce yazılmış, sadece yayınlanmamış hikayelerdi. Yazmayalı bayaa oldu yani. Üstelik aynı dönemden beri Gintama izlemiyor ve mangayı takip etmiyorum. Dediğim gibi, yazın başlayan ve ancak geçen ay sona eren yoğun bir dönem yaşadım. Bu yüzden lütfen beklentilerinizi yüksek tutmayınız, bende tutmadım, içimden geldiği gibi yazdım. Gintama'daki bazı şeyleri çoktan unutmuşum, Wikipedia araştırması yapmam gerekti.

Yokluğumda hikaye pek çok yorum almış, pek çok kişi bana mesaj atmış. Her birinize ilginiz için çok teşekkür ederim ^^ Daha önce de söylediğim gibi, sizler harika okuyucularsınız! Ne var ki ben sizlere layık iyi bir yazar değilim ;_;

Bunu da paylaşmam gerektiğini düşündüm, artık Archive Of Our Own sitesinde Sognatore ismiyle yazıyorum. Ama bu hikaye için buraya da yeni bölüm eklemeye devam edeceğim, yani aynı hikaye iki ayrı yerde olacak. Çünkü sizler çok uzun zamandır bekliyordunuz, biliyorum. Bu hikayeyi alıştığınız sitede okumak sizlerden alamayacağım bir şey. Hele ki sizleri bu kadar bekletmişken. Çok özür dilerim, gerçekten. Ciddi anlamda Türkçe hikaye yazmayı bırakmayı düşünüyordum, lakin sonra öyle bir döneme girdim ki annemden içtiğim süt burnumdan geldi. Bu dönem beni fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak da yordu, bu da kendimi İngilizce hikaye yazmak için zorlamaktan vazgeçirmeme sebep oldu. Yani bırakmıyorum. Devaaaam!!

Kagura: Gin-chan, annesinden içtiği süt nasıl burnundan geliyor? O sütü yıllar önce sindirmiş olması gerekmiyor muydu?

Gintoki: Hayır Kagura, Yazar burada bir deyim kullandı. Anasından emdiği sütün burnundan gelmesi; bir işi yaparken çok eziyet çekmek, çok yorulmak demektir.

Shinpachi: Vay canına Gin-san! Boş kaldığımız zaman içerisinde kendini gerçekten geliştirmen ne kadar da harika!

Gintoki: Bilirsin Shinpachi, her zaman dediğim gibi, kendimizi geliştirmediğimiz her yeni gün bir israftır.

Shinpachi: Seninle gerçekten gurur duyuyorum Gin-san. Birkaç aydır işsiziz diye boş durmamış, üzerine senden beklenmeyecek bir olgunluk göstererek çok çalışmışsın!

*Gintoki 'tabi ki öyle olacak, ben Gin-san'ım' havalarında bakarken Kagura araya girer*

Kagura: Vay canına Gin-chan, her zamankinden daha çok bilgi dolusun!

Gintoki: Eh, neredeyse 1 SENELİK boş vakti olunca insanın, çalışmak zoruna gitmiyor.

Yazar-chan: Bana mı laf soktun şimdi?

Gintama: Kuru Fasulye ve PilavHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin