Alnımda hissettiğim sıcaklık, kokusunu içime dolu dolu çekme isteği uyandıran parfümü. Birbirine karışmış saçları yetmezmiş gibi son derece çekici sakalları. O kadar güzel ki. Bakmaya kıyamadığım gibi dokunmaya da kıyamazdım.Kafama gelen bir kağıtla düşüncelerimden sıyrıldım. Kağıdın geldiği tarafa baktığımda Rüzgar'ın yüzüne yayılmış gülümsemesiyle karşılaştım. Kağıdı elime alıp içini açtım.
Beni mi düşünüyorsun kızıl
Yazıyordu. Elime sinirle kalemi alıp
Komik olduğunu mu sanıyorsun yüz ifademe bakarsan gülmediğimi anlayabilirsin :))
Yazdım ve geri fırlattım. Bu çocuk artık sınırlarını zorluyordu. Tekrar kağıdı fırlattığında minik bir çığlık attım. Bütün sınıf bana döndüğünde yanaklarımın kıpkırmızı olduğundan eminim. Rüzgar'a baktığında elini ağzına kapatmış gülmemeye çalışıyordu. Sınıftakiler önüne döndüğünde tekrar Rüzgar'a baktım ve dil çıkardım.
Sürekli ifadene baktığımdan emin olabilirsin kızıl
Bu kadarıda fazlaydı. Elimde ki kağıdı tek hamlede yırtıp sıranın üzerine attım. Tam o sırada da zil çaldı. Çantayı kapıp direk sınıftan çıktım. Son ders olduğu için şükrediyordum. Otoparka doğru ilerlerken birinin arkamdan "Duru" diye bağırdığını duydum. Arkamı döndüğümde bela geliyorum demez diye düşündüm.
"Ne var, ne istiyosun Sude?" dediğimde çoktan yanıma gelmişti.
"Şey ben sana dediklerim için özür dilemek istiyorum, kuzeni olduğunu bilmiyordum ve okulda Bora'ya yürüyen bir çok kız var" dedi.
"Yürüye yürüye Bora ya mı yürüyeceğim ya" dediğimde Sude gülmeye başlamıştı.
"İyi anlaşabiliriz" dedi ve elini uzattı. Karşılık vererek elini tuttum "En azından deneriz" dedim ve gülümsedim.
"Aslında bu akşam bizimle gelmelisin, kaynaşmamız konusunda iyi olabilir" dedi. Aslında kafamı dağıtmak istiyordum. Hem de yıl boyunca Bora öküzüyle takılmak istemiyordum.
"Kaçta ve nerede?" dedikten sonra gülümsedim. O da karşılık olarak gülümsedi ve "King Bar, dokuzda barın önünde olursun" dedikten sonra kafamı sallayıp arabaya ilerledim. Arkamdan da Bora koşarak gelmiş ve direksiyona geçmişti.
♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Saat sekize geldiğinde ne giyiceğim faslı başlamıştı. Tam yarım saat dolabın önünde dikildikten sonra siyah deri mini eteğim, üzerine transparan beyaz gömleğim ve uzun çizmelerimle kombinledim. Aynaya baktığımda oldukça cesur gözüküyordum. İçimde belli olan siyah sütyen artı eteğin aşırı derece kısa olması vücudumun her hattını ortaya çıkarmıştı. Belime gelen kızıl saçlarımı dağınık topuz yaptıktan sonra kırmızı bir ruj sürüp eyeliner çektikten sonra hafif bi göz makyajıyla bitirdim. Son kez üzerime siyah deri ceketimi giydim ve aşağıya indim. Bora beni merdivenlerde inerken gördü ve yüzüne kocaman bi gülümseme yayıldı.
"Kimin kuzeni bee, sen bizim bücüre bak topuklu giyince benden de uzun olurmuş" dedi ve kahkaha attı. Dil çıkarıp kapıyı açtım. Tam çıkıcakken teyzem yanıma gelip arabanın anahtarlarını verdi. Sarılıp çok teşekkür ettikten sonra siyah Range Rover' a doğru ilerledim. Evet, tamamen bir Range Rover.
Direksiyona geçtiğimde navigasyonu açtım ve King Bar'ı buldum. Barın önüne geldiğimde Sude ve tanımadığım dört veya beş kız etrafa bakınıyordu. Arabayı parkedip yanlarına gittim. Beni görür görmez Sude baştan aşağıya süzdü ve sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doku
Teen FictionAnnesinin ölümünün ardında ki gizem yetmezmiş gibi peşine takılan son derece tehlikeli sapık. Teyzesinin yanına taşınan Duru Atalay'ı yeni tanıştığı Rüzgar bunca şeye karşı koruyabilecek mi? Peki ya aşk? Korku?