Tuananın acılarını dindirebilmek beni çok rahatlatmıştı. Sevdiğim birinin acılarını yok edebilmek çok mutlu etmişti beni. Artık güçlerim hakkında daha fazla bilgi almak istiyorduk. Tuanayı revirden çıkartıp Ekrem hocanın yanına gitmek için hazırlanmıştık. Yola çıktığımızda Ali hocanın odasının önünden geçerken bağırışmalar duyduk. Ali hoca ve karşısındaki kadın yüksek sesle konuşuyolardı. Şüphelenmiştik birşey olacağından, çünkü kadının sesi okuldaki hiç bir öğretmenin sesine benzemiyordu. Kadın tekrar konuşmaya başladı '' o kızı öldürmezsek hepimizin sonu gelir, sana onu öldürmeni söylemiştik ama sen napabildin'' diyerek daha yüksek sesle konuşmaya başladı. Ali hoca cevap verdi '' bak birisini öldürmek çok kolay birşey değil ayrıca o yanındaki 3 veled devamlı yanındalar neredeyse tuvalete bile beraber giriyolar, onu öldürebilmek için tek olduğu bir zamanı bekliyorum''duyduklarımız karşısında şok olmuştuk kimden bahsediyolardı derken kadın tekrar konuşmaya başladı. '' Eğer o peri ölmezse sen ölürsün, beceriksiz bir işi beceremiyorsun son şansın'' artık kimden bahsettiğini anlamıştık koşarak bahçeye çıktık. Okulun hemen karşısındaki Kızıl Ormanda daha 1 saat önce Tuanayı yaralayan gölgeleri gördük, Tuana ağzını bile açmadan vampir hızıyla ormana doğru koşmaya başladı. Arkasından Esra sonra Büşra koşmaya başladı, Edayla ne yapıcaz derken karşıdan gelen Aykut ve Akını gördüm hemen yanlarına giderek yardım istedim ve hepimiz koşarak ormana gitmeye başladık. Aykut hemen kurda dönüştü ve saldırdı her kes benim arkada kalmamı sölüyordu çünkü ben daha hiç bir gücümü kullanmayı bilmiyordum. Öğrendiğim büyüler ise daha savaşmaya yönelik değildi. Karşımızdaki düşmanlarımıza vuramıyorduk çünkü onlar bir gölgeydi, hepimiz bağırmaya başladık o sırada okuldan bir ışık süzmesi geldi ve tam ortamızda patladı. bize birşey olmamıştı fakat gölgelerin hepsi yok olmuşlardı. Çok geçmeden Ekrem hoca arkamızda belirdi ve bağırarak '' ne oluyor burda hemen odama gelin'' dedi ve ortadan kayboldu. Hepimiz Ekrem hocanın odasına doğru yola çıkmıştık. Ben ağlamaya başlamıştım çünkü olanların hepsi benim yüzümdendi. Ekrem hocanın odasının önüne geldiğimizde ağlamamı kestim ve odasına girdik, Ekrem hoca konuşmaya başladı ormanda ne aradığımızı sordu, fakat hiç birimzden ses çıkmıyordu. Ekrem hoca bana dönerek '' Bunları sana söylemek zor İlayda fakat onlar senin peşinde, seni öldürmek istiyolar çünkü kara cadıyı öldürebilecek tek şey bir peri, yeryüzündeki son peride sensin eğer senide öldürebilirse onu durdurabilecek hiç birşey kalmaz, zaten onun amacıda bu'' diyerek sözünü bitirdi. Arkasından hemen Tuana konuşmaya başladı ''hocam eğer İlayda için gelirlerse, onun için kanımızın son damlasına kadar savaşırız sonucu ne olursa olsun'' dedi. Esra, Büşra ve Edada aynı fikirde olduklarını söylediler. Ekrem hoca ''çocuklar arkadaşlığınıza hayran kaldım umarım hiç bozulmaz, şimdi yurda gidin ve biraz dinlenin yarın size özel ders vereceğim savaşmayı öğreteceğim ve birkaç büyü öğreteceğim'' diyerek bizi odadan çıkarttı.
Yurda giderken bazı hayaller görüyordum, elleri kanlı bir çocuk vardı ve yardım istiyordu eski bir evin içindeydi. İlaydanın beni dürtmesiyle kendime gelmiştim. Yurdun kapısına gelmiştik koridorda yürürken Demeti gördüm ve bana çok sinsi bir bakış attı, ardından Tuanaya baktım oda Demete baktı, Demet hemen kafasını çevirip güldü ve yanındakine bişeyler fısıldadı. Tuananın kolundan tuttum ve odaya geldik dedim. Esra, Eda ve Büşra odaya girer girmez kendilerini yatağa attılar, Tuana masaya oturup kulaklığını taktı ve şarkı mırıldanmaya başladı. Bende Yatağa Yattım ve düşünmeye başladım o sırada uyumuşum.
Medyadaki İlayda arkadaşlar :)
Yorumlarınızı bekliyorum