Buluşma

328 47 19
                                    

"Burada böyle bekleyeceğimize kahvaltı etseydik Yi Fan..."

Sehun sitemle konuştuğunda Yi Fan omuz silkti. Sabahın köründe uyanmış ve arkadaşını da uyandırıp radyonun önüne getirmişti peşinde sürükleyerek. Tek başına oraya girmeye eski cesareti yoktu. Sebebini bilmiyordu ama yoktu işte.

Hala buraya nasıl geldiğine şaşırıyordu aslında. Içeri girdiğinde ne yapmalıydı, ne demeliydi bilmiyordu hala.

Çağıran Leng Cai isimli sunucuydu. Elbet o düşünmüştür değil mi?

Bir radyo yayını resmen değiştirmişti kendisini. Buna imkan yoktu normalde ama olmuştu işte.

Muhteşem Wu Yi Fan bir radyo sunucusunun sesi yüzünden değişmişti işte.

"Hadi artık girelim."

Sehun'u başıyla onaylayıp derin bir nefes aldı ve radyo kapısına kadar geldiler.

Kapıda ki görevli ikisine de anlamsızca bakınca Yi Fan kendisini tanıtmayı ancak akıl edebilmişti.

"Ben... Wu Yi Fan. Leng Cai beni çağırmıştı. Sanırım bir hafta önce... Bu da arkadaşım Sehun."

Görevli anladığını belirten birkaç şey mırıldanıp içeri geçti. Haber vermek için.

Yi Fan büyük binaya bakıp yeniden derin bir nefes aldı.

'Her şey çok iyi gidecek Yi Fan.'

~~~~~~~~~

"Efendim... Wu Yi Fan adlı kişi geldi. Fakat yanında bir arkadaşını da getirmiş ne yapalım?"

Luhan duyduğu isimle görevliye baktı. Sonunda gelmişti. Beklediği, tanımadığı halde beklediği adam sonunda gelmişti.

"Sorun değil. İçeri alın 10 dakika sonra odama gelebilirler. Baekhyun'a söyleyin hemen odama gelsin."

"Peki efendim."

Adam dışarı çıktığında Luhan gülümseyerek stüdyodan çıkıp çokta büyük olmayan odasına geçti. Küçük aynasında kendine çeki düzen verirken Baekhyun içeri girmişti bile.

"Beni çağırmışsın LuLu. Özledin tabi dimi?"

Kıkırdayarak konuştuğunda Luhan ona baktı. Heyecanla Baekhyun'un ellerini tutup gülümsedi.

"Geldi Baekhyun. O geldi. Yi Fan geldi!"

Baekhyun arkadaşının bu haline gülümsemişti. Uzun zamandır ilk kez onu gerçekten heyecanlı görüyordu. İlk kez mutlu olduğunu hissediyordu.

"Tamam sen saçlarınla ilgilen ben de şu odayı toparlayayım."

Luhan onayladı ve yeniden aynanın önüne geçti. Heyecanlı halleri Baekhyun'u daha çok gülümsetiyordu.

Uzun zaman sonra yeniden birine karşı böyle heyecan duyması sevindiriyordu tabiki Baekhyun'u.

Tao'dan beri hiç kimseye güvenmemişti Luhan. Tao'yu fazlasıyla sevmişti. Tao da onu seviyordu aslında ama iflastan sonra çok değişmişti. Eve hep sarhoş gelmeye başlamıştı. Her gün içiyordu. Luhan'ı bırakmıyordu ama başka erkek ya da kızlarla da beraber olmayı ihmal etmiyordu. Şu tek gecelik olanlardan. Luhan bunu öğrendiği zaman gitmek istediğinde fena halde dövmüş hatta hastanelik etmişti. Baekhyun polise gitmek istese de Luhan korktuğu için istemiyordu. En sonunda para uğruna Luhan'ı pazarlamaya kalktığında Baekhyun Tao'ya karşı çıkmış kendi arkasına Luhan'ı alıp o küçük elleriyle yumruklar savurmaya başlamıştı. Gelmeden önce polise haber vermiş olmasıysa tamamen şanstı.

Tao'ya ne olduğunu bilmiyorlardı. Bilmek de istemiyorlardı zaten. O zamandan sonra Baekhyun asla Luhan'ı yalnız bırakmadı.

"Geliyorlar Baek."

Heyecanla çıkan ses Baekhyun'un düşüncelerini bölerken sehpayı yerine itip Luhan'ın yanına geçti.

"Sakin ol bakalım geyik."

Dedikten sonra dışarıyı gösteren camdan bakmaya başladı.

"Oha! Bunların ikisi de taş Luhan!"

"Sence hangisi Yi Fan,Baek?"

"Bunu sen hissetmelisin ben değil."

"Bence..."

İkisinde de göz gezdirdi. Yüzleri net görünmese de ikisi de fazla yakışıklıydı belli oluyordu. Biri diğerinden birkaç santim daha uzundu.

"Bence uzun olan Yi Fan."

"Pekala...göreceğiz. Yi Fan hangisiyse diğeri de benimdir."

Dedi ve göz kırptı Baekhyun.

~~~~~~~~~~~

Yi Fan dar uzun koridorlardan geçerken heyecanı daha da artıyordu. Ucunda bir tek oda bulunan bir koridora geldiklerinde bu odanın onun odası olduğunu anlamıştı. Hayallerine sadece birkaç metre uzaklıktaydı.

Bilmem kaçıncı kez derin bir nefes alıp adımlarını hızlandırdı. Sonunda ulaştıklarında Sehun arkadaşının omzunu pat patladı.

"Her şey iyi olacak. Rahatla."

Kapıyı kısa ve güler yüzlü bir çocuk açmıştı daha kimse kapıyı çalmadan.

"Hoş geldiniz~"

Aegyo yaparcasına konuştuğunda ikisi de istemsizce gülümsedi.

"Sen gidebilirsin."

Görevli, üçlünün önünde eğildikten sonra görevli olduğu yere dönmek üzere hareketlenirken Sehun ve Yi Fan da içeri geçmişti.

"Ben Baekhyun."

Elini uzattığında iki arkadaş birbirinin suratına baktı. Sonunda Sehun atak yapıp küçük çocuğun elini sıktı.

"Ben Sehun. Bu da arkadaşım Yi Fan. Asıl adam yani."

Kıkırdadığında Baekhyun da gülümsemişti.

"O zaman Leng Cai doğru bilmiş."

"Anlamadım?"

"Anlarsınız birazdan. Yi Fan içeri geçebilirsin. Şu koridorun Sonunda sağdan ilk kapı odası. Seni bekliyor."

Yi Fan işaret edilen küçük koridora baktı. Terleyen avuç içlerini pantolonuna silip söylenen yolda ilerledi.

Baekhyun ve Sehun da diğer koridordaki Baekhyun'un odasına gitmişlerdi.

Kapının önüne geldiğinde derin derin nefesler aldı ve kapıyı tıklattı.

İçerden o en sevdiği ses 'gelin' dediğinde aldığı nefesi geri verip içeri girdi.

Hafifçe eğilerek selam verdi ve kendini tanıttı.

"Merhaba. Ben Wu Yi Fan. Mektupların sahibi."

Luhan heyecanla yaklaşıp gülümsedi ve elini uzattı. Yi Fan uzatılan eli sıktı ve karşısındakine bakmaya başladı. Fazlasıyla...güzeldi. Sesi gibi...

"Ben Leng Cai. Yani Luhan."

Gülümsemesi daha da genişlediğinde Yi Fan şimdiye kadar kendisine mükemmel dediği için lanet etti. Kendisi mükemmelse karşısındaki ultra mükemmeldi.

-----------

Ben yazarken heyecanlandım lan skskaksks

İnşallah beğenirsiniz

Sizi seviyorum~

SeBaek severler hadi iyisiniz. Gelecek bölüm onlara da yer vermeyi düşünüyorum ^-^

Reklam yapam sjsjsj

CHANBAEK TEXTING YAZDIM BIR BAKSANIZ YAA ^-^

Kontrol etmedim yazım yanlışı olabilir

Radio Host [Kısa Hikaye]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin