Ege arkasında duran kişinin kim olduğunu düşünürken beste sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Ege ise oradan hemen uzaklaşmak istiyordu bunun için olacak ki Besteye seslendi; " Bin arabaya da eve gidelim artık. Orada olan biten her şeyi sana anlatırım." Beste olur anlamında kafasını salladı ve arabanın ön koltuğuna oturdu. Ege ise reisi kucağına almış arabanın bagajına yerleştiriyordu. Reis gayet keyifliydi aslında neler olup bittiğini reisin hareketlerinden çıkartmak hiç de zor değildi. Iki kafadar olan reis ve Ege artık aralarına Besteyi de alarak üç kafadar olmaya başlamışlardı. Beste arabada bir kedi yavrusu edasıyla kıvrılmış duruyordu. Yolda görseniz bu kız adam öldüremez ki dersiniz ama işler öyle yürümüyor işte. Ege arabayı kullanırken kendi iç dünyasında gezintiye çıkmıştı bile. Babasının yüzünü hatırladı. Kendine verdiği binlerce sözleri hatırladı aslında babası bütün sözlerini tutmuştu Egeye karşı ama buna karşılık ondan annesini almıştı. Bir yanlış anlama ve kıskançlık nedeniyle kaybetmişti hayatının anlamını. Babası gözlerinin önünde öldürmüştü annesini ve Ege o günden sonra silah eğitimi , dövüş sanatlarında kendini geliştirmişti. Bu düşüncelerden sıyrılan ege eve geldiklerinde arabadan inip reisi dışarı çıkarttı ve kendiside eve doğru yürümeye başladı. Mutfağa ilerledi ve bir elma alıp bir ısırık aldı. Kolundaki yaradan eser yoktu. Tek bir iz dahi yoktu ama tişortünün üzerinde kan lekeleri vardı. Bu kan lekeleri Egeye ait değildi. Odasına doğru çıkınca üzerini değişmesi gerektiğini hatırladı ve kendine bir salaş bluz seçti. Odadan çıkıp besteyi araya başladı. Ilk odasına baktı. Evet tabikide odasındaydı ama yüzünde hoşnut olmadığını belirten bir ifade vardı. Daha eve alışamamışti ve saçlarıyla aynanın karşısında bir çocuk edasıyla oynuyordu.
Ege odaya girip bir kuaför gibi Bestenin saçlarını taramaya ve tokalarla ayırmaya başladı. Gülümsemesi o kadar içten ve güzeldi ki kızların Egeye neden aşık oldukları belliydi. Ege saçlarını tam tamına 10 dakika da düzleştirmiş ve odadan çıkmıştı. Nerede ne zaman olacağı hiç belli olmuyirdu. Belkide bunu için lakabı Azraildi. Kırmızı bir ışık taneciğini aynadan farkeden beste hemen kendini yere attı. Bir keskin nişancı oyun oynamak istiyorsa bunu yapardı. Saniyeler içinde ayna paramparça olmuştu. Ege bu ses üzerine evde sakladığı pompalı tüfeğini aldı ve hemen bestenin yanına koştu. Besteyi oradan çıkarttı ve kendi odasına götürdü. Evin için de her zaman işe yarayacak gizli bölümler vardı. Egeyi takip eden Beste dolabın içine girdi ve bir anda açılan otomatik kapıyla kendini evin içindeki merdivenlerde buldu. Aslında merdivenlere iki kişi rahatlıkla sığabiliyordu. Aşğıya indiler ve bir odada durdular . Evin altında bir ev daha vardı adeta. Herşey bir şekilde gizlenmişti. Kimse onların burada olduğunu farkedemezdi. Bir kaç monitör ve bir sandalye olan odada kamera görüntüleri vardı. Kurbanlarının hep izindeydi. Uyumak için 5 düğmeye bastı ve duvarların içinden iki yatak çıktı. Bir de denizin sakin dalga sesi huzur veriyordu adeta egenin ruhuna. Ikisi de yorgun olduğundan ancak yarın saat 15.00 da uyanmışlardı. Toparladıkları yataklarından kalkıp doğruca evin üst katına çıktılar. Ev harabeye dönmüstü. Kuru kafa işaretleri ve birde kırmızı üçgen işaretleri evin her yerine çizilmişti. Bu işin kimin altından çıktığı belliydi ve ölüm fermanını imzalayan bir insanı Azrail hemen Allahına kavuştururdu.
Kendini toplayan ege telefonunu çıkarttı ve kardeşim dediği birini aradı. Konuşma kısa sürmesine rahmen egenin neşesini geri getirmişti. Bestenin elinden tuttu ve doğruca gizli bölgeye indiler. Silahları yerlerinden çıkartan ege mermileri ve silahları besteye doğru şık bir hareketle atıyordu. En sona bıraktığı dürbünlü tüfeği alan beste onun dürbün derecesini ayarladı ve kendi sırt çantasına koydu. Bilgisayarın başına geçen ege bir hacker gibi sessiz ve hızlı çalışıyordu. Onlar onu bulana kadar ege onlara süpriz yapmayı planlıyordu. Gülümsedi ve doğruca diğer arabasına bindi. " Sakın orada hata yapma. Benim karım olduğunu bilmesinler yeter. Ha bu arada sana adınla değilde bir lakapla sesleneceğim haberin olsun." dedi ege. " Peki lakabım ne olacak bay bilmiş?"
