Mektup

583 58 34
                                    

Yi Fan kararlıydı. Bulacaktı o radyo sunucusunu.

Bir ay önce can sıkıntısından açtığı bir radyo kanalında duyduğu sese kaptırmıştı kendini.

Ses tonu özellikle şarkı söylediğinde fazlasıyla güzeldi.

Konuşma şekli, şarkı söylerken ki o güçlü ses tonu kapılmasına sebep olmuştu kimsenin bir kez bile yüzünü görmediği radyo sunucusuna.

Adını da bilmiyordu kimse. Belli bir lakabı vardı sadece.

Her yerde aramıştı Yi Fan lakabı 'Leng Cai' olan radyocuyu. Fakat bulamamıştı. Bir kişi bile görmemişti onu. Program ekibi dışında tabi.

Ona dair ne bir resim ne de bir haber vardı.

Yine de vazgeçmemişti. Arıyordu ve bulana kadar da devam edecekti.

"Bir aydır tek bir şey bulamadın bile ha?"

"Evet. Çıldıracağım artık Hun."

"Kanala gitmeyi denedin mi?"

"Denedim tabi ki ama fazlasıyla korunuyor bilgiler. İçeriye giremedim bile."

"Radyoya mesaj atmayı falan denedin mi peki?"

"Denedim."

Gülümsedi Yi Fan.

"Ne oldu peki?"

"Ona ismini ve kendisini neden sakladığını,onu fazlasıyla merak ettiğimi belirten şeyler yazdım. 'Gizemli olmayı seviyorum ve tabi beni merak etmeniz de onurlandırıp sevildiğimi hissettiriyor' dedikten sonra ismimi okudu. O an ölüyorum sandım. Kimsenin ağzına ismim bu kadar yakışmamıştı benim Sehun."

Son cümleleri kurarken hiç gülümsemediği kadar güzel gülümsediğini gördü Sehun arkadaşının.

"Fena tutulmuşsun Yi Fan. İsmini bile bilmediğin bu herife fena tutulmuşsun."

Yi Fan kafasını salladı sadece. Haklıydı arkadaşı ki bunu kendisi de biliyordu.

Her Pazartesi ve Perşembe günleri radyonun başına geçip onun programının başlamasını bekliyor ve sonuna kadar dinliyordu.

Daha önce hiç kimse için kılını bile kıpırdatmayan Yi Fan adını bile bilmediği biri için asla yapmam dediklerini yapıyordu.

Her mektup alım günlerinde mektup gönderiyordu sunucuya.

Mektupları okuyor mu ya da umursuyor mu bilmiyordu ama yine de gönderiyordu bıkmadan.

~~~~~~~~


Luhan masasına kurulmuş mektupları okuyordu yine.

Her okuduğu mektubu masasının ikinci çekmecesine kaldırıyordu.

Asla bir mektup bile atlamaz, okurdu Luhan yazılan her şeyi. Hiçbirini de atmaz saklardı çekmecesinde.

500 gelen mektuptan sadece bir tanesi kalmıştı. Gülümseyerek açtı Luhan son mektubu.

Bir aydır aynı kişiden neredeyse aynı içerikli mektuplar alıyordu. Bu mektuplar nedensizce kendisini, yazan kişiye çekiyordu.

İstemsizce okurken gülümsüyor ve mektubu sonlandırdığında fark ediyordu bunu.

Yavaşça açtı mektubu ve özenle okumaya başladı her satırı.

Merhaba...

Bunları, yani yazacaklarımı şimdiye kadar kim bilir kaç mektupta anlattım. Geçen Salı, belki bir taneyi okumazsınız diye yirmi tane kelimesi kelimesine aynı mektuptan gönderdim. Sonra ki elli taneyi söylemiyorum bile. Oh, sapık gibi hissettim kkk...

Radio Host [Kısa Hikaye]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin