Ne yapmalı?

379 48 40
                                    

Luhan stüdyodan mutlu bir şekilde çıkıp her zaman gittiği kafenin yolunu tuttu.

Mutluydu çünkü... bilmiyordu. Sadece mutluydu işte.

Kafeye ulaştığında her zamanki masasına oturup garsona sipariş verdi. Her zamanki gibi bir Latte ona işten sonra en iyi gelen şey olacaktı.

Kahvesi geldiğinde teşekkür edip yavaşça yudumlamaya başladı. Kahve ve şarkı söylemek kendisini rahatlatan en önemli iki şeydi.

Fakat bu aralar kendisini rahatlatan,gülümseten bir şey daha vardı. O şey, kahve gibi cansız değildi ve şarkı gibi de söylenmiyordu. O şey bir canlıydı. Hatta şaşırtıcıdır ki o Baekhyun'dan başka bir insandı.

Luhan'ın hayatında Baekhyun kadar önemli kimse olmamıştı şimdiye kadar. Yani en son olan ilişkisinden beri. O ilişki de en büyük pişmanlığıydı zaten. Severek başlamıştı ama sonrası kendisi için tam bir eziyetti. Asıl şaşırtıcı olansa kendisini o adamın elinden kurtaran Baekhyun'du. O çelimsiz haliyle boyundan büyük işlere kalkışmıştı ve üstesinden en iyi şekilde gelmişti. O zamandan beri de en iyi arkadaşı hatta tek arkadaşı ve en değerlisi Baekhyun olmuştu. Şimdiyse onun yanına biri daha ekleniyordu sanki.

Eskiler aklına dolduğunda kafasını o düşünceleri yok etmek istercesine iki yana salladı. Hayatının en kötü dönemlerini şu an burada hatırlamak istemiyordu. Mutluydu ve bu yüzden kahve içmeye koşar adımlarla gelmişti. Çünkü kahve mutluluğuna mutluluk katacaktı. Bu yüzden o şeyleri hatırlayıp da üzülemezdi.

Fakat hatırlamasının asıl sebebi uzun süre sonra kalbinde anlamsızca hareketlenme olmasına sebep olan kişiydi. Wu Yi Fan'dı. Tanımıyordu. Belki o da eski sevgilisi gibiydi ama yine de elinde değildi işte. Bir güç kendisini o adama çekiyordu ve Luhan bu güce engel olamıyordu. Olmak da istemiyordu zaten. İçinden gelmiyordu. Bir şeyleri denemeden bilemezdiniz ve Luhan zaten çok uzun zamandır insanlardan kendisini soyutlamıştı. Bu kendisini tamamen herkesten çekmek değildi. Sadece kimseyle bir ilişki yoluna girmek istemiyordu. En azından şimdiye kadar istememişti. Bu yüzden bu kez denemeye karar verdi.

Kahvesinin bittiğini fark edince gülümseyerek kalktı ve kasaya geldi. Kasadaki adama seslendiğinde adamın da kendisi gibi bir şeyler düşündüğünü fark etti. Bir kaç kez daha seslendikten sonra sonunda sesini duyurmanın verdiği o değişik hisle daha fazla gülümsedi.

Adamın kendisini tanıdığını düşünüyordu artık. Sonuçta uzunca bir süredir bu kafeye gelip gidiyordu tanımaması imkansızdı Luhan'a göre ama adamın yüzünde oluşan o ifadeye anlam verememişti. Sanki hayalet görmüş gibi bakıyordu ve bu Luhan'ın istemsizce rahatsız olmasına sebep olmuştu.

Parasını ödeyip hızlı bir selam verdikten sonra çıktı hemen kafeden. Bir an için tüylerinin ürperdiğini hissetti ama aniden gelen soğuğa bağladı bunu ve bildiği bir şey daha varsa o da içerdeki adamın enerjisinden hoşlanmadığıydı.

~~~~~~~~~~~

Sehun elinde parayla donmuş bir şekilde kapıya bakıyordu hala. Leng Cai olduğuna adı gibi emin olduğu adam dışarı çıkalı 20 dakika olmuştu ama o hala öylece kapıya bakıyordu.

Sonunda bir çalışan tarafından kendine geldiğinde, parayı kasaya koyup sandalyesinden kalktı ve tuvalete gitti. Soğuk suyu yüzüne çarpıp kendisine gelmeyi diledi.Aynadaki yansımasına bakıp kaşlarını çattı. Bu şey her neyse doğru değildi. Bunu adı gibi biliyordu. Leng Cai adlı sunucuyu gördüğünü Wu Yi Fan'a söylemeliydi biliyordu ama bir yanı da söylememesinden yanaydı. Eğer Yi Fan'a söylemezse Leng Cai denen adamı kendisi etkileyebilirdi belki. Hem adam devamlı müşterisiydi. Bunu şu an fark ediyordu ama bu bir sorun değildi.

Onu kolayca elde edebilirdi gerçekten isterse eğer ama Yi Fan? O ne olurdu o zaman? Yi Fan kendisi için en değerli olan insandı. Kız kılıklı, geyik tipli ve aşırı sevimli bir adam için en yakın arkadaşını harcamayı göze alabilir miydi?

Sehun sinirle saçlarını karıştırıp çekiştirdi hafifçe. Ne yapacaktı bilmiyordu. Ne yapması gerekiyordu kesinlikle bilmiyordu. Tek bildiği o sesin hala kulaklarında yankılanması ve ona ek olarak yüzünün de gözlerinin önüne gelmesiydi ve bu durum işleri iyice zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

~~~~~~~~~

Wu Yi Fan ek olarak, sonra gönderirim diye düşünerek çoktan hazırladığı mektuplara bakıp iç geçirdi.

Leng Cai adlı sunucuyu deli gibi merak ediyordu ama korkuyordu bir yandan da. Bu kadar kıyamet kopardıktan ve bir sürü aynı içerikli mektup gönderdikten sonra, ya görünce tüm büyü bozulursa diye korkuyordu. Ya aşk sandığı küçücük bir hevesse diye korkuyordu.

Yeniden düşündü. Aşk olmasaydı kalbi her o sesi duyduğunda hatta düşündüğünde, maraton koşusundaymış gibi atar mıydı?

Aşk olmasaydı eğer bu, her gün o sesi duymak için radyo başına koşar mıydı?

Aşk olmasaydı bu şey, yayını dinlemek uğruna toplantılarını ve tüm o saate denk gelen işlerini erteletir miydi?

Aşk olmasaydı eğer, en önemlisi Sehun'un Leng Cai'n sesini beğenmesine bu denli bozulur muydu?

Bunların cevaplarını çok iyi biliyordu ama yine de korkuyordu işte.

Kendini her zaman mükemmel bulmuştu. Şimdiye kadar bir kez bile aşk denen duyguyu tatmamıştı. Aşk Yi Fan için en saçma şeydi yaşam boyunca. Aşkın her zaman insanlar için engel olduğunu düşünen biriydi Yi Fan. Şimdi ise durum fazlasıyla ironikti...

Aşkı saçma bulan bu adam şimdi aşıktı, biliyordu. Belki de buydu kendisini korkutan. Bilmediği bir duygu kalbini, aklını, mantığını, her şeyini eline geçirmişti sanki ve bu fazlasıyla korkutucu geliyordu uzun olana.

Ne yapmalıydı bilmiyordu. Sevdiği adamın, sesini ezberlediği ama yüzünü bir kez bile hayalinde canlandıramadığı adamın davetine icabet etmeli miydi? Ayrıca gidip ne diyecekti? 'Merhaba ben şu sesinizi duyup size aşık olan gerizekalı Yi Fan'ım' falan mı demeliydi? Tam bir deli saçması gibi geliyordu kulağa.

İçinde anlayamadığı bir sıkıntı vardı. Kendisini boğan bir sıkıntı. Korkunun ya da şu aşk denen duygunun verdiği ağırlıktan daha büyük bir ağırlık veriyordu kendisine. Ne olduğunu bilmiyordu ya da neden olduğunu. Fakat bu his iyi şeylerin habercisiymiş gibi değildi.

Yi Fan'ın hisleri her zaman kuvvetliydi. Ya bir yerde sevdiği birine bir şey olmuştu veya olacaktı ya da kötü bir olay gerçekleştecekti.

Her ikisini de tercih etmezdi şöyle bir zamanda. İçinden herhangi bir şey olmamasını diledi.

Fakat bilemezdi bir şeylerin çoktan olmaya başladığını.

--------

Bu fic nereye gidiyor bilmiyorum snsjsj

Entrika yazmayı pek beceremiyorum bence ama umarım beğenirsiniz ^^

He ayrıca şu his şeysi kendimden şey oldu. O durum ben de olduğu için bir anda aklıma geldi yazdım falan filan. Bilin istedim... djsjskkskssm

Bir de Sehun ile kimi shipliyorsunuz Luhan haricinde yorumda belirtirseniz coh hoj olur ^^

Sizi seviyorum ~♥

Bol yorum istiyorum. Eğer yorum gelmezse oy sınırı koyarım *piç smile*

Byu~

Radio Host [Kısa Hikaye]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin