Nihayet her şey normale dönüyordu yada en azından kendi adıma öyle umut ediyordum. Uzunca bir süre yatakta öylece uzandım. Beynimde dönüp duran paranoya teorilerine aldırmadan gözlerimi açıp elimi havaya kaldırdım, her şey sıradan görünüyordu. Ardından elimle yüzümü kontrol etmek istediğimde yine boşlukta kalmışcasına hiç bir şey hissedememiş, dokunmayı bile başaramamıştım.
''Bu bir kabus olmalı!'' diye haykırdım. Belkide olanları kabullenmeliydim bilemiyordum. Kafam öylesine karışıktı ki ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini artık kestiremiyordum. Tek hissedebildiğim şey öfke ve çaresizlikti. Ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Son bir kez yatakta öylece yatan bedenime umutsuzca baktıktan sonra koridordan koşar adımlarla geçip hastanenin dışına çıkmıştım. biraz yavaşlayıp bir bankın önünde durdum. Oturmak gibi basit bir eylem bile benim için inanılması zor bir durum halini almıştı. Şu çok açıktı ki insanlar beni görmüyor ve duymuyorlardı. Bedenim bir hastane köşesinde öylece yatarken ben kendi varlığımı sorguluyordum. Neydim ben?
Bedenimden arta kalan bir çöp mü? Hayalet mi? Ruh mu? Bilinç olarak buradaydım ama beden olarak hastane köşesinde ölümü bekleyen o zavallı kızdım. Bir şekilde kendimi toparlamalı ve bu duruma bir açıklık getirmeliydim. Bir süre daha orada öylece durup gelen geçen insanları izledim. Hayat kusursuz işleyen bir saat gibi durmadan ileri doğru akmaya devam ediyordu.
Birden aklıma bir fikir gelmişti. Tabii yaa nasıl akıl edememiştim, belkide beyin ölümü gerçekleşen insanlara böyle oluyordu. Bunu öğrenebilmek için hastaneye geri dönmüş tek tek bütün yoğun bakım ünitelerini dolaşmıştım ama sonuç hüsrandı benim gibi olan kimseye rastlayamamıştım. En alt katta ki morga inip orayı bile kontrol etmiştim. Hayır kimsecikler yoktu. Ne yapacaktım şimdi nereye gidecektim...
Tüm bu düşünceler içinde bocalarken bir kaç kişinin bedenimi sedyeyle hastane dışına taşıdıklarını fark etmiştim. Biraz yaklaşınca anladım ki beni eve götürüyorlardı. ''Her şey bitti'' diye geçirdim içimden belkide her şey sonsuza dek değişmemek kaydıyla sona ermişti ve bu benim lanetimdi. Umutsuzca bedenimin peşine takılıp kaderimin benim için yazdıklarını yaşamaya razı olacaktım. Başka çarem yoktu.
Özenle araca taşınan bedenimle kısa bir yolculuğun ardından eve varmıştık. Odamı bir hastane odasına dönüştürmüşlerdi, dikkatlice bedenimi oraya taşıyıp bir kaç cihazı da yatağımın kenarına yerleştirmişlerdi. Evet eve bir şekilde dönmüştüm ama hayal ettiğim dönüş kesinlikle bu şekilde değildi. Bedenimin hissiz olan yüz ifadesine bakıp mırıldandım:
''Zaman en iyi yazardır, kendi kaderinle yüzleşip yaşamak zorundasın. hoşuna gitse de gitmese de, mantığın alsa da almasa da...'' Duyduğum seslerle düşüncelerim bölünmüştü, annem ve yabancı bir kadın sesi konuşarak benim odama doğru yaklaşıyorlardı. İçeri girdiklerinde otuzlu yaşlarda genç ve bakımlı bir kadın duruyordu annemin yanında.
''Telefonda görüştüğümüz gibi tek yapman gereken Umay'la ilgilenmek. Onun dışında senden hiç bir şey beklemiyoruz. Getirmek istediğin kişisel eşyaların varsa gösterdiğim üst katta ki odana yerleştirebilirsin. Fiyatta da anlaştıysak hemen bugün başlamanı istiyorum.'' Anlaşılan o ki bana bir hasta bakıcı tutmak istiyorlardı.
Genç kadın odayı ve beni gözleriyle süzdükten sonra kapıya yönelmişti. ''Bugün halletmem gereken bir kaç işim var, yarın görüşürüz öyleyse.'' Onlar odadan uzaklaşırken öz güveninin fazlaca yüksek olduğunu hissettiğim bu kadında anlamsız bir iticilik hissetmiştim...
Zaman hızlı ilerliyordu. İlk zamanlar sıklıkla yanıma uğrayan ailemin geliş gidişleri azalmış, son zamanlarda uğramaz olmuşlardı. Benimse yapabildiğim tek şey olan biteni uzaktan izleye-bilmekle sınırlıydı. Bakıcı kadının anlamsız ve mazoşist hareketlerine maruz kalıyordu bedenim çoğu zaman. Sigarasını benim odamda içiyor söndürmek için ayak tırnaklarımı kullanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH KAPANI (Tamamlandı)
FantasyEvreni Avcunun İçine Alanlar listesinde yer almaktadır🍁 Ruhu bedeninden ayrılan Umay başıboş bir hayalete dönüşür ve görünenin ardındaki görünmeze serüveni başlar. Zaman kapıları, geçitler, büyücüler, kahinler, cinler ve çok daha fazlasıyla tanışın...