Bölüm 5

56 8 2
                                    


"Beni nasıl bulabildiğinizi hala anlamıyorum."

"Önemli olan bu değil Erin, önemli olan seni bulmuş olmamız."

Mabed, her zamanki sakinlerinden hariç, insan gibi yaşamayı seçmiş ve dünyanın tüm zorluklarını bizzat test etmiş olan bir meleği ve de onun on senedir gözkulak olduğu bir çocuğu misafir etmekteydi. Erin rahat mobilyaların bulunduğu yüksek konforlu bir odada misafir edilse de rahat değildi. Hep duyduğu ve Yaratıcı tarafından kullarının düşmanı addedilen Lain ile ilk kez karşılaşıyordu. Daha da garip olan Setras'ın Lain'le tam bir işbirliği içinde olmasıydı. Bu şirkti! Günahların en büyüğüydü. Her ne kadar kendisi de Yaratıcı'nın sözüne karşı gelmiş, görevini tamamlayıp bir insan yavrusu için dünyada kalmış ve Işığın sözünden çıkmış olsa da bu Setras'ın hainliğinin yanında küçük bir yaramazlık gibi kalıyordu.

"Kimsenin beni bulamaması için o kadar uğraştıktan sonra bu biraz garip geliyor."

"Aslında senin bu kadar zaman bulunamayışın kadar garip değil. Biliyorsun, yaşamayı deneyen ilk sen değilsin." (Bu cümlede ne demek istediğini tam olarak anlayamadım. O kadar da garip değil mi demek istedin?)

"Başkaları da mı var?"

"Elbette. Bugüne kadar senin türünden bir çok kişiye ulaştım. Ama ne yazık ki onlar senin kadar başarılı olamadı. Fakat sana ulaşmamış olsam da sen bunu başardın. Nasıl?"

"Ben... bilmiyorum... Sadece peşime düşeceklerinden korkuyordum. Bu yüzden en son bakacakları yerlerde ve koşullarda yaşamaya çalıştım. Beni geri aldıklarında oğlum tek başına kalacaktı. Bu dünya küçük bir çocuk için çok acımasız."

"Peşine düştüler. Hatta nerede olduğun hakkında bilgi de edindiler. Bu bilgiyi ışığa taşımalarına biz engel olduk."

"Nasıl?"

"Bilgiyi elde eden çırağı tutsak aldık."

"Tutsak mı? Yani siz... Bir meleği nasıl..."

"Bunun da belli yolları var Erin, aynı senin ortalardan kaybolman gibi."

"Bu kadar kötü olabileceğinizi sanmıyordum. Yaratıcının elçilerinden birini nasıl tutsak alırsınız?"

"Kötü mü? Oysa bizim sana iyilik yaptığımızı sanıyordum. Sana ve oğluna... Yanlış mı düşünüyorum?"

"Biraz iyiliğinizin dokunduğunu kabul edebilirim."

"Sen olacakların farkında değilsin galiba. Sana ulaşsalardı, aynı bir insanda olduğu gibi, ilk önce giyindiğin bedeni işlevsiz kılacaklardı. Sonra seni alacaklardı ve oğlunu da. Biliyorsun gerçek annesinin ruhunu aldığında onun yaşama şansı kalmamıştı. Fazladan on yıl yaşadı bile. Bu gecikmiş infazı da tamamlayacaklarından emin olabilirsin. Işıkta bundan sonra neler olacağını biliyor musun?"

"Oğlumu cennete kabul edecekler. O günahsız, masum."

"Cennet diye bir yer var mı gerçekten? Ya da cehennem?"

"Olmalı. Yaratıcı tüm kutsal kitaplarında bunu söyler ve onun tüm seçilmişleri de halka bunu anlatır."

"Pekiyi sen daha önce zebani gördün mü? Ya da bir ademoğlunun sağında ve solunda durup onun yaptığı iyilikleri ve de kötülükleri not alan melekleri? Mezarda ölmüş bedeni sorgulayan sorgucu melekleri?"

Melek TaciriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin