KAĞAN

89 6 11
                                    

Multi: Kağan, Ediz ve Ayaz

Şarkı: 5SOS :Jet Black Heart (ben uyardığımda açın lütfen)

********

**1 hafta sonra**

Kendinizi ateşe attığınızda kurtuluşunuzu başkalarından beklersiniz. Halbuki kendi düşen ağlamaz. Tamam şu an kendi kendime öğüt veriyormuşum gibi hissediyorum. Tamam susuyorum. Bu akşam Ediz ile birlikte karaoke gecesi yapacağız.  

 Dolaptan siyah taytımı ve üzerime siyah bir tişört geçirdim. Kızıl saçlarımı tepeden bir at kuyruğu yapıp makyajımı sildim. Mutfağa geçtim ve üç tane derin tabak çıkartıp cips, patlamış mısır ve bisküvi doldurdum.Salona geçip sehpaya tabakları koydum. Ediz karaoke sistemini ayarlıyordu. Hazır olduğunda listeden One Direction:History seçip müziği başlattım. Müziğin ritmi başladığında kendimi hazırladım.

  "You gotta help me, I'm losing my mind
Keep getting the feeling you wanna leave this all behind
Thought we were going strong
I thought we were holding on
Aren't we?  "

Ediz hemen bir mikrofon kapıp yanıma geldi ve Niall'a ait kısmı söylemeye başladı.

Birbirimize bakıp gülmeye başladık sıra nakarata gelmişti. Ellerimi şıklattım ve ikimiz birlikte nakaratı söylemeye başladık.

  "You and me got a whole lot of history
We could be the greatest team that the world has ever seen
You and me got a whole lot of history
So don't let it go, we can make some more, we can live forever "

Şarkı benim orta, Ediz'in süper sesiyle devam ediyordu. Şarkıyı bitirdiğimizde listeden Taylor Swift: İ knew you were trouble , Demi lovato: Really don't care ve daha bir çok şarkı söyledik.

Bu güzel güne bir son verilmesi gerekiyordu. Ediz'i ikna ettim ve tabakları toplayıp mutfağa götürdüm. Aklıma 1 hafta önce yaşadığım olay gelmişti. Eğer Ediz gelmeseydi ölüyordum. O benim... Ağabeyim, babam, kardeşim, arkadaşım, Her şeyimdi. Bana hep yardımcı oldu. Tamam birlikte iken çok çılgınca şeyler yapıp insanları rahatsız ediyorduk ama ona her şeyimi borçluydum...

*****

Ertesi gün...

KAĞAN...

(multideki şarkıyı açabilirsiniz)

Pek konuşmam ben. Cümlelerim yok. Sadece benim anladığım bakışlarım. Sadece cümle yerine kullandığım kelimelerim vardı benim. Siktiğimin geçmişi peşimi bırakmıyordu. Acıları,izleri hep bir yerden patlak veriyordu. Hep canımı yakıyordu. Hep zarar veriyordu.  Birde başıma şu boyut denen saçma sapan bir yer çıkmıştı. Elimde duran ufak torbaya baktım. İçinde beni mutlu edecek ama sonunda beni öldürecek toza karşı dudaklarımı yukarıya doğru kıvırdım. Kararsızdım. Kullanmalı mıydım? Sigara, beni sakinleştiren tek şeydi. Dudaklarımdan kolay kolay düşmeyen sigara, beni mutlu eden tek şeydi. Ama uyuşturucu? Kullanmadım hayatım boyunca. İstedim ama yapamadım. Arkamda zayıf bir beden bırakamazdım. Onu bırakıp buradan gidemezdim. Bensiz yaşayamazdı. Benim bu zehri kullandığımı öğrenirse daha çok üzülürdü. 

 Elimdeki torbayı açtım ve içindeki tozları çimenlere boşalttım. Ayağa kalkıp duvara sert bir yumruk geçirdim. Şu an umurumda bile değildi elimin ne kadar acıdığı. SAKİNLEŞMEM LAZIM. Böyle devam ederse... 

Ellerimi açtım ve avuç içlerime bakmaya başladım. Sırtımı duvara dayayarak aşağı doğru kaydım. Ellerimden çıkmasına izin verdiğim küçük kar taneleri sanki beni sakinleştirmeye yetiyordu. Avucuma kar taneleri birikmişti. Verdiğim komutla kar taneleri havalandı ve başımdan aşağı boşaldı. Çok güzel bir histi. Ayağa kalktım ve bu harabe sokaktan uzaklaşmaya başladım. Adımlarımın yankılandığı boş sokakta ... 

Sırlar Prensesi : BOYUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin